Müdür Oldum Seks Hayatım Canlandı 27. Bölüm

Eve geldiğimiz anda Müjgan ağlamaya başladı. Ama öyle böyle bir ağlama değil, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Hemen kendisini yatak odasına attı ve yarım saat kadar odada kapalı kaldı. Ben ise salonda TV izliyordum. Müjgan yarım saat sonra yanıma geldi, gözleri şişmişti. Müjgan’a, "Ne oldu? Niye ağlıyordun??" dediğimde, "Bilmiyorum, birden kendimi ucuz bir orospu gibi hissettim!" dedi. Kalktım, yanına giderek ona sarıldım. Ağlamaya başladı yine. Ben de, "Öyle düşünme, sen sadece zevkini çıkarttın bu işin!" dediğimde biraz moral buldu. TV'de o sırada bir film oynuyordu, dillerini anlamasak ta, sarmaş dolaş sarıldık birbirimize ve filmi sonuna kadar izledik. Sonra Müjgan odasına uyumaya gitti. Beraber olsak bile, ben arkasından gitmeyerek, kendime ayrılan odaya gidip yattım. Sabah saat 9:00 gibi Müjgan beni uyandırdı ve "Kahvaltı hazır!" dedi. Kahvaltımızı yaparken Müjgan, "Dün geceyi unutalım, ikimiz de ne yaptığımızı bilmiyorduk!" dedi. Ben de, "Tamam!" dedim. Sonrasında ikimiz de tek kelime bile etmedik. Kasım’ın 3’ünde Amerika’ya uçacaktık,

yaklaşık 2 hafta falan vardı önümüzde. 3 gün sonra herşeyin belli olacağı zamana gelmiştik, sabah 9:00 gibi kalktık. İkimiz de sırayla duş aldık, o günden sonra gitmemiştik şirkete hiç. Müjgan biraz tedirgin gibiydi, ama ona birkaç cümle söyleyip rahatlattım.

Ben takım elbisemi giydim. Müjgan ise siyah bir etek ve beyaz dar bir gömlek giydikten sonra siyah topuklularını giyip çıktı. Çok seksi olmuştu. Şirket bizi özel bir arabayla aldı, bizden önce diğer şirket ile toplantıları vardı. Biz son raporları hazırlamak için gitmiştik. Saat 12:00 gibi bizim toplantımız başladı, şirket bizden, işi almamız için 250.000 Euro talep etti. Önceki şirket 200.000 Euro’da ısrar edince onlarla anlaşamamışlar. 2 saat kadar süren bir toplantı sonucu anlaşmayı imzaladık. Anlaşmadan sonra yemek için güzel bir restorana gittik. Hadden’ın gözleri halen Müjgan’ın üstündeydi. Müjgan ise yemekte onunla göz göze gelmek istemiyordu.

Yemeği saat 15:00 gibi bitirdik. Frank bize, "İstiyorsanız biraz gezelim?" dedi. Biz de "Olur!" dedik. Arabaya bindik ve Frank ile birkaç mekana gittik. Finlandiya’nın güzelliklerini gösterdi bize. Frank’ın telefonu çaldı saat 16:00 gibi. Biraz telefondaki kişiyi dinledikten sonra, "Ahhh, ben onu unuttum. Söz verdiğim gibi saat 17:00’de oradayım!" dedi ve kapattı telefonu. Sonra bize dönerek, "Aranızda voleybol maçı seven var mı?" dedi. Biz onun suratına anlamsızca bakınca, "Kızımın bugün kolej turnuvasında bir maçı var, onu izleyeceğime söz verdim, ama unutmuşum!" dedi. "Gidelim ohalde!" dedik.

Arabaya bindik, Finlandiya’nın uç bölgesinde ve çok fazla ev olmayan bir yerdeymiş bu maçın yapılacağı salon. 45 dakika kadar sonra vardık. Arabayı park edip indik aşağıya. Frank ile beraber tribünlere gitmeden önce, kızını görmeye, soyunma odasına doğru gittik. İçeriye girmemiz yasak olduğundan oradaki bir kıza haber verdirerek çağırttık. Odadan afet bir kız çıktı, genelde tüm halkın olduğu gibi bembeyaz tenli bir kızdı. Linda olduğunu öğrendim adının. 18 yaşında, 1.80’den uzun boyu, bembeyaz tenli, kumral saçları ve yeşil gözleriyle mükemmel bir kızdı. Uzun ve ince, fit bir vücudu vardı. Altlarına giydikleri özel şortlardan kalçası muhteşem görünüyordu.

Bizi tanıştırdı, biraz konuştuktan sonra tribüne çıktık ve yerlerimize oturduk. Gerçekten iki takımın oyuncuları da taş gibiydi. Güzel bir maç izledik, maçı kazanan Linda’nın oynadığı takım olmuştu. Kızlar duşlarını aldıktan sonra çıktılar. Linda’yı da alıp, biraz dolaştıktan sonra bizi eve bıraktılar. Linda ile mutlaka bir daha görüşmem gerekiyordu.

Birkaç gün sonra bir buluşmada, Frank, Müjgan’la beni akşam yemeğine davet etti. Ben de Linda’yla görüşecek bir pozisyon arıyordum, hemen kabul ettim. Akşam Müjgan’la beraber hazırlandık ve bizi özel bir arabayla Frank’ın evine kadar bıraktılar. Çift katlı, güzel bir evde oturuyordu Frank. Salona geçtik ve oturup sohbet etmeye başladık. Frank’ın gözü sürekli Müjgan’ın üzerindeydi. Yarım saat sonra Linda girdi içeriye. Üstündeki uzun kollu tişört ve dar pantolonla vücudunun hatları tamamen belliydi. Ben de Linda’yla muhabbet etmeye başladım. Saat 20:00 gibi yemeğe geçtik. Frank’ın eşiyle de tanıştım, o da güzel bir kadındı, ama benim amacım Linda’ydı tabii.

Yemeği bitirdikten sonra tekrardan salona geçtik, içkilerimizi alıp sohbet etmeye başladık. Ben Frank’a, "Şehir gezimiz yarım kaldı. Başka gideceğimiz yer var mı?" dediğimde, Frank, "Var, ama ben yarından itibaren biraz doluyum. İstersen Linda götürsün sizi?" dedi. Ben tabii ki bu habere çok sevindim, ama belli etmemeye çalıştım. Haftasonu Finlandiya’nın şehire uzak kalan kısımlarındaki bir dağlık yere götürecekti bizi Linda. Güzel bir termal otel olduğunu söyledi. O akşam bizi saat 22:00 gibi tekrardan eve bıraktılar. Haftasonunu zorla çekiyordum. Cuma akşamından çıkacaktık yola.

Cuma akşamı olmuştu, bizi evimizin önünden alacaklardı. Eşyalarımızı hazırlamıştık, 2 gün orada kalacaktık. Linda saat 22:30 gibi aradı ve "Geldim!" dedi. Biz de çıktık. Siyah bir Jeep vardı kapının önünde. Eşyaları bagaja attık. Arabayı Linda kullanıyordu, ben başkaları gelir alır diye düşünmüştüm. Linda’nın yanına bindim, Müjgan da arkaya geçti. Yola çıktık. Etraf karlı olmasına rağmen yol temizlenmişti ve dağa çıkarken hiç zorlanmamıştık. 2 saatlik bir yolun ardından büyük bir otelin önünde durduk. Bir görevli yanımıza geldi, Linda arabanın anahtarını ve biraz para verip birşeyler söyledi. Görevli kafasıyla 'Tamam!' işareti yaparak arabaya bindi. Biz de direkt resepsiyona gittik.

Linda yerel dilden birkaç bir şey söylemişti. Sonrasında asansörle üst katlardan birine çıktık. 1 tane oda almıştı Linda. Odaya geldiğimizde Müjgan biraz tedirgin oldu, çünkü 3 oda vardı ve 2’si yataklıydı sadece. Bu durumda, birinde Linda, birinde ise Müjgan ve ben yatacaktık, ama Müjgan benimle yatmak istemiyordu. Müjgan, Linda’ya durumu düzgünce söyleyince, Linda da Müşgana, "Tamam, ikimiz beraber yatarız!" dedi. Problem çözülmüştü. Odalarına dağıldık ve yattık. Beni bir türlü uyku tutmamıştı, sağa sola dönüyordum ama uyuyamamıştım. Saat 01:00 gibi odamın kapısı açıldı ve Linda, "Müsait misin, gelebilirmiyim?" dedi. "Evet!" dedim.

Linda içeriye girdi ve mini bardan içki çıkarttı. Kadehlere koyduktan sonra, "Uyuyamadım!" dedi. Ben de uyuyamadığımı söyledim. Güzel bir muhabbete başladık. Linda bir saat falan sonra, "Gideyim ben..." dedi ve kadehini kenara bıraktı. Kalkacakken kendime doğru çektim ve "Seni çok beğeniyorum Linda!" diyerek dudaklarına yapıştım. Öpmeye başladım, o ise şok olmuştu ve hareketsiz karşımdaydı. Herşey birkaç saniye içinde gelişmişti ve şimdi de bana karşılık vermeye başlamıştı. Geceliğinin altındaki uzun beyaz bacaklarını okşuyordum. Linda ile 15 dakika kadar öpüştükten sonra, Linda kendini çekti ve "Bu yanlış!" diyerek odamdan çıktı. Ben de yattım ve uyudum.

Sabah saat 9:00 gibi kalktım. Odamın kapısını açtım ve önce kontrol etmek istedim uyuyorlar mı diye ve onların odasının kapısını yavaşça açtım. Linda’nın bembeyaz bacakları Müjgan’ın bacağının üzerindeydi, sarmaş dolaş yatıyorlardı. Harika bir görüntü vardı karşımda. Biraz daha izledikten sonra kapıyı yavaşça kapattım. Koltuğa oturdum ve TV’yi açıp kanal aramaya başladım, ama anlamadığım bir dil olduğundan çok fazla sarmadı ve kapattım. Laptopumu açtım.

Bir kadeh Viski aldım ve bir film açıp izlemeye başladım. Film’in sonlarına doğru Linda çıktı yatak odasından. Hemen arkasından ise Müjgan çıktı. Müjgan benim yanıma, Linda ise karşıdaki tekli koltuğa oturdu. Gülümseme vardı suratında, dün yaptığımız hoşuna gitmişti her halde. Linda bize, "Hadi hazırlanın kahvaltıya gidelim!" dedi. Biz de kalktık ve odalarımıza girdik. Hazırlandıktan sonra kahvaltıya indik. Güzel bir kahvaltıdan sonra Linda bize otelin havuzuna ineceğimizi söyledi. Odada yarım saat hazırlandıktan sonra indik otelin havuzuna. Kadınlara ayrı, erkeklere ayrı ve birde herkese açık büyük bir havuz vardı. Üçümüz de açık olana girmek istedik.

Soyunma kabinlerine girdik. Ben kıyafetleri çıkarttım ve mayo şortumu giydim. Çıktığımda Müjgan da çıkmıştı. Yeşil bir bikini giymişti, ama çok açık değildi, Müjgan hemen suya girdi. Ben Linda’yı bekledim. Beklediğime de değmişti, kırmızı bir bikini giymişti ki, çok açıktı. Bembeyaz uzun vücudunda harika durmuştu bikini. Linda havuza girdi ve arkasından ben girdim, biraz sıcaktı havuz. Yüzerken Linda sürekli bana yakın oluyor, bazen elini ve bacağını bana değdiriyordu. Dün akşamı bir daha yaşamak ister gibiydi. Ben de onun bana davrandığı gibi davranıyordum.

Ara sıra havuzda arkasından sarılıyordum ve şaka yapıyormuş gibi kalçalarına yaslanıyordum. Havuzda 2 saate yakın yüzdükten sonra çıktık. Müjgan ise bir Finlandiya’lı çift ile konuşa konuşa geliyordu. Bana, "Siz gidin, ben şuradaki çiftle beraber dolaşacağım biraz!" dedi. Ben de, "Tamam!" dedim. Linda ile beraber odaya çıktık. Ben kendi odamdaki banyoya girdim. Hızlıca yıkandıktan sonra çırılçıplak çıktım, Linda’nın odasına girdim. Banyonun kapısını açtığımda, Linda telaşlanmıştı.

Linda’yı elinden tutarak banyodan çıkartıp yatağın üzerine attım ve dudaklarına yapıştım. Hemen bana karşılık vermeye başladı, o da bekliyordu demek ki benden bir hareket. Öpüşmeye başladık yatağın üzerinde. Öpüşürken bir yandan da ıslak bacaklarını okşuyordum. Linda’yı öpmeyi bıraktım, göğüslerini okşamaya başladım iki elimle ve eğilerek göğüslerine öpücük kondurmaya başladım. Göğüsleri küçüktü biraz, ama benim için önemli değildi tabii ki, taş gibi vücudu vardı Linda’nın.

Göğüslerini bu sefer uzun uzun yalamaya başladım, Linda ise yerinde kıvranıyordu. Linda’nın elleri benim sırtımdaydı, sırtımı okşuyordu. Ben de göğüslerinden yavaşça kayarak amına geldim. Boşalmam gerekiyordu, çok vakit kaybedemezdim. Linda’yı yatağa iyice yatırdım ve bacaklarını açarak amını yalamaya başladım. Bembeyaz bacaklarının arasındaki kıpkırmızı amı yavaştan sulanmaya başlamıştı. Linda ise, "Immh, ahh!" diye inliyordu sadece. Ben amını yaladıkça iyice sulanmaya başladı.

Linda’nın amını 15 dakika kadar yaladım, birden kalktı ve beni yatağa yatırdı. Azmıştı amını yalamamdan dolayı. Hemen yarrağımı ağzına aldı. Yalarken bir eliyle de amıyla oynuyordu. Yarrağımı o kadar hızlı yalıyordu ki, aldığım zevkten hemen boşalabilirdim. Linda bu arada titreyerek orgazm oldu, kendi rahatlamıştı ve artık eskisi kadar hızlı değil, biraz daha yavaş yalamaya başladı yarrağımı. Ben ise yatakta onu izliyordum sadece. Linda gözlerini ara sıra gözlerime dikiyor ve delici bakışlarıyla iyice tahrik ediyordu beni.

Linda’nın kafasını kaldırdım ve dudağına bir öpücük kondurduktan sonra yatağa sırt üstü yatırdım ve bacaklarını açtım. Yarağımı amının üzerinde biraz gezdirdim. Linda gözleri kapalı yavaş yavaş inliyordu. Bir anda hepsini içine soktuğumda çığlık attı. Ben hemen eğilerek dudaklarına yapıştım ve çok ses çıkartmasını önledim. Linda’nın dudaklarını öperken amına hızla girip çıkmaya başlamıştım bile. Uzun süredir sikişmememin acısını Linda’dan çıkartıyordum. Kız ise acı içinde gözlerini kapatmış, bana karşılık vermeye çalışıyordu.

Öpmeyi bıraksam büyük ihtimal etrafı yıkacaktı çığlıklarıyla. Linda’nın amına hızlı hızlı 20 dakika kadar siktikten sonra ben de ilk boşalmamı yaşayacaktım. Biraz daha hızlandım ve içinden çıkıp Linda’nın göbeğine boşaldım. Linda sırt üstü kendini attı yatağa. Ben ise yanına bıraktım kendimi. Güzel bir seks yaşamıştık, ama ben daha tam olarak rahatlamamıştım. Biraz dinlenmesine izin verdim ve sonra yataktan inerek Linda’nın bacaklarını tutup kaldırdım ve göt deliğini yalamaya başladım. Linda hafiften inliyordu yine.

Göt deliği iyice kıvama gelmişti, kasları yavaştan gevşemişti. Ayağa kalktım ve Linda’yı kaldırıp yatakta domalttım. Kalçalarını iyice bana doğru çıkarttım ve yarrağımı göt deliğine bastırdım. Linda kaçmaya kalktı, ama ben belinden tutarak, "Sakin ol!" dedim. Yavaş yavaş götüne girmeye başladım. Her santiminde Linda biraz daha bağrıyordu. Sıkı bir vücudu vardı, göt deliğine girene kadar çok zorlanmıştım. Yarısına kadar soktuktan sonra, biraz ileri geri yapmaya başladım. Linda da biraz rahatlamıştı. Birkaç dakika ileri geri yaptıktan sonra, kalanını da aniden kökledim. Linda bağırıyor, küfürler ediyordu, ama ben onu dinlemeden hızlı hızlı götüne girip çıkmaya başlamıştım bile. Bembeyaz kalçaları kızarmıştı.

O sırada kapı açıldı ve Müjgan belirdi. Linda biraz tedirgin oldu, ama ben yine "Sakin ol!" dedim. Müjgan, "Kolay gelsin, rahatsız olmayın!" diyerek kenarda bir tekli koltuğa oturdu. Ben Linda’yı sikerken Müjgan’a Türkçe olarak, "İstiyorsan gel katıl aramıza canım?" dedim ve güldüm. Müjgan da hafiften gülerek, "Yok ben almayayım canım!" dedi. Linda bu arada kafasını iyice yatağa gömmüştü, 10 dakika sonra götünün içine boşaldım ve çıktım. Banyoya girerek uzunca bir süre duş aldım.