27 Kasım 2013 Çarşamba

Ablamla Başımızdan Geçenler

Gönderen: Derin
Mail:asedefe@hotmail.com

Merhaba arkadaşlar size anlatıcağım olay geçen sene başımdan geçti.ben yasin 18 yaşındayım lise sona gidiyorum ablam didem 24 yaşında izmirde üniversite sona gidiyor ablam çok fazla yüz güzelliği olmasada kısa boylu dolgun kalçalı biridir.bir gün faceden konuşuyodk ablamla ewde sıkıldıqımı söyledim artık daralıyordum amasyadan oda izmire yanına gelmemi söyledi birkaç günlüğne bende ewdekilere syleyip izmire ablamın yanına gittim otogardan karşılamaya geldi beni dizlerinde bir etek giymişti ama kalçasının bütün hatları ortadaydı yürürkek göğüs sallanır gibi sallanıyodu kalçaları.izmirde eve çıkmıştı ablam bavulumu bırakmaya eve gittik makarna felan yaptı yemeği yedik akşam olunca dışarı çıktık bara gittik biçak bira içtik sonra eve gittik ablam film izleyelim dedi bende olur dedim film izlerken kanepeye yattım yanımdada ablam vardı masum masum film izliyoduk anlıcanız filmde bi öpüşme sahnesi vardı ve ablam gözlerimi kapadı eliyle sen bakma daha yaşın ufak dedi bende şaşırdın mı abla yaşım 18 farkında değilsin galiba dedim güldüm ablam adam oldun yani dedi bende ohooo çoktan oldum dedim ablam peki milli oldun mu dedi ben dondum kaldım şaşırarak yooo daha olmadım dedim ama donmuştum resmen hareket edemiyodm ablam bak işte daha adam olmamışın dedi güldü film izlemeye devam etti ben olayın şokunu atlatınca ablama olan bakışlarım değişti film izlemeyi bıraktım ablamın göğüslerine ve kalçalarına bakıyodm sadece sikimde hareketlenmeler oluyodu ve ablam bunun farkındaydı. yatma zamanı geldi ben ve ablam ayrı odalarda yatıyoduk ablam gece rahat bişeyler giyip yatıyodu üzerinde ince beyaz tsört altında mini şort vardı onu öyle görünce sikim hepten şahlı.yattık ama uyku tutmadı beni aklım ablamdaydı yataktan kalktım ablamın odasına gittim arkası dönük uyuyodu bütük vücut hatlarıyla ünümdeydi gittim yanına oturdum bacakları pürüzsüzdü artık karar vermiştim ablamı sikicektim ayak baş parmağını emmeye başladım sonra yalıyarak yukarı doğru çıktım bacağının her yerini yalamıştım ellerimlede göğüslerini okşuyodum amında ıslaklık hissettim ablamda zevk almıştı bunu görünce dahada ileri gitmeye karar verdim ablamın üstünü sıyırdım bi baktım sütyen yoktu hemen göğüslerine yumuldum o ara ablam inleyerek uyı göz göze geldik hemen toparlı napıyosun sen dedi ben cevap veremiyordum birden sadece adam olmak istiyorum dedim dudaklarına yumuldum ilk başta istemedi yalan itti felan ama ben devam edince oda devam etti ve dimdik olan sikimi ellemeye başladı bende hemen altındaki şortu çıkartıp bir an önce o dolgun kalçalara girmek istiyordum önümde domaldı ve tüm benliyle beni bekliyodu 18 cm lik sikimi çıkartıp götünü soktum tekte girdim çok büyüktü kalçaları 10 dk felan götünden siktim içine boşaldım ama sikim yinede inmemişti ablamda bunu fark etti ve yalamaya başladı sikimi muhteşem yalıyodu belliydi daha önce yalamış sonra yatırdım bacaklarını açtım amını yalamaya başladım ablam zevten inliyodu hadi sok artık şu koca sikini diyodu bende abla kızlığın bozulmasın dedim o ben sen değilim dedi resmen alay geçti bende bu sinirle amına öyle bi soktum ki ablamın gözünden yaş geliyodu ablamı hem sikip hem göğüslerini yalıyodum zevkten ölüyodu daha hızlı die inliyodu 10 15 dk siktikten sonra boşalıcağım zaman sikimi ağzına soktum ve boşaldım bütün spermlerimi yuttu 5 gün boyunca ablamla her gün sikiştik vede sikişmeye devam ediyoruz yaz tatilinde neler yaptığmızı sizlere anlatıcağım iyi günler dilerim sizlere... Cialis

Sınıf Arkadaşımın Kızlığını Bozdum


Gönderen: Krzm42 
Mail : musatontul_042@hotmail.com
Şehir:Konya

Merhaba Size başıma gelen bir hikayeyi anlatmak istiyorum . O zamanlar ergenliğe yeni giriyordum işte bilirsiniz azgınlıgın tam canlı zamanları bizim sınıfımızda Ebru Adında bir kız vardı. Ebrunun Ailesi İle Bizim aile çok yakın arkadaşlardı bir çok akşam ya onların evine giderdik ya onlar bize gelirlerdi ve yazları dışarı ailecek geziye çıkardık geç saatlere kadar gezi parklarında gezerdik çogu zama ailelerimiz gider biz ebruyla kalırdık... Gene okulların yeni açıldıı bir sıra havalar sıcak iken ebrugil bize geldi ve yemek filan yedik işte babamgil biz gezmeye gidiyoruz dediler ben gitmeyecegim dedim ebru bende film izliyecegim bende kalcam dedi babamgilde peki deyip gittiler ... O akşam gene ebrunun üzerinde kısa şort vardı ve bacakları mütişdi üstündede askılı vardı her neyse ebru film izliyordu ben ebruya pc başına gidiyorum odama dedim oda tamam git dedi ben odama çıktım ve oyun oynarken sıkıldım hemen bir porno sitesi açık izlemeye başladım ve iyice azmıştım pantlonu indirip 31 çekmeye başladım ... Bir a ebru odaya girdi ve bana bakakaldı çıglık attı bende lütfen dur dedim hemen pantlonumu giydim . Ebru odana izinsiz girdigim için özür dilerim dedi bende asıl ben senden özür dilerim dedim ... Ebru bana pornomu izliyorsun dedi bende evet dedim bende izleyecegim dedi peki dedim ve güzel hd bir porno açtım sonuna kadar izledik ve ebru benim gözlerimin içine uzun süre baktı ... Elimden tutup beni yatagıma götürdü oturduk merak ediyorum dedi ve yapabilrmiyiz dedi ben bir an şok oldum ve kekeleyerek evet dedim ... Ebruyu yatagı yatırdım ve gömlegimi çıkarttım boynuna sarılmıştım ve ebrunun kokusunu içime çekiyordum ebrunun askılısını çıkarttım ve memeleri mütişti tam gelişme çagında oldugu için yaladım biraz okşadım ve pantlonumu çıkarttım ebru baksırın üzerinden elliyordum hemen baksırıda çıkarttım ebru azına almıştı dişleri degiyordu çok fena olmuştum ... Ebrunun şortunu ve kilodunu çıkarttım ve bir hoş oldum mütiş bir amcıktı belli ki tüy dökücü kremle kıllarını almıştı bende saten yeni traş etmiştim ve artık dayanamıyordum ... Yatak Odasına gidip çekmeceleri aradım ve geciktirici ve hamile kalmama hapları vardı ben geciktiriciyi için benim odama gittim ebru beni bekliyordu ebruya adet oluyormusun diye sordum ve evet dedi bende hemen gidip hamile kalmama hapını alıp gelip içirdim ve artık başlayacaktık ... Bakire pornolarında gördügüm gibi yatırdım ve sikimi amına sürttüm yavaşça içeri girdim ve geri çektim hafif hafif gel gt yatım ve kan geldi yatagın kenarındaki masadan mendili alıp sildim ve yavaş yavaş gel git yapıyordum ebru hafif hafif mıraldanıyordu ebruyu domaltıp tekrar amına girdim ve hızlım ebru bagırıyordu biraz sessiz olmasını rica ettim oda az sesini kıstı artık kendimi kaybetmiştim ilk defa bu kadar uzun boşalmamıştım git gide hızlım ve aniden tam içindeyken aynı a boşaldık böyle bir zevk yoktu boşaldım ve 1 2 dk içinde bekledim ve geri çektim amından döllerim akıyordu ... Bana ne yaptın ya hamile kalırsam dedi bende korkma içirdigim hap sayesinde hamile kalmassın dedim bizim banyoya ilk o girdi temizlenip gusülünü aldı geldi ardından ben girdim gusül abdestimi alıp çıktım ve 1 saat filan sonra babamgil geldi biz televizyon izliyorduk ebrunun annesi hadi kızım gidiyoruz dedi ve ebru beni yanagımdan öperek kapıya gitti ailelerimiz yakın oldugu için öptigine kimse birşey demedi ve buda benim hikayem ...Cialis

Sulanan Amcığım ve Sex Hikayem

Gönderen: Leyla
Mail :leylo.ley@hotmail.com
Şehir: istanbul

selma ben leyla 22 yaşındayım. hem cinmslerime oldum olası ılgi duyar hayal kurarak kendimi tatmin ederdım. netten lezbiyen hikayeleri okur kendime hakım olamaz kendimi tatmin ederdım . akşamları ailem yatınca bende odama cekılır hazırlık yabarım. okuduğum hikayeler beni dashrik ederdi vücudum kasılmaya başlrdı bu olaylar dahrik olmama neden oluyordu hıkayelerde bende araklarında kendimı hıssederdım bu his memlerimin sertleşmesine ne den olurdu memelerim sertleşdimi uçları parmak ucu gibin dikleşirlerdi buduruma daha fazla dayanamaz memelerimi okşamaya başlar dudaklarımı yalamaya ve ışımaya başlıyordum. memelerimle oynamam ve okşamam bir süre devam ederdi hemde ben netten lez hikayesi okumaya devam ederdim . memlerimin sertleşmesi yavaş yavaş gecergen amımın kabardığını tutaklarının sertleşdiğini fark ederbacaklarımı uzatıp doplamaya başlardım ama ne care bu bana yetmezdi ve elini bacaklarımın arasına sokar tutakları ıslanmış olan amımla oynamaya okşamaya başlarım . amım iyıce sulanınca bacaklarımı acar daha rahat ca amımı okşardım amımı okşadıkça sulanır sangi gol olurdu amımın suyunun göt deliğime sızdığını hissederdim bu duruma daha fazla dayanamaz boşalırdım azda olsa rahatlardım ama bu bana yetmezdi beni dahada azdırırdı amımın suyuyla ıslanan barmaklarımı ağzıma gödürür işdahla yalardım. of işde o tat beni adeda gendimden alır tam bir sex delisi olurdum barmaklarımı yaladıkça amımın suyunun tatını ve kokusunu alırdım az tuzlu ve hafif ekşimsi tatı vardı bu tat cok hoşuma giderdi benim iyice yalasdımmı barmaklarını ardık tutaklarımıda yalar vedekrar amımla oynar kendimle geçmeye başlardım ardık göt deliğimde uyuşmaya ve barmaklanmaya acımaya iğdiyacı ve arzusu ile bir elimle amımla diğer elimle deliğimi okşamaya başlardım am suyuyla kaykanlaşan deliğim barmağımı rahadlıkla içine sanki balık gibin kayardı deliğimi barmakladıkca hem amım sulanır hemde göt deliğim iyice açılmaya başlardı. ardık acılan deliğe ikincı barmağimide sokardım bu bana aşırı derecede zevk verir ardık ellerimş daha hareket eddirmez kalçalı oynatırdım. kalçamı yukarı oynadınca amımı aşahı indirince gödümün deliğine ikibarmağım girerdi bu olay hızlıkça memelerimde sallanmaya başlar kendimden geçerdim iki dekiğimden aldiğım o darif edilmez zevk beni bulutların üzerine çıkarır adeda beni ücürürdu iyice sulanan bacaklarımın arasından vıcık vıcık seler gelmeye başlardı ardık daha dayanamaz buyuk bir şelaleden boşalan sular gibi inleye inleye tutaklarımı ısıra ısıra şehvetle boşalırdım . bu durum baen her akşam bazende iki akşamda bir olurdu ardık alışdim amimi okşamadan gödümü barmaklamadan uyuyamaz oldum. lelo.ley@hotmail.com ekleyin hep birlikde zevk alalım Cialis

24 Kasım 2013 Pazar

Askerden İzine Gelen Akrabama Siktirdim!

Buradaki okuduğum hikayelerin bazıları bana ters geliyordu. Özellikle akrabalarıyla sikişenlere çok şaşırıyordum. Ama yaşadığım bu olaydan sonra anladım ki, sikişmenin sınırı olmuyormuş... 

Adım Selvi, 21 yaşındayım. Aslen Adanalıyız, ama yıllardır Konyada yaşıyoruz. Konya her nekadar diğer şehirlere göre biraz tutucu bir şehir sanılsa da, tam tersi. Aslında her haltın döndüğü, içki kumar ve karı kızın bol olduğu bir şehirdir. Bir de maddi durumunuz iyiyse, yaşamak için fena bir şehir sayılmaz. Seviyorum yani burayı. Ama herkes tutucu gibi görünür her haltı yer. Oyüzden attığın adımlara dikkat ediyorsun. Fakat bundan 6-7 sene önce bekaretimi kaybettim. Lisedeydim, kendimden de büyük bir sevgilim vardı. Birgün elleşip öpüşürken falan, bir anda oldu. Başlarda çok üzüldüm pişman oldum, hayattan soyutladım kendimi falan, ama sonra anladım ki, bunlar faydasız, giden şey geri gelmeyecek. 


Kızlığımı bozan sevgilim pskiopat çıktı ve bitirdim. Öylece kalakalmıştım, beni kim alırdı? Yada ailem duyarsa ben ne yapardım? Derken bir sevgilim daha oldu. Evliydi, ama görücü usulü evlenmiş. Hemen yan binadaydı, eşiyle araları çok kötüydü. Biz bununla hem duygusal sevgili olduk, hemde sevişiyorduk. Birgün anlattım buna bakire olmadığımı, bayram etti resmen. Kızlığımı kaybettikten 4 sene sonra ilk defa başkası tarafından sikildim ve harikaydı. Onunla da ilişkimiz geçen seneye kadar sürdü. Ama sürekli sikişmiyorduk, tadı kaçmasın diye. Derken onunla da yürümedi ve ilişkimizi bitirdik. Ondan ayrılalı 7-8 ay geçti. Hem azgındım, hemde sikişmek için deliriyordum. 

Bizim anne tarafından Antalyada bir akrabamız var, onun oğlunun askerliği Ankaraya çıkmış. Çocuk Üniversite okumuş, anca gidebilmiş askere, 25 yaşındaydı. Annem tarafının akraba ilişkileri de çok sıkıdır, annem illa tutturdu, “Çağrı oğlum, Ankara-Konya hızlı tren var artık, ilk izninde 1-2 günlüğüne bekleriz!” diye. Ben de, kimdir necidir bilmediğimden umursamıyordum. Sadece adının Çağrı olduğunu biliyordum. 

Birgün Çağrı telefon açtı anneme, 2 günlüğüne gelmek istediğini, müsait olup olmadığımızı sordu. Annem çok sevindi, “Tabiki buyur gel oğlum!” dedi. Ertesi gün ben çarşıdan eve geldim, annem beni kapıda karşıladı, “Kızım Çağrı abin geldi, içeri geç ve bir merhaba de!” dedi. İçeri geçtim, merhabalaştık, elimi sıktı, gülümsedi. Çok çekici gözleri vardı, uzun boylu, esmerdi. Tam sevdiğim bir tipteydi, bakışları resmen içimi yakıyordu. 

Neyse akşam oldu, yemekler yendi, çaydı kahveydi, sohbetti derken yatma vakti geldi. Onun da odasını hazırladık, herkes gitti yattı. Ben gece kalkıp su içme bahanesiyle, Çağrının uyuyup uyumadığına baktım. Mutfak balkonunda sigara içiyordu. Yanına gidip, “Aa daha uyumadın mı sen?” dedim. “Hayır, uyku tutmuyor!” dedi. “Neden?” dedim. Güldü, “Askerdeyim, sivil hayatı özlüyorum!” dedi. Konuşurken sigarayı öyle bir çekiyordu ki, sanki beni çekiyordu içine. Çok fena olmuştum. Birsüre daha lafladıktan sonra gidip yatağımda mastürbasyon yaptım. Sessizce, ama büyük bir zevkle boşaldım. 

Ertesi sabah kahvaltıda buna öyle bakıyordum ki, ‘gel beni sik! der gibi. Bana Mevlanayı gezmek istediğini söyledi. Ben de onu oralara, çarşıya falan götürdüm. Akşam tam eve dönerken, caddenin kenarında sağ ayağına bir motor çarptı. Telaşlandık hemen hastaneye götürdük. Sağ ayağı çatlamış, önemli birşeyi yoktu, ama üzerine çok zor basıyordu. Annem tutturdu tabi, “İmkanı yok oğlum, seni böyle Ankaraya göndermem, ayağın iyileşene kadar kal burda! Biz zaten akşama kadar çalışıyoruz, ev sana kalır, istirahat edersin!” diye. Çağrı başta kabul etmedi, ama sonunda annemlerin ısrarıyla (ve eminim ki beni de sikebilme isteğiyle) kabul etti. Yani 1 hafta daha bizdeydi. Çok sevinmiştim

Ben sabahları 7 de kalkıyorum işe gitmek için, o gün kalktığımda baktım Çağrının Laptopu salonda masa üstünde duruyordu. Herkes uyuyordu nasıl olsa, açtım Laptopunu ve karıştırmaya başladım. Ve karıştırdıkca gözlerime inanamadım. Birsürü porno siteler, erkek erkeğe sikişmeler, kadın kadına sikişenler, ensest şeyler, fantaziler, kırbaçlar, kelepçeler... Anlayacağınız sekse aç bir erkekti. Ben de zaten azgındım, tam delirmiştimresmen. Daha sonra MSN konuşmalarına baktım, Yağmur adında dul bir karıyla konuşmaları vardı. Karı 45 yaşında, sanal sikişiyorlarmış. Karıya benden bahsetmiş, “Akraba olmasa ben ona gününü gösterirdim, o memelerini emmek için neler vermezdim, hele o amı götü yok mu, beni kudurtuyor!” falan gibisinden. Karı da buna gaz vermiş, “Aslan gibi erkeksin, akraba falan deme, sıkıştır sik, demek ki yarak istiyor orospu!” gibisinden. Aman Tanrım! Bunları okuyunca oracıkta boşalcaktım nerdeyse. Laptopunu kapadım, ama kafama koymuştum, ona zorla siktirecektim kendimi... 

Akşam işten erken çıktım, aceleyle eve gittim. Ama baktım Çağrı evde yok. Korktum, acaba Ankaraya mı döndü diye. Annemi aradım hemen, sordum. Asker arkadaşının biri Konyalıymış, yemeğe onlara gitmiş. Rahatlamıştım. Annemlerin gelmesine de daha 2 saat vardı. Kimse gelmeden bir banyoya gireyim dedim, soyundum odamda, aynada okşadım kendimi biraz, amımı sulandırdım, sonra yatağa uzanıp yastığı altıma aldım ve onun da üstüne titreşimli vibratörümü diklemesine koyup çalıştırdım, amıma soktum. Kendimi kaybetmiş şekilde Vibratöre oturup kalkarken, birden kapı açılıp, karşımda Çağrıyı görünce resmen beynimde şimşekler çaktı. Hemen toparlandım ve battaniyeyi üstüme çektim. Tamam onunla sikişmeyi hayal ediyordum, ama beni öyle görmesi çok tuhaf olmuştu... 

Çağrı da gördükleri karşısında kendini zor toparladı ve “Yaa çok özür dilerim, pardon, çok pardon!” diyerek utanmış bir şekilde topallayarak kaçtı. Bense utancımdan annemler gelene kadar odamdan çıkamadım. Akşamoldu annemler geldi, hep birlikte yemek yedik, ama ikimiz de konuşmuyorduk. Birtaraftan da üzülüyordum, Çağrı 2 gün sonra gidecekti ve biz daha sikişememiştik halen, umudum kırılmıştı. 

Neyse gece oldu, yattık hepimiz. Ben de bu düşünceler arasında uyumaya çalışırken, sessizce odamın kapısının açıldığını farkettim. İnanamadım, Çağrı karşımda duruyordu. Yataktan çıktım yanına gittim, “Evet, ne istiyorsun?” diye sordum. Birden ağzımı kapatıp, “Sus! Sus sus!” dedi. Kafamamı sallayıp sustum. Arkama geçip, “Bağırmayacaksın değilmi?” diyerek sürtünüyordu arkama. Heyecandan delirdim resmen. Ağzımdaki elini hafif aralayınca, “Bağırmıyacağım!” dedim. Elini ağzımdan çekip memelerime indirdi ve öyle bir sıktı kimemelerimi, nefesim kesildi. Hiç konuşmuyorduk. Beni duvara yaslayıp eşofmanımı sıyırdı, üstümdekini yırtar gibi çekti aldı. Amımı öyle bir yalamaya başladı ki, aman Tanrım! Öyle birşey görmedim. Kudurmuş köpek gibi, şapur şupur emip somuruyordu resmen. Arada bir de, “Mmmmhhh, harikasın, ohhh, mmhhh!” diye söyleniyordu. 

Çok hoşuma gidiyordu, ama, “Korkuyorum, biri gelecek, yapma!” dedim. “Merak etme uyanmazlar, sen yeter ki sesini çıkarma!” dedi. Çağrı amcığımı yalarken ben 2 kere orgazm oldum bile. Kulağıma fısıldayarak, “Dayanamıyorum, geçirecem artık o taze amına, aylardır hasretim amcık sikmeye!” deyince, iyice kudurdum, “Ben de çok özledim sikişmeyi, hadi sik beni!” dedim. Beni önünde domalttı ve arkadan amıma yarağını sürtmeye başladı. Mmmhhhh harikaydı. 7-8 aydır amıma gerçek yarak girmemişti. Sonra yavaş yavaş geçirmeye başladı. Dünya durdu sanki, öyle zevkliydi ki, ohhh. İkimiz de kısık kısık inliyorduk. Birden bire geçirmesiyle kendime geldim. Şak şak şak sikmeye başladı beni. Süperdi. Saçımı çekip, memelerimi yoğurup sikiyordu. Amımdan sular akıyordu resmen. Sonra o da, “Dayanamıyorum, ben ilk postayı geleceğim, aylardır ilk sikişmem bu!” deyip, amımdan çıkardı sikini ve sırtıma öyle bir fışkırttı ki, sesini duyar gibiydim... 

Dönüp baktığımda daha yarağı dimdikti, harikaydı. Hemen ağzıma aldım ve emmeye başladım. Ayağı acımasın diye oturdu. Ben emerken gözleri kayıyordu, kendinden geçiyordu. “Kucağıma gel!” dedi. Oturdum kucağına, yavaş yavaş soktu amıma. Ben oturup kalkmaya başladım, o da alttan geçiriyordu. İnanılmazdı. Birsüre de öyle sikti beni. Ayağı sarılı olduğu için ayakta duramadık pek. Sonra bacaklarımın arasına geçip klasik pozisyonda beni baya bir sikti. Daha sonra onu altıma aldım ve sikine oturdum. Üstünde deli gibi oturup kalkmaya ve hoplamaya başladım. Vıcık vıcık amıma giren sikiyle ‘Şak şak’ ses geliyordu. Nefes nefeseydik. Bir süre de öyle sikiştikten sonra deli gibi inlemeye ve “Geliyorum yine!” demeye başladı ve Gel aşkım, içime boşal!” dememle, ikimiz aynı anda çılgın gibi orgazm olduk... 

Sikini amımdan çıkarıp üstünden kalktığımda heryer sperm ve am suyu olmuştu. Uzandım yanına. Bir süre sustuk. Bir sigara yaktı ve fısıldaşarak konuşmaya başladık. Sonra da, ne olur ne olmaz diye, odasına gitti. Ertesi gün de her fırsatta oramı buramı elledi, sıkıştırdı. Askere geri dönmeden de hemen odamda beni kaşla göz arası 2 dakikada sikip, öyle gitti. 

Şuan 3 ay oldu teskereyi alalı. Ama Antalyadan çok Konyada duruyor. Burada bir bayilik açtılar, orayı kontrole geliyormuş gibi gelip, ayda 3-4 gün bizde kalıyor ve beni sikip gidiyor. Kimse de birşey farketmiyor, sözüm ona, abi kardeşiz ya biz :) 

[Selvi] 

Nette Arkadaşıma Asılan Adama Ben Siktirdim!

Merhaba ben Bahar. Bursada kızıyla yaşayan, 32 yasında, 1.75 boyunda, 50 kilo, sexi, çekici fiziği olan, bakımlı hoş bir dul bayanım. Kocamdan ayrıldıktan sonra, ailesiyle yaşayan Ebru adında bir bayan arkadaşımın yanında kalmaya başladım. Ebru da benim gibi arayışları olan, benim gibi istekli ve arzulu biriydi. Ebru ile akşamları başbaşa odasında olduğumuzda, arkadaşlık sitelerine girer, kendimize uygun erkekler arardık. Yine böyle bir akşam sitede dolaşırken Ebru ile yazışan bir erkeği farkettim. Adam profiline resmini de koymuştu, oldukça hoş biriydi. Yazışırken adam işini de iyi biliyordu, bir kadının istediği ne varsa onları yazıyordu. Adam Ebruya buluşmak istediğini ve güzel bir gün geçirmek istediğini, pişman olmayacağını söylüyordu. Ebru ise, “Bilmem, bir düşünmem lazım!” diyordu... 


Kocamdan boşanırken çok stresli zamanlar geçirmiştim ve aslında böyle bir güne benim de çok ihtiyacım vardı. Yazışırlarken adam Ebruya MSN adresini verdi. Ben de hayatımda ilk kez yaptığım birşeyi yaptım, adamın MSN adresini aklımın bir köşesine yazdım. Amacım daha sonra adamın adresini kendi MSN’ime eklemekti. Neyse, onlar yazışmaya devam etti, Ebru yarım saat sonra bilgisayarı kapatıp yattı. 

Sabah kalktığımda Ebru işe gitmişti. Kendime bir kahve yapıp bilgisayarın başına geçtim. Hemen adamın MSN adresini kendime ekledim. Ekler eklemez adam kabul etti. “Merhaba!” diyerek yazmaya başladım. O da gayet nazikti, merhabayla karşılık verdi. Adresini siteden aldığımı ve tanışmak istediğimi yazdım. Adamın adının Yalçın olduğunu ve galerici olduğunu öğrendim. Şansıma aynı şehirdeydik. Çapkın birine benziyordu. “Beraber Webcam açalım!” dedim ve açtık. Onu gördüm, o da beni gördü, çok güzel ve tatlı olduğumu söyledi, ve akşam Ebruya yaptığı teklifi bana da yaptı. Ben de hiç beklemeden, “Evet!” dedim. Buluşmak istediğini söyledi, kabul ettim. Telefon numaralarımızı verdik, öğlen buluşmak için sözleştik... 

Hemen banyoya girdim, güzel bir duş yaptım. En güzel sexi iç çamaşırlarımı (Leopar tangamı ve takım olan sütyenimi) giydim. Bacaklarımı, kasıklarımı, amımı, göt deliğimi güzelce kremledim. En sexi parfümümü heryerime sıktım. Fiziğim düzgün olduğu için dar kotumu, üstüne dekolte gömleğimi giydim. Buluşmaya hazır olarak heyecanla beklemeye başladım. 

Saat 12’de aradı, hazır olup olmadığımı sordu. Hazır olduğumu söyledim. 20 dakika sonra tekrar arayıp buluşma yerimize geldiğini söyledi. Ben de hemen evden çıktım. Arabasını tarif etmişti. Eğildim baktım kendisi, hemen aracına bindim. “Merhaba!” diyerek öpüştük. Ne yapmak istediğimi, nereye gitmek istediğimi sordu. Ben de, “Ben misafirim, sana bırakıyorum!” dedim. Adam da, “Ozaman Mudanyaya gidelim, önce yemek yiyelim!” dedi. “Peki!” dedim. Güzel bir balık restuaranta götürdü beni. Kendisi içmediğini söyledi, ben ise balığın yanında rakı içtim. Çok güven veren biriydi, yanında rahat hissediyordum kendimi. 2 saat sonunda sanki 40 yıllık arkadaş gibiydik. 

Yemekten sonra deniz kenarına çekti arabasını, sohbete orada devam ettik. Okadar güzel ve tavlayacı konuşuyordu ki! Ve tabiki gözleriyle resmen beni de beceriyordu. Gözlerim pantolonunun önüne takıldı, kot giymesine rağmen siki belli oluyordu. Birden yanıma sokuldu ve dudaklarıma yumuldu. Önce, “Yapma lütfen, acele ediyorsun!” dedim, ama boşandıktan sonra bu kadar çok etkilendiğim biri olmamıştı, kendimi ona teslim etmeye karar verdim. Resmen dudaklarımı dilimi emiyor yutuyordu. Bir hamlede göğüslerimi sütyenden dışarı çıkardı. Sanki aç kalmış bebek gibiydi. Memelerimi deli gibi yalayıp emiyordu. Yavaş yavaş amcığım hareketlenmeye başladı. Ben de onun kotunun üstünden yarağını okşamaya başladım. Kudurmuş gibiydik. Elleriyle, dudaklarıyla heryerime dokunuyordu. Amcığım sulanmaya başlamış, alkolün de etkisiyle arzularım tavan yapmıştı. Kulağına eğilip, “Heryerim senin, sik beni!” dedim. O da, “Otele gidelim!” dedi. Hemen yakındaki otele geçtik. 

Odaya girer girmez dudaklarıma yapıştı. Yatağa yıkıldık. Boynumu kulağımı öpmeye başladı. Delirmişti. Hemen gömleğimi çıkardı, sütyenimi kotumu çıkardı. Tangamı çıkarmadan kenara çekip, sulanmış amımı emmeye başladı. Dili o kadar tatlıydı ki, dolu olan arzularım patladı. Kasıldığımı farkedince, gülerek, “Bu ilk boşalman sanırım!” dedi. Hemen tangamı çıkardı. Çırılçıplaktım. Halen kendisi soyunmamıştı, hemen kendisi de soyundu. Yarağı oldukça kalın ve iriydi. Hemen ağzıma verdi. Emmeye başladım. Deli gibi taşaklarını, yarağını emiyordum. Amımın suyu durmuyordu. Beni hemen yatağa sırtüstü tekrar yatırdı, parmak ucumdan kasıklarıma kadar emdi yaladı. Göğüslerimi iri elleriyle okşarken içim gidiyordu. Sikini içimde istiyordum, “Sok hadi!” diye yalvarmaya başladım. Ama o halen diliyle sikiyordu beni. Yalvarmama fazla dayanamadı, bacaklarımı yanlara ayırıp, sikinin kafasını yavaşça amcığıma soktu. Heyecandan ölecek gibiydim. Hele tamamını soktuğunda böyle bir zevk olamazdı, içimi doldurmuştu, o kadar zevk alıyordum ki nefesım kesilmişti. “Soookkkkkkk, daha hızlı sok!” diye inlerken, orgazmı tekrar yaşadım. Ama halen sokmaya devam ediyordu. Ben de halen istekliydim, 3 dakika sonra tekrar hazır olmuştum, amcığım titriyordu. “Lütfen beraber gelelim! Amıma boşal erkeğim!” dedim. O da beni kırmadı, beraber deli gibi boşaldık. 

Ben sigaramı içerken, o da duşa girdi. Duştan geldiğinde siki dimdikti. Tekrar yanıma yattı, tekrar sevişmeye başladık. Dudaklarımı öpüşü, bana dokunuşu yine azdırdı beni. Amcığım sulanmış, yine sikmesini istiyordum. Amımı, göğüslerimi, tenimi dudaklarıyla doyurmaya devam etti. İçimden, İyiki gelmişim! dedim. Amcığımı yalarken, arada bir de göt deliğime dilini sokuyordu. İçim ürperdi, değişik duygular hissetmeye basladım. Boşandığım kocama bile götümden vermemiştim, ama isteklerim arzularım tavan yapmıştı, bu adama karşı koyamıyordum. Bana, “Seni götünden sikmek istiyorum, istermisin?” dedi. Ben de hiç yapmadığımı söyledim. “Bana bırak, inan pişman olmayacaksın!” dedi. “Peki!” dedim. Diliyle göt deliğimi zorlamaya başladı. Dili biramımda, bir götümdeydi. Amımın suyu zaten göt deliğimi ıslatmıştı. Feci şekilde azmıştım... 

Yarağını yavaşça götüme zorlamaya başladı. Kafası büyüktü, girmiyordu, ama itmeye devam ediyordu. Acı hissetmeye başladım, ama devam etmesini de istiyordum. Yavaş yavaş derken girdiğini hissettim. Ağzımdanacı bir, “Ahhhhh!” çıkınca, “İstersen çıkabilirim?” dedi. “Hayır, köküne kadar istiyorum, heryerimde istiyorum, sik beni!” dedim. Duyduğum acı 2 dakika sonra zevke dönüştü, çok zevk alıyordum. İnanamıyordum, beni götümden sikerken sanırım 3 kere arka arkaya boşaldım. Vuruşları sertleşmeye başladı, boşlacağını anladım, döllerini deliğimde istiyordum. “Götüme boşal!” deyince deli gibi boşaldı. Dölleriyle içim doldurdu. Resmen perişan olmuştum, ama değmişti, boşandığımdan beri ilk kez bu kadar tatlı, zevkli ve bol orgazmlı zaman geçirmiştim... 

Biraz dinledikten sonra otelden ayrıldık ve beni eve bıraktı. Bilmiyorum ama, ona ya aşık oldum, yada sikmesinden çok etkilendim, her arayışında koşarak yanına gidiyorum, doyasıya siktiriyorum kendimi. 

Bu arada arkadaşım Ebru onunla buluşmaya karar vermiş, bana fikrimi sordu. Ben de, “Git buluş istersen, eminim pişman olmazsın!” dedim. Buluşacağı adamla epeydir sikiştiğimi söylemedim tabii : ) 

[Bahar] 

Beni 3 Kez Boşaltan Adama Göttende Verdim!

Ben Asu, 1.70 boyunda, 55 kilo, siyah uzun saçlı, beyaz tenli, ne çok zayıf, ne de şişman, çevremdekiler tarafından oldukça güzel bulunan bir kadınım. Üniversiteyi kazanıp İstanbul’a geldikten sonra burda tanıştığım biriyle evlenerek yerleştim İstanbul’a. Kocam çalışmamı istemediği için çalışmıyordum, ama borçlarımız çoğalınca çalışmak mecburiyetinde kaldım. Komşumuz Mürşide teyzeye diyordum, “Bir iş olursa bana haber ver!” falan gibisinden. O da bir gün bana bir bebek bakıcılığı işi olduğunu söyledi. Bebeğin annesi Mürşide teyzenin torunu. Kadın doğumdan sonra işi bırakmış, şimdi yeniden başlayacakmış, bebeğine bakacak güvenilir birini arıyormuş, Mürşide teyze de beni çok sever, bana söyledi. Ben de kocama bahsettim.Reddedecek durumda değildik, kabul ettim. İşe başladım. 


Bebeğin annesi Dilan hanım kapalı bir kadın, minyon tipli, hoş biri. Kocası İnanç bey de gerçekten çok yakışıklı, karizmatik bir adam, sarı saçlı, mavi gözlü uzun boylu... Bu adamın bu kadınla işi ne? demektenalıkoyamadım kendimi, ve içten içe kıskandım Dilan hanımı. Neyse, olay gününe gelmek istiyorum. İşebaşlayalı 2 ay olmuştu. Benim maaş günümdü. O gün İnanç bey eve erken gelmişti. Benim de üzerimde beyaz gömlek, altımda siyah düşük bel bol bir etek vardı, siyah uzun saçlarımı salmıştım, kırmızı ruj sürmüştüm, tenim de beyaz olunca, aynada kendimi çok güzel buluyordum. Beyaz gömleğimin içinde siyah sütyen vardı ve belli oluyordu. 

İnanç beyi kapıda güleryüzle karşıladım, “Hoşgeldiniz!” dedim. Herhalde gelmeden birşeyler içmişti, kafası çakırkeyifti. Gözleri, gömleğimden fışkıracak gibi duran göğüslerimdeydi. Garip bir şekilde hoşuma gitti, biraz da utandım ve mutfağa geçtim. İnanç bey de salona geçti, Bebeğin ne yaptığını sordu. “Uyuttum.” dedim. Sonra her zaman yaptığım gibi yanına gidip, “Birşey içmek ister misiniz?” diye sordum. Beni baştan aşağı süzerek, “Getirdiğim şu poşette bira var, açıp getirir misin?” dedi. “Peki efendim!” deyip mutfağa gittim. Birasını getirdim. 15 dakika sonra tekrar çağırıp, bir tane daha istedi. Tekrar getirdim. Mutfağa döndüm. 

Radyo açık, şarkı dinleyerek yemek yapıyordum. Derken arkadan belimi saran iki el hissettim. Birden irkilip arkamı dönmeye çalıştım, ama İnanç bey çok sıkı kavramıştı, dönemiyordum arkamı. Sessiz sakin çekingen biriyimdir, bağırmadım, sadece, “İnanç bey!” diyebildim. Kulağıma ağzını dayayıp “Şşşşt! Sessiz ol, kötü bir niyetim yok!” dedi. Sessizce ve korkarak hareketsiz duruyordum, kaskatı kesilmiştim. Gömleğimin altından belimi okşamaya başladı. Titriyordum. Sonra elini aşağıya indirerek eteğimden içeriye soktu, külodumun üzerinden amımı okşuyordu. “Yapmayın nolur, bırakın beni!” dedim. Sarhoştu, “Çok güzelsin Asu!” dedi fısıltıyla, tahrik ediciydi sesi. Ondan zaten baştan beri çok etkileniyordum, saldım ben de kendimi... 

Halen arkamdaydı, vücudunu yapıştırmıştı vücuduma. Elini külodumdan içeri sokmuş, klitorisimi okşuyordu. Bir eliyle de gömleğimin üzerinden göğüslerimi okşuyordu, aynı zamanda da götümde kabaran sikini hissediyordum. Yere düşecek gibi oldum, öyle tahrik oluyordum ki. Tuttu beni yatak odasına götürdü. Yatağa attı. Üzerime gelip dudaklarımı öpmeye başladı. Karşılık verdim. Kalçalarımı okşuyordu. Sonra doğrulup gömleğimin düğmelerini açmaya başladı. Gömleğimi çıkarmadan göğüslerimi öpmeye koyuldu. Aşağı doğruindi, külodumu çıkardı. Bacaklarımı iyice ayırıp, eteğimi yukarı çekip, amıma yumuldu ve öpmeye başladı. Kasılıyordum. Amımı yalamaya başladığında ise zevkten inliyordum. Dilini amımın içine sokuyor, klitorisimi emiyor, mahvediyordu beni, 2 defa orgazm olup boşaldım! 

Sonra yanıma uzanıp, hoşuma gidip gitmediğini, kocamın da amımı yalayıp yalamadığını sordu. Hoşuma gittiğini, fakat kocamın hiç amımı yalamadığını söyledim. O da, “Dilan da benim sikimi hiç yalamaz!” dedi. Adam için çok üzüldüm. Onu yatağa yatırıp üzerine çıktım. Soydum. Sikine yumulup yalamaya başladım. Sonra ağzıma alıp emdikce emdim, adeta vakumluyordum. Bu arada taşaklarını sıkıyordum okşuyordum. Daha fazla dayanamayarak ağzıma boşaldı. Hepsini yuttum... 

Biraz yatakta uzanıp, konuştuk, öpüştük, elleştik. İnanç beyin siki yeniden kalktı. Nasılsa kocamı aldatmıştım, oldu olacak tam sikişelim diye düşünerek, üzerine çıktım, sikini amımın ağzına yerleştirip, sikine oturdum. Ben oturup kalktıkça, o da alttan pompalıyordu. Beni bu şekilde birkez daha orgazm ettikten sonra, arkadan da yapmak istedi, karısı götten de hiç vermemiş. Beni 2 kere diliyle, 1 kez de sikerek orgazm eden adama karşı koyacak gibi değildim. Hemen önünde dört ayak domaldım ve (hayatımda ilk defa) götten de verdim. Gerçi ilk olduğu için canım çok yandı, ama olsun değerdi! 

Arada sırada halen sikişiyoruz ve maaşıma da zam yaptı :) 

[Asu] 

Köyümün Azgın Hatunları 22. Bölüm

Meltem hanımı gördükten sonra, neden kursiyerlerin çoğunun erkek olduğunu anlamak zor değildi. Aralarında mutlaka gerçekten bilgisayar öğrenmek isteyenler de vardı tabii. Ama birçoğu sırf Meltem hanımdan dolayı yazılmış olmalıydı bu kursa. Ayrıca şimdi Firdevs'in de dikkat çekme çabalarının nedenini ve neden o şekilde giyindiğini de anlıyordum. Ama Firdevs, değil amını götünü belli eden daracık şeyler giymek, çırıl çıplak dolaşsa bile, Meltem hanımın olduğu ortamda kimse Firdevs'e bakmazdı bile. İkisi yan yana durunca, Firdevs besleme gibi görünüyordu Meltem hanımın yanında. Meltem hanım, yüksek topuklu ayakkabılarının koridorda çıkardığı 'Tak, tuk' sesleri eşliğinde manken gibi yürürken, cömert dekoltesinden görünen göğüsleri de sanki bir yukarı bir aşağı hopluyordu. Daha kendisi gelmeden parfümünün kokusu gelmişti bize kadar. Ve parfümünün kokusu bile mest etmeye yetmişti beni. Kadında öyle bir Seksapel, öyle bir Karizma vardı ki, resmen ağzı açık ayran delisi gibi olmuştum. Meltem hanım, Firdevs'e, "Ben yemeğe çıkıyorum canım. Sen
yakışıklı kursiyerimizin kaydını yaparsın!" dedi. Beni kursa kayıt olmaya gelmiş bir kursiyer sanmasına biraz bozulmuştum, ama yakışıklı demesi gururumu okşamıştı. Firdevs ordan, "Hocam, Harun bey kursiyer değil. Kendisi burayı satın almayı düşünüyor..." dedi.

Meltem hanım bir an duraksayıp, "Ayy çok pardon canım! Ben Meltem, bilgisayar öğretmeniyim!" deyip tokalaşmak için elini uzattı. Ben de kalkıp elimi uzattım, "Memnun oldum, ben Harun. Hocam, Firdevs'in dediği gibi, ben burayı satın almayı düşünüyorum, fakat bu konuyu önce sizinle de bir konuşmak istedim..." dedim. Meltem hanım, "Ohalde hadi yemeğe birlikte gidelim, hem karnımızı doyururuz, hem konuşuruz!" dedi. "Tamam hocam!" dedim, birlikte çıktık. Firdevs bizimle gelmedi, orda kaldı. Biz merdivenleri inerken, çay evini işleten çocuk da yukarı çıkıyordu. Selamlaştık. Çocuğun elindeki sallama tepside Tost ve bir kutu ayran vardı, herhalde Firdevs'e götürüyordu.

Yemek yemeye gittiğimiz yer güya kasabanın en lüks lokantasıydı, ama İzmir'de yüzlercesi bulunan 3. sınıf sıradan lokantalardan hiç bir farkı yoktu. İçeriye girdiğimizde, tüm bakışlar anında bize yöneldi. Lokanta nerdeyse ağzına kadar doluydu. Garsonun işaret etmesi üzerine, en arkadaki boş bir masaya yürürken, Meltem hanımın koluma girmesi beni çok şaşırtmıştı. Yerimize oturduğumuzda ben halen demin koluma girmesinin şaşkınlığını üzerimden atamamıştım ki, garson siparişimizi sorduğunda, Meltem hanımın bana göz kırparak, "Bu gün de Pide yiyelim mi aşkım?" demesi beni iyice aptallaştırmıştı.

Garson siparişi alıp yanımızdan uzaklaşınca, Meltem hanım bana doğru eğilerek, fısıltıyla, "Sakın bozuntuya verme, seni benim sevgilim sanmalarını istiyorum!" deyip tekrar arkasına yaslandı. Kafam bu söylediği ile daha da karışmıştı. Herhalde o anda şaşkınlığım yüzümden okunuyordu ki, Meltem hanım yeniden bana doğru eğilip, bu sefer elimi tuttu ve yine fısıltıyla, "Sonra açıklarım. Ama şimdi lütfen bozuntuya verme, sevgilimsin, tamam mı canım?" dedi. Ben de kendimi toparlayıp, "Tamam canım!" dedim, ama nedense kullanılıyormuşum gibi bir düşünceye kapılmıştım. Lokantada kıskandırmak istediği bir erkek olmalıydı. Ve ben hiç sevmezdim böyle şeyleri.

Sevgiliymişiz modunda, birbirimize bol bol 'Canım, Aşkım' kelimelerini kullanıp yemeğimizi yerken, aynı zamanda da bilgisayar kursunu satın almam konusunu konuştuk. Daireler mülk sahibinin, ama kursun ruhsatı Meltem hanım adına imiş. Meltem hanım maaş almıyor, kursiyerlerin ödedikleri paradan yüzde alıyormuş. Orayı satın alırsam, bu sistemin aynen devam etmesini istedi benden. Ben de kabul ettim. Yemeğimizi bitirdiğimizde kararımı vermiştim, kesin satın alacaktım. Biz konuşurken telefonum birkaç kez Bip'ledi, mesaj gelmiş olmalıydı, ama Meltem hanımın konuşmasını bölmemek için bakmadım.

Meltem hanım, orayı satın almak isteyen iki kişinin daha olduğunu söyleyince, bugün bu işi halletmeye karar verdim. Hesabı ödeyip kalktığımızda, Meltem hanım yine koluma girdi. Dışarı çıktığımızda ona, "Evet hocam, bir açıklama bekliyorum, bu sevgili hikayesi ne demek oluyor?" diye sordum. Meltem hanım ise, "İki dakika sabret canım, önce senin şu satın alma işini bir garantiye alalım! Biz burda kendi kendimize gelin güvey olurken, öteki müşterilerden biri bizden önce davranmasın!" deyip mülk sahibine telefon açtı. Ona durumu anlatıp, hemen gelmesini söyledi.

Telefonu kapadıktan sonra merak ettiğim bu sevgili meselesini açıkladı. "Yaa ben buraya İstanbul'dan geldim. Neden geldiğimi sorma, uzun hikaye, şimdi iki dakikada anlatılacak şey değil, geniş bir zamanda anlatırım. Neyse, geldim buraya. Ve daha ilk günden burdaki erkeklerin aşırı ilgisinden bıktım. Hani iltifat duymak veya çiçek verilmesi falan her kadının hoşuna giden şeylerdir, ama burdaki erkekler okadar abartıyorlar ki... Ardı arkası kesilmeyen çıkma teklifleri, evlenme teklifleri, hediye göndermeler... Bütün bunlar rahatsız ediyor beni, sokakta bile şöyle rahat rahat yürüyemiyorum. Kimsenin kalbini de kırmak istemediğimden, çevremdeki herkese bir sevgilimin olduğunu söylüyordum. Şu ana kadar da millete sevgilim diye göstereceğim bir erkek bulamadığımdan, millet de rahatsız etmeye devam ediyordu. Tesadüfen lokantada da o tiplerden bir iki tanesini görünce, seni sevgilim sanmalarını istedim. Bana kızmadın değil mi canım?" dedi. Ona nasıl kızabilirdim ki? Aksine, beni kendisine sevgili olarak yakıştırdığı için göğsüm kabarmıştı!

Meltem hanımın bir sonraki dersi yarım saat sonra başlayacakmış, birlikte bilgisayar kursuna gittik. Mülk sahibi de oraya gelecekmiş zaten. Merdivenlerde yine çay ocağını işleten çocukla kaşılaştık, bu sefer elindeki boş sallama tepsisiyle, ıslık çalarak aşağı iniyordu. Keyfi yerindeydi, yine selamlaştık. Nedense içimden bir ses, bu çocuğun Firdevs'e asıldığını söylüyordu. İçeriye girdiğimizde Firdevs de mutfaktağa gidiyormuş. Bize de birer çay getirdi. Kursiyerler de yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. Bu sınıftakilerin de çoğu erkekti. Meltem hanım sanki mıknatıs gibiydi, bütün erkekleri kendine çekiyordu!

Saati gelince Meltem hanım derse başladı, ama mülk sahibi henüz gelmemişti. Ben de onun gelmesini beklerken Firdevs'le sohbet ettim biraz. Firdevs, "Nasıl, Meltem hanım dediğim kadar güzelmiş değil mi! Harbi söyle, ona aşık oldun mu, olmadın mı?" diye sordu. Anlaşılan Firdevs aşk meşk konularına çok meraklıydı. Biraz uğraşsam Firdevs'i sikebilirdim. Ama bunun için zaman ayırıp, kızı güzelce işlemem gerekiyordu, "Yok, ona aşık olmadım, ama sana oluyorum galiba!" dedim. Firdevs bunu hiç beklemiyordu, "Yaa? Ama benim konuştuğum biri var..." dedi. Ben de üzgün bir ifade takınıp, "Zaten senin gibi güzel bir kızın mutlaka bir sevgilisi olduğunu düşünmem gerekirdi!" dedim. Firdevs, "Şeyy, aslında tam da sevgili sayılmayız... sadece konuşuyoruz işte..." dedi.

Kızın kafası karışmıştı, biraz daha karıştırmak için de, "Sadece konuşuyormusunuz? O zaman sen o çocukla konuşmaya devam et, ben de kendime konuşmanın dışında başka şeyler de yapabileceğim bir sevgili bulayım!" dedim. Firdevs kaşlarını çatıp, "Ne demek istiyorsun sen?" dedi. "Birşey demek istemiyorum, kapatalım bu konuyu! Ben sana aşık olmaktan vaz geçtim!" dedim. Firdevs, "Yaa lütfen, söylesene, ne demek istiyorsun?" diye ısrar etti. Ama ben sorusuna cevap vermek yerine, "Şu dayın nerde kaldı, bir ara da, gelmeyecekse işimize gücümüze bakalım!" dedim. Firdevs kızgın bir ifadeyle, "Çok kötüsün!" dedi ve dayısını aradı. Kısa bir konuşmadan sonra telefonu kapatıp, "Gelmiş, merdivenleri çıkıyormuş!" deyip kapıyı açmak için kalktı. Yanımdan geçerken de, "Pis!" diyerek omzuma vurup, öyle gitti açtı kapıyı.

Adam geldi. Selamlaşıp tanıştık, biraz bana daireler hakkında bilgi verdi. Tapuları, demirbaş listesini falan gösterdi. Ben asıl diğer daireyi görmek istiyordum. Anahtarı Firdevs'ten aldı, çıktık, geçtik diğer daireye. Burası da, içerisinde hiç değişiklik yapılmamış, bildiğimiz mesken daire idi. İçerde modası geçmiş eşyalar vardı. İstersem o eşyaları da bana bırakabileceğini söyledi. Kapılara, pencerelere ve duvarlara baktım, hiç bir yerde kırık dökük yoktu, sadece güzel bir temizlik ve boya badana istiyordu, bu daireye yapılacak masrafın hepsi buydu. Odaları gezereken, burada sikeceğim amcıkları gözümün önünde canlandırmaya başlamıştım bile.

Göreceğimi görmüştüm ve hoşuma gitmişti. Kilitleyip çıktık. Tekrar öbür tarafa geçtiğimizde Meltem hanım da derse ara vermiş, Firdevs'in yanında bizi bekliyordu. Selamlaştıktan sonra hemen, "Ne yaptınız, anlaştınız mı, pazarlık bitti mi?" diye sordu. Adam, "Yok, daha o aşamaya gelmedik..." deyince, Meltem hanım, "Abiciğim, hiç uzatmaya gerek yok, verin birbirinize elinizi, 40.000 Euroya bitirin bu işi!" dedi. Adam biraz mırın kırın etse de, Meltem hanımın aşırı ısrarıyla, "Tamam, hayrını gör!" dedi. Meltem hanım bana 2.000 Euro kazandırmıştı. Bu kadına hayranlığım gitgide artıyordu.

Meltem hanım, "Hadi hayırlı olsun! Gidin hemen bitirin resmi işlemleri!" deyip, dersine devam etmek için sınıfa girdi. Biz de çıktık, önce bankaya uğrayıp, ordan da tapu dairesine gittik, satışı gerçekleştirdik. Sonra adamla bir yerde oturup çay içtik. Adama Firdevs'in ne olacağını sordum. O da, "Firdevs biraz saftır, fakat yalanı dolanı, hırsızlığı falan yoktur, çok çalışkandır, işten kaçmaz, ona her konuda güvenebilirsin, orayı ona emanet et, gözün arkada kalmaz. Eğer uygun görürsen çalışmaya devam etsin, çok işine yarayacaktır. Ben ona asgari ücret veriyordum, sigortasını da yatırıyordum. Sen de yatırırsan çok makbule geçer. Ama tabii, eğer Firdevs'in yerine başkasını işe alacağım dersen de, sen bilirsin..." dedi. Ben de aynı şartlarda çalışmaya devam etmesini uygun gördüğümü söyledim. Böylelikle Firdevs de kafamdaki sikilecekler listesine eklenmiş oluyordu.

Adam Firdevs'i aradı, ona yeni patronunun artık ben olduğumu söyledi, işlerle ilgili birtakım tembihlerde falan bulundu. Adamla orda vedaşlaştıktan sonra ben tekrar bilgisayar kursunun yolunu tuttum. İçimden de gülüyordum, bugün bu kasabaya Halime'yle bir saat kuru kuru muhabbet etmek için gelmiştim. Halime'yi götten siktiğim yetmiyormuş gibi, bir bilgisayar kursu ve bir de daire satın almıştım. Ayrıca çok güzel, sexy ve çok karizmatik bir kadın olan Meltem hanımla tanışmıştım. Firdevs'le ve Halimen'in kız arkadaşları Müge ve Birgül ile tanışmıştım. Kısacası çok sevinçli ve heyecanlıydım.

Bilgisayar kursuna çıktığımda kapı sonuna kadar açıktı, ortalıkta kimse görünmüyordu. İçeri girip, birtakım tıkırtıların geldiği sınıfa doğru yürüdüm. Oranın da kapısı açıktı ve Firdevs içerde sandalyeleri düzeltiyordu. Ders bitmiş ve herkes gitmişti. Firdevs beni farketmemiş, arabesk bir şarkı mırıldanarak sandalyeleri düzeltmeye devam ediyordu. Sınıfın kapısında ses çıkarmadan dikildim, Firdevs'i izledim bir süre. Firdevs işini bitirip döndüğünde, "Ayyyy!" diye bir çığlık attı, elini göğsüne götürüp, "Ayy, ödümü kopardın!" dedi. Ben de, "Özür dilerim, seni korkutmak istememiştim!" dedim.

Masasının olduğu bölüme geçerken, Firdevs, "Ayy, halen elim ayağım titriyor! Manyak, ödümü kopardın, niye ses etmiyorsun?" dedi. Ben de tekrar özür dileyip, gittim mutfaktan bir bardak su getirdim verdim kendisine. Suyu içince biraz kendini toparladı. Ona Meltem hanımı sorduğumda ise, "Dersi bitti, evine gitti!" diyerek pis pis sırıttı. Doğrusu hayal kırıklığına uğramıştım, Meltem hanımın beni bekleyeceğini ümit etmiştim. "Bana birşey demeden öylece çekip gitti mi yani?" dedim. Firdevs, "Yoo, sana bir not bıraktı!" deyip, yine pis pis sırıtarak, çekmeceden katlanmış küçük bir kağıt çıkarıp, bana göstererek elinde salladı. Elimi uzattım kağıdı almak için, ama Firdevs kağıdı çekti ve "Önce sen bugün bana ne demek istedin onu bir açıkla bakayım!" dedi.

Kağıdı elinden almak için ayağa kaltığımda, o da ayağa kalktı, arkasını döndü ve elini kazağının altından içeri sokup, kağıdı sütyeninin içine koydu. Kazağını düzeltip geri döndü ve "Açıklamazsan vermem!" diyerek yerine oturdu. Bu kız resmen kaşınıyordu. Ben de kaşımaya karar verdim ve "Peki açıklayacağım, ama önce kapıyı kilitle gel! Bunlar çok özel şeyler çünkü, sadece ikimizin arasında kalması gerek!" dedim. Firdevs sevinçle, "Tamam!" dedi ve çabucak gitti kapıyı kapatıp, kilitledi. Geldi, bu sefer karşımdaki sandalyeye oturdu. Çok heyecanlıydı, yutkunup duruyordu. Ona, "Bak bu konuşacaklarımızın aramızda sır kalacağına söz verirsen açıklayım, ya değilse unut!" dedim. Firdevs heyecanla, "Yemin ederim, iki gözüm önüme aksın ki kimseye anlatmam, hadi açıkla!" dedi.

Ben de, "Peki!" deyip, konuşmaya başladım, "Bak Firdevs, sen çok güzel bir kızsın. Çok da sexysin. Eminim ki birçok erkeğin rüyasını süslüyorsundur. Seni sevmeyecek, sana aşık olmayacak erkek tanımıyorum. Bunlar benim için de geçerli, seni daha ilk gördüğümde içimde birşeyler uyandı. Ama sadece aşık olmak, konuşmak bana yetmez..." dedim ve sustum. Firdevs'in duymak istediği şeylerdi bunlar, heyecandan kalbinin çılgınca attığını göğüs kafesinin inip kalkmasından görebiliyordum. Dudakları da kurumuştu. Dudaklarını ıslatıp, "Eee, hadiii, devam etsene!" dedi. "Gerisini söylemeyim, gerisi bana kalsın!" dedim. Firdevs titrek bir ses tonuyla, "Yaa, söyle lütfen!" dedi.

Oturduğum yerde biraz öne uzanıp, "Elini versene!" dedim. Uzattığı elini tuttum, "Sana dokunmak, sana sarılmak, kokunu içime çekmek, o sexy vücudunun sıcaklığını hissetmek, dudaklarının tadını dudaklarımda hissetmek ve..." dedim ve yine sustum. Bu arada elini iki elimin arasına aldım ve ürkütmeden okşuyordum. Elini yüzüme götürdüm, kokladım, dudaklarıma değdirdim. Firdevs'in gıkı çıkmıyordu, nerdeyse heyecandan ölecekti kızcağız. Bir elimi dizkapağına koydum ve okşayarak, "Başka neler yapmak istediğimi bilmek istiyormusun?" diye sordum. Firdevs heyecandan konuşacak halde değildi, sadece kafasını yukarı aşağı oynatarak onayladı...

seks hikayeleri, erotik hikayeler, sikiş porno hikaye

Köyümün Azgın Hatunları 21. Bölüm

Perşembe günü saat 12:30 gibi kasabadaydım, Halime'yle önünde buluşacağımız bilgisayar kursunu bulmak için biraz erken gitmiştim. Ama fazla aramama gerek kalmamıştı, kolayca buldum, çarşının göbeğinde, altı pasaj olan büyük bir binanın 2. katındaydı. Üst katlarda ise bir Dişçi, bir Avukat ve bir Muhasebecinin tabelaları vardı. Daha üst katlarda ise tabela falan yoktu, perdelerden anladığım kadarıyla normal ev olarak kullanılıyordu. Arabayı yan sokağa bırakıp, pasajın içindeki çay evinde oturup beklemeye karar verdim. Doğru yerdeydim, ama her ihtimale karşı, çay evini işleten çocuğa bilgisayar kursunun başka yerde girişi çıkışı olup olmadığını sordum. Çocuk da başka giriş olmadığını söyleyip, "İlan için mi geldiniz hocam?" dedi. "Yok, ne ilanı?" dediğimde, çocuk bilgisayar kursunun satılık olduğunu söyledi. Çocuk beni gazetedeki ilanı okuyup, bilgisayar kursunu satın almak için araştırmaya gelen bir müşteri sanmıştı. Doğrusu 20 yıl düşünsem bir bilgisayar kursu satın almak aklımın ucundan geçmezdi. Ama aslında hiç te fena bir fikir değildi. Bizim köy
başta olmak üzere, tüm civar köylerde gençlerin bilgisayar kullanma konusunda ya hiç bilgileri yoktu, yada çok büyük eksikleri vardı. Bu devirde de bilgisayar bilmeyenlerin iş bulması zordu. Bu işi ciddi ciddi tartmaya karar verdim. Nasıl olsa param vardı, Nurcan'ın hesabıma aktardığı para bankada kuzu kuzu yatıyordu.

Çayımı getirdiğinde, çocuğa bilgisayar kursu hakkında bazı sorular sordum. Kursiyerler boş zamanlarında hep çay evine takıldıkları için, çocuk bilgisayar kursu hakkında hemen hemen herşeyi biliyordu. Sahibinin emekli bir öğretmen olduğunu, adamın acil paraya ihtiyacı olduğunu, fiyatı da onun için Kelepir tuttuğunu falan anlattı çocuk. Eskiden adamın kendisi de ders veriyormuş, ama sağlık durumundan dolayı ders vermeyi bırakmış, şu anda sadece Meltem hoca ders veriyormuş. Çocuğa yaklaşık öğrenci sayısını, bir kurs döneminin kaç ay sürdüğünü falan da sordum...

Çocuk bu konuyla ciddi ciddi ilgilendiğimi görünce, "Hocam isterseniz yukarı Meltem hanımın yanına çıkın, bir de ondan fikir alın. Hem diğer dairenin durumuna da bakarsınız?" dedi. Şaşırmıştım, "Bir de daire mi var?" diye sordum. Ve öyleymiş. O kattaki dairelerin ikisi de aynı adamınmış. Adamın asıl niyeti iki daireyi birleştirip kursu büyütmek ve dershaneye çevirmekmiş, ama sağlık durumu bozulunca bu işten vazgeçmek zorunda kalmış. Çocuk adamın istediği fiyatı söylediğinde, bir kez daha şaşırdım. O anda şöyle bir düşündüm de, harbiden iki daire için istenilen fiyat (42.000 Euro) çok Kelepir idi. Hem bu civarda başka bilgisayar kursu olmadığı için iyi bir yatırımdı, hem de diğer daireyi 'Özel işlerim' için kullanabilirdim!

Çocuğa, "Meltem hanımın yanına sonra çıkarım, önce halletmem gereken başka işlerim var!" dedim. Çocuk ta, "Tamam hocam, bence bu fiyata kaçırmayın, alın, pişman olmazsınız!" dedi. Çayımın parasını ödeyip çıktım. Saat 13:00 olmak üzereydi, pasajın girişi önünde bekliyordum. Halime yanında iki kızla birlikte göründü, benim arabayı parkettiğim sokaktan geliyorlardı. Kızların ellerinde defter kitap vardı. Halime ayaküstü, Müge ve Birgül ile beni tanıştırdı. Onlar da yakında Halime'nin çalıştığı Otelde işe başlayacaklarmış. Sonra kızlar bizden ayrılıp pasaja girdiler, bilgisayar kursuna gidiyorlarmış. Müge ve Birgül merdivenleri çıkarlarken dönüp Halime'ye gülümsediler ve el salladılar.

Kızlar gözden kaybolunca, Halime suratını ekşitip, "Tühh yaa, sadece 1 saat vaktim var! Çok kötü bir durum değil mi?" dedi. Ben de, "O halde burda böyle dikilip durmayalım! Ne yapalım, bir Cafeye falan mı gidelim? Yoksa parkta falan mı dolaşalım?" dedim. Halime yutkunarak, "Şeyy... Akrabalardan gören falan olursa kötü olur! Kimsenin görmeyeceği bir yere gitsek?" dedi. "Nereye gidebiliriz ki?" dedim. Halime avucunu açıp bir anahtar gösterdi ve "Bizim kızların kaldığı eve gitsek olur mu?" dedi. İyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş. "Olur tabii!" dedim. Halime, "Şu arabanın yanındaki apartmanın giriş katında, girince soldaki daire. Birlikte girdiğimizi gören olmasın, ben önden gideyim, sen bir iki dakika sonra gelirsin, tamam mı?" dedi. İçimden, düştüğüm durumlara gülerek, "Tamam!" dedim.

Halime gitti. Ben de pasajın önündeki marketten, bir gazete, bir paket sigara ve iki kutu da meşrubat aldım. 5 dakika falan sonra ben de tarif ettiği apartmana girdim. Halime dairenin kapısını aralık tutarak, kapının arkasında bekliyordu. Beni görünce kapıyı biraz daha aralayıp, "Gir, çabuk gir!" dedi. İçeriye girdiğimde hemen kapıyı kapatıp kilitledi, heyecandan eli ayağı titriyordu. Yüzü de kıpkırmızı olmuştu. Sanki kapının kilidine güvenmiyormuş gibi, sırtını da kapıya dayamıştı. Heyecanla nefes alıp verirken göğüs kafesinin inip kalktığını görebiliyordum. Farkında olmadan da alt dudağını emiyordu.

Halime'nin beni bu eve getirmesi herşeyi değiştirmişti. Bu da demek oluyordu ki, sadece kuru kuru muhabbet etmeyecektik. Ama nekadar ileriye gideceğimizi de bilmiyordum. Halime'ye, "Ee, bir saati burda, koridorda dikilerek mi geçireceğiz?" deyip gülümsedim ve salona geçtik. Sigarayı, Gazeteyi ve meşrubatları sehpaya bıraktım ve evin diğer odalarına bir göz attım. Halime, "Merak etme başka kimse yok, kızlar tek kalıyor burda!" dedi. Çekyata oturduk. Halime'nin elini tuttuğumda, elini çekmek için bir girişimde bulunmadı. Elinin sıcaklığı yine elimin içini terletmişti. Tek kelime konuşmadan birbirimizin gözlerine bakıyorduk. Ve birbirimizi istiyorduk.

Dudaklarımı yavaşça dudaklarına yanaştırdığımda, Halime de gözlerini yumup dudaklarını uzattı. Ve öpüşmeye başladık. Sakin sakin başlayan öpüşmemiz, birkaç dakika sonra vahşi bir yiyişmeye dönüştü. Yarağım da pantolonumun içinde çadırı kurmuştu. Dudaklarımı dudaklarından çekmeden, Halime'nin gömleğinin düğmelerini çözüyordum. Tüm düğmeleri çözdüğümde, Halime gömleğini çıkarıp kenara bıraktı. Ben de dudaklarını bırakıp bembeyaz boynunu öpmeye başladım. Halime başını arkaya atmış, göğüslerine inmemi bekliyordu. Fazla oyalanmadan göğüslerine indim. Göğüslerinin arasını ve göğüslerinin sütyenden taşan kısımlarını koklayıp öpüyordum. Bir göğsünü sütyeninden çıkarıp ağzıma aldığımda, Halime elini sırtına atıp sütyenin kopçasını çözdü ve sütyeni aramızdan çekerek çıkardı, kenara koydu.

Şimdi iki göğsünü de iki elime almış, hem okşuyor, hem de sırayla ağzıma alıp, uçlarını emiyordum. Halime ellerini saçlarıma geçirmiş, başımı göğüslerine bastırırken, biryandan da kesik kesik inliyordu. Benimse yarağım pantolonun içinde zonkluyor, bir an önce özgürlüğüne kavuşmak istiyordu. Göğüslerini emmeyi bırakıp saate baktım. Ne çabuk 15 dakika geçmişti. Ayağa kalktım ve elinden tutarak Halime'yi de kaldırıp, "Çıkar pantolonunu!" dedim. Halime pantolonunu çıkarırken, ben de çabucak gömleğimi ve pantolonumu çıkardım. Şimdi Halime külotla, bense boxerle kalmıştım. Halime boxerimin önünde kurulmuş çadıra bakarken, yine farkında olmadan alt dudağını ısırıyordu.

Halime'yi ürkütmeden, dudaklarına yumuldum. Ayakta öpüşürken külodunun üzerinden götünü okşuyordum. Kazık gibi olmuş yarağım da ikimizin arasında sıkışmış kalmıştı. Halime'nin külodunu indirmeye çalıştığımda, elini elime atıp indirmemi engelledi. Ben de bıraktım ve öpüşmeye devam ettik. Az sonra elim yeniden küloduna gitti. Yine engelledi ve kulağıma, "Şeyy... Ben bakireyim!" dedi. Bakire olmasaydı şaşırırdım zaten. "Biliyorum aşkım. Merak etme kızlığına zarar vermeyeceğim!" dediğimde elimi bıraktı. Ben de külodunu biraz sıyırdım aşağıya ve önüne çömelip, külodunu iki elimle yanlardan tutup ayaklarına düşürdüm. Bakire amıyla burun burunaydım şimdi. Halime bütün bunları yapacağımızı bekliyor olmalıydı ki, bir tek kıl yoktu, dünden kaymak gibi yapmıştı amını.

Amına dilimi değdirdiğimde, "Immmm!" diye inledi. Klitorisini ağzıma alıp sündüre sündüre emerken, Halime de ellerini yine saçlarıma geçirmiş, ayakta dengesini sağlamaya çalışıyordu. Dizleri titriyordu. Ayağa kalktım ve Halime'yi Çekyata oturttum, bacaklarını aralayıp, önüne diz çöktüm ve yalamaya devam ettim. Ve Halime bir kez orgazm olana kadar amını yalamayı sürdürdüm. Sonra ayağa kalktım ve boxerimi indirdim, yarağımı özgürlüğüne kavuşturdum.

Boxerimi çıkardığımda Halime telaşlanmış, hemen ayağa kalkmıştı. Onu sakinleştirmek için birkez daha kızlığına ellemeyeceğimi söyledim ve dudaklarına yumuldum. Biraz öpüştükten sonra, götünü avuçlayarak, "Arkadan hiç yaptın mı aşkım?" diye sordum. Cevabının, "Hayır, yapmadım!" olacağını bile bile sormuştum bu soruyu. Aslında bu bir soru değildi, sadece götünü sikmek istediğimi belirten bir cümleydi. Bugün bu kızın götünü sikmeden bir yere gitmeyecektim.

Halime'nin yönünü Çekyata çevirip, yere halının üstüne dörtayak pozisyonunda domalttım. Önce götünün yanaklarını ayırıp, biraz amını ve göt deliğini yaladım. Göt deliğine bolca tükürük bırakıp, arkasında pozisyonumu aldım. Yarağımın başını da tükürükleyip, göt deliğine yasladım. Sokmadan önce centilmenlik olsun diye, "Aşkım biraz acıyacak, bunu ikimiz de biliyoruz! Devam edeyim mi, sen de istiyormusun?" diye sordum. "Hı hı, yap!" dedi. Hoş, istemiyorum deseydi de sikecektim onun o götünü, hiç kaçarı yoktu.

Ve bastırdım yarağımı götüne. Başı girerken böğürmeye başlayınca, hemen elimi ağzına kapadım ve yüklenip gerisini de bir seferde soktum. Biliyordum ki, böyle yapmasam yarım saat alışmasını bekleyecektim ve bunun için vakit yoktu. Elimle ağzını kapadığım halde bağırmaya çalışıyordu. Elimi çekmeden, "Tamam aşkım bitti, harikasın, hepsi bu kadardı!" deyip, sakinleşene kadar götünde hareketsiz bekledim. Sakinleşince elimi çektim. Ağlamaklı bir ses tonuyla, "Ufff, çok acıyor yaa!" dedi. "Biliyorum aşkım, ama birdahaki sefere bu kadar acımaz!" deyip yarağımı götünde ufaktan oynatmaya başladım. Pompalamaya başladığımda ise, "Yavaş yap, ne olur yavaş!" diye diye debeleniyordu önümde. Ben de 5 dakika anca dayanabildim Halime'nin daracık götüne ve kenetlendiğim gibi boşaldım içine.

Boşalmam bitip götünden çıkacağımda, Halime, "Çıkma hemen!" dedi. Biraz daha kaldım içinde. Sonra, "Aşkım şimdi vaktimiz yok, başka zaman uzun yaparız bunun keyfini!" dedim ve yavaş yavaş çıktım götünden. Bir iki küçük osurukla birlikte biraz döl püskürdü Halime'nin götünden. "Kımıldama, bekle!" dedim. Benim de yarağımın ucunda da birkaç damla döl birikmişti. Elimi yarağımın altına tutup tuvalete gittim. Yarağımı orda tuvalet kağıdıyla temizleyip, tuvalet kağıdından birkaç yaprak koparıp içeriye götürdüm ve Halime'nin götünü de sildim. Aslında banyoya girip güzelce yıkanmak en iyisiydi, ama bunun için vakit yoktu.

Kullandığımız tuvalet kağıtlarını klozete atıp sifonu çektim. Çabucak giyindik. Evde çıkmadan koridorda, kapının arkasında öpüşüp vedalaştık. Önce ben çıktım evden, pasajın önüne gittim. Halime de benden bir iki dakika sonra çıkıp, dolmuş durağına yürüdü, köye gidecekti. Ben bir sigara yaktım ve pasajın önünde içmeye başladım. Halime'nin dolmuşu hareket ettiğinde, ben de sigaramı bitirmiştim.

O aceleyle gazeteyi falan evde unutmuştuk. Gazeteyi, satılık bilgisayar kursunun ilanını incelemek için almıştım. Marketten bir paket sigara ve bir gazete daha alıp, tekrar pasajdaki çay evine gittim. Çayımı içerken ilanı inceledim. Gittikçe de daha çok kafama yatıyordu bu iş. Özellikle de Halime'yle yaşadığım bugünkü gibi durumlarda diğer daire çok işime yarayacaktı. Çayımı bitirip, Meltem hanımdan da fikir almak için yukarı bilgisayar kursuna çıktım.

Zile bastığımda kapıyı, 16-17 yaşlarında, bir kız açtı. Sıkmabaş dedikleri türden bir başörtüsü takmıştı, ama alt tarafı Otoban'dı. Uzun kollu, daracık ve göğüslerinin hatlarını, hatta sütyeninin motiflerini olduğu gibi belli eden, vücuduna yapışmış ince bir beyaz kazak giymişti kız. Altında da yine vücuduna yapışmış, daracık bir kot pantolonu vardı. Önünde yumruk gibi şişmiş amının nerdeyse yarığı belli oluyordu. İçimden (Bu ne yaa?) dedim. Kızın giyimi, resmen (Gel bana tecavüz et!) diyordu. Kızın amına ve göğüslerine bakmaktan kendimi alıkoyamıyordum.

Kız, "Buyrun, ne istemiştiniz?" diye sorunca kendime geldim ve bakışlarımı yukarıya, kızın gözlerine kaldırdım. "Ben Meltem hanımla görüşmeye gelmiştim?" dedim. Kız saate baktı ve "Meltem hanım derste, 15 dakika sonra dersi bitiyor, buyrun içeride bekleyin!" dedi. Girdim içeri. Girişteki ilk bölmede o kızın masası vardı, burda sekreter gibi birşeydi herhalde. Masasının önündeki sandalyeleri gösterip, "Buyrun oturun. Çay içermisiniz?" dedi. Biraz önce aşağıda içmiştim, ama sırf kızın yürürken amını götünü izlemek için, "Zahmet olmazsa!" dedim. Kız, "Yok canım, ne zahmeti!" deyip kıvırta kıvırta gitti. Sanırım mutfağa gitmişti. Yürürken arkadan götü müthiş davetkar görünüyordu. Biraz önce Halime'nin götünü siktiğim halde yarağımın kıpırdamaya başladığını hissediyordum.

Dikkatimi dağıtmak için kızın götünü düşünmeyi bırakıp, etrafı 'Alıcı Gözle' incelemeye başladım. Kurs olarak kullanılan daire pek öyle ahım şahım bir durumda değildi. Komple binanın durumu zaten biraz bakımsızdı, sanırım 10-15 yıllık vardı bina. Diğer daireyi henüz görmemiştim, ama kurs olarak kullanılan dairenin içi biraz masraf istiyordu. Yine de bu fiyata iki daire birden Kelepirdi.

Kız çayımı getirdiğinde, "Meltem hanımın arkadaşımısınız?" diye sordu. "Yok, değilim. Ben burayı satın almayı düşünüyorum da, Meltem hanıma soracağım şeyler vardı!" dedim. Kız, "Burası benim dayımın! Bana sorun ne soracaksınız, buranın herşeyini benden iyi bilen kimse yok!" dediğinde şaşırmıştım. "Yaa öyle mi? Kusura bakma, tanışmadık, ben Harun!" dedim elimi uzattım. Kız da elini uzatıp, "Ben de Firdevs!" dedi ve tokalaştıktan sonra geriye yaslandı. Kızın oturuşu değişmişti, kendisini önemli biri gibi göstermeye çabasındaydı. Ben çayımı içerken, Firdevs de 'Alıcı Gözle!' beni inceliyordu. Sonra durup duruken birden, "Biliyormusun, ben seni Meltem hanımın sevgilisi sanmıştım!" dedi. Ben de güldüm, "Sevgilisi mi? Yok daha neler! Kendisiyle tanışmıyoruz bile!" dedim. Firdevs de, "Tanışınca Meltem hanıma aşık olma da!" dedi. "Niye ki, çok mu güzel?" dedim. "Evet, çok güzeldir! Meltem hanımı görünce kursiyer erkeklerin hepsinin dibi düşüyor!" dedi. Birşey demedim, sadece gülümsemekle yetindim. Ama Meltem hanımın güzelliğini de merak etmiştim.

Meltem hanımın dersi bitene kadar, Firdevs'ten kurs hakkında merak ettiğim her şeyi öğrendim. Dayısı rahatsızlandıktan sonra burayı Firdevs'e emanet etmiş. Firdevs anlatacaklarını anlattıktan sonra, göğsünü kabartarak, "Yaa işte böyle, ben olmadan burası bir gün bile yürümez!" dedi.

Sonunda ders bitmiş ve kursiyerler sınıftan çıkmaya başlamıştı. Dikkatimi çeken şey ise, kursiyerlerin nerdeyse hepsi erkekti. Sadece 4 tane kız vardı. O kızlardan da ikisiyle Halime zaten tanıştırmıştı beni, Müge ve Birgül. Biraz önce Halime'yi onların evinde sikmiştim. Müge ve Birgül bana sadece gülümseyerek geçip gittiler, herhalde Firdevs'ten çekindiklerinden dolayı konuşmamışlardı benimle. Tüm kursiyerler çıktıktan birkaç dakika sonra da, büyük bir merakla beklediğim Meltem hanım çıktı sınıftan. Ve benim de dibimi düşürdü. Böyle bir güzellik olamazdı. Meltem hanım, Adriana Lima'dan bile güzeldi!

Müdür Oldum Seks Hayatım Canlandı 33. Bölüm

Bir saat kadar yatakta çırılçıplak yatarak olayları düşündüm. Önce kendi izin veren kadın, işimiz bitince bir anda bana kızarak çekti gitti. Ama Müjgan’da da ilk böyle olmamışmıydı, şimdi de Müjgan rahatça benimle sevişebiliyordu. Layla’nın arayacağından emindim ve 12:00 gibi de aradı, "Naber?" dedi. Ben de, "İyiyim, senden naber?" dedim. Layla, "Saat 13:00’de toplantımız var, onun için aradım, ama ondan önce 12:30 gibi seninle konuşmak istiyorum." dedi. Ben de, "Tabii, konuşalım." dedim. Layla, "O zaman 12:30’da seni alırım." dedi ve kapattı. Kalktım, duşa girdim ve hazırlandım. Telefonum çaldı, açtığımda Layla, "Kapının önündeyim." dedi ve kapattı. Çıktım Layla’nın arabasına bindim. Yol boyunca tek bir kelime etmedik ve bir kafenin önünde durduk. İçeriye girdik, Layla iki tane (ismini bilmediğim buraya özgü olan) kahve söyledi ve bana, "Bugün yaptığımız hataydı." dedi. Ben de, "Hayır, bence güzeldi." dedim. Layla, "O anlamda demiyorum, benim için de çok güzeldi, ama bunun aramızda olması hataydı." dedi. Layla kahvelerimiz gelince sustu,
garson gidince anlatmaya başladı.

"Bak benim erkek arkadaşım da bir şirkette çalışıyor. Şuan o da yurt dışında, 2 aydır yok. Boş bir anıma geldi ve o yüzden oldu." dedi. Ben biraz hak veriyordum ona, "Erkek arkadaşının gelmesine ne kadar var?" dediğimde, "Daha 2 ay var." dedi. Biraz yüzü asılmıştı. Layla’ya, "Sana şöyle bir teklifim var, senin kendini sıkmana gerek kalmayacak. Benimle 2 ay beraber ol. Erkek arkadaşın gelince bırakalım." dedim. Layla bana bir süre baktı ve "Olur mu ki?" dedi. Ben de, "Neden olmasın?" dediğimde güldü ve "Tamam o zaman!" dedi.

Kalkmadan önce Müjgan’ı aradım, toplantı olduğunu söyledim ve hazırlanmasını istedim. Sonra kalktık. Arabaya bindik ve eve doğru gitmeye başladık. Müjgan kapının önünde bekliyordu. Arabaya aldık ve şirkete geçtik. Hiç bir şey konuşmamıştık ikimiz de arabanın içinde. Saat 13:00’de toplantıya başladık, 5 saatlik sıkıcı bir toplantı yaptık. Toplantıya kendimi tam verememiştim sabahki olaylardan dolayı. Toplantıdan çıkınca, Martin, "Yarın planınız yoksa bana gelin, birşeyler içeriz?" dedi. Ben Müjgan’a baktım, Müjgan da, "Olur." deyince, "Tamam geliriz." dedim. Sonra arabaya bindik ve bizi eve bıraktılar.

Layla’nın anlattıklarından sonra nedense seks yapasım hiç yoktu. Eve geçtiğimizde Müjgan bana sırnaşmaya başlamıştı, ama onu bile bir bahaneyle başımdan savmıştım. Sonraki gün akşam saatlerinde Martin bizi özel bir arabayla evden aldırdı. Lüks bir yerde yaşıyordu, iyi paralar kazanıyor olmalıydı. Evinin önünde bizi karşıladı, selamlaştık ve içeriye girdik. Evli değilmiş, koskoca evde tek başına yaşıyordu. Biz girer girmez, evinde çalışan hizmetliye masayı hazırlamasını söyledi, biz de masaya geçtik ve sohbet etmeye başladık. Bu arada hızlıca masa hazırlandı ve yemekler önümüze geldi.

Gerçekten bir şirketin müdürü olmasına rağmen şirketin sahibiymiş gibi bir hayat yaşıyordu. Müjgan ise adamdan gözünü alamamıştı, varlıklı olması onu daha da etkilemişti. Yemekle birlikte şarap içiyorduk ve harika bir sohbet vardı. Biraz olsun Layla’nın dediklerini unutabilmiştim, ama halen canım seks istemiyordu. Kız sanki beni bağlamıştı kendisine, başka bir şey düşünemiyordum. Layla’yla bir dahaki sefer olmadan başka biriyle olmayacaktım, bunu anlamıştım. Yemek saat 21:00 gibi bitti ve salona geçtik tekrardan.

Güzel bir sohbet vardı, ama sıkılmıştım hafiften, zaten Müjgan Martin’e yavşıyor, Martin de Müjganı götürme çabasındaydı. Ben kalkacağımı söyledim, Müjgan biraz daha oturmak istediğini söyledi. Martin hemen bir taksi çağırttı ve adresi verdi. Ben eve döndüm. Saat 22:00 gibi Layla’yı aradım, böyle olmayacaktı bu durum, çağıracaktım buraya. Layla telefonu açtığında, ona direkt, "İşin yoksa bana gelir misin?" dedim. Böyle aniden söylememden o da biraz durumu anlamıştı ve "Gelirim tabi." diyerek kapattı telefonu. 10-15 dakika sonra kapı çaldı, hemen kalktım ve açtım. Layla karşımda masum gülüşü ile duruyordu, hemen sarıldım ve içeriye aldım. Üzerinde yeşil bir tişört, altında ise dar bir kot pantolon vardı.

Salona geçti direkt, ben de mutfaktan iki tane bira aldım ve açıp geldim. Birini ona verdim ve yanına oturdum. Biraz havadan sudan konuştuktan sonra esas mevzuya girmek istedim. Biraz daha ona yaklaşıp, "Seninle yattıktan sonra o konuşmaların beni çok etkiledi, başka birisiyle yapmak istemiyorum. Bilmiyorum ama, bir şekilde bağladın kendine beni!" dediğimde güldü ve "İnanır mısın, ben de aynı duygular içindeyim!" dedi. Biramı sehpanın üzerine bıraktım ve onun da birasını bırakarak, "Neden o zaman devam etmiyoruz?" dedim ve elinden tutarak yatak odasına götürdüm.

Kamerayı aldım ve kenardaki çekmecenin üzerine koydum, kayıt alıyordu. Layla’nın yanına gittim ve öpmeye başladım. Bana karşılık vermiyordu, her halde kamerayı merak etmişti, ama bir süre sonra şaşkınlığını üzerinden atarak bana karşılık vermeye başladı. Yatakta oturmuş bir şekilde öpüşüyorduk, ellerim boynunda dolaşıyordu. Dudaklarını bıraktım ve yatağa sırt üstü yatırıp boynunu yalamaya başladım. Layla ara sıra gülüyor ve inliyordu, hoşuna gitmiş olmalıydı.

Layla sonra benim üzerime çıktı, kucağımda oturuyordu. Yarrağım pantolonunun üzerinden amına değiyordu. Tişört ve südyenini çıkarttıktan sonra biraz eğildi ve göğüslerini ağzıma verdi. Çocuk gibi emmeye başladım, iki göğüsünü de sırayla emiyordum. Layla ise saçlarımı okşuyor, ara sıra göğüslerini sıkıyordu. Biraz yaladım göğüslerini ve Layla üzerimden kalktı, üzerimi tek tek çıkarttı, sadece boxerla kalmıştım yatakta, boxerımı da indirdi ve yarrağımı eline alarak okşamaya başladı.

Bir süre bana baktıktan sonra yalamaya başladı, müthiş bir şekilde yalıyordu yarrağımı. Ben de keyfini çıkartıyordum. Layla iyice hızlanmaya başladı, dimdik yarrağım ağzının içinde kayboluyordu, eliyle de taşaklarımı yokluyor, ara sıra sıkıyordu. Müthiş bir zevk alıyordum, ama boşalma gibi bir niyetim yoktu. Layla 15 dakikaya yakın bir süre yaladı yarrağımı ama boşalmadığımı görünce bıraktı. Elinden tutarak yatağa domalttım ve pantolonunu yavaş yavaş çıkarttım. O güzel kalçaları yine meydandaydı şimdi. Bir tokat attım kalçasına, Layla, "Ahh!" diye bağırdı.

Pembe bir külot vardı altında, küçük bir külottu, kalçasının büyük bir bölümü meydandaydı. Külotunu da çıkarttım, tamamen çırılçıplaktık. Hemen yalamaya başladım göt deliğini, adet olduğundan yine götten yapacaktık. Göt deliğini yaladıkça Layla iyice keyifleniyor, keyiflendikçe de kalçalarını suratıma doğru bastırıyordu. Kalçalarını da okşamaya başladım, dolgun kalçaları sımsıkıydı. Göt deliği iyice ıslanmıştı, artık işe koyulma vakti gelmişti. Kalktım ve yarrağımı göt deliğine dayadım. Biraz sürttüm yukarıya aşağıya fırça çeker gibi ve sonra birden bastırdım.

Hepsini köklediğimde acı bir çığlık attı Layla. Boynunu öpmeye başladım. Ellerim de sırtındaydı ve bu arada hafiften git gellere başladım. Layla biraz sakinleşmişti, ama halen tamamen köklediğimde biraz bağırıyordu. Hızlanmaya başladım iyice ve 5 dakikada hızlı tempoya ulaştım. Taşaklarım amına çarptıkça 'Şlap, şlap!' sesler yankılanıyordu. Layla ise inlemeler arasında bazen çığlık atıyordu. Bu arada Layla amını okşayarak orgazm olmuştu. Ben de boşalacaktım ve son birkaç kez sertçe girip çıkmaya başladım götüne ve götünden çıkarak kalçalarına boşaldım.

Birkaç saniye sikimi kalçalarına sürttüm. Layla kalktı ve kapıya doğru yürüdü, döndü bana baktı ve "Gelmiyor musun?" dedi. Kamerayı kapattım ve arkasından gittim. Duşa girdik ve yıkandık beraberce. Ben önce çıkıp, yatak odasına girdim. Kamerayı laptopa bağlayıp filmi atmaya başladım. Bilgisayara kopyalanırken, biz de Laylayla iç çamaşırlarımızı giydik. Ben sadece boxerla, Layla ise südyen ve külotuyla evde dolaşıyorduk. Layla mutfağa gitti ve birşeyler hazırladı. Ben de TV'den bir film buldum ve Layla’nın hazırladıklarını yerken filmi izlemeye başladık.

Saat 01:00’e doğru film bitti. Müjgan yeni geliyordu. Bizi salonda görünce biraz şaşırdı, ama, "İyi geceler." diyerek hemen odasına gitti. Ben Layla’nın dudaklarına yapıştım, koltukta otururken elim boynunda dudaklarını öpüyordum. O da sikimi avuçladı ve okşamaya başladı. Saniyeler içinde kazık gibi olmuştu sikim. Layla boxerımı dizlerime kadar çekti ve yarrağımı yalamaya başladı. Müjgan bu arada tekrar salona gelmişti, üzerinde kalçalarının biraz altında biten krem renkli bir gecelik vardı.

Bizi görünce gülümsedi ve Türkçe olarak, "Ben rahatsız etmeyeyim sizi!" dedi. Ben hemen, "Yok gel, keyfine bak!" dedim. Karşımızdaki koltuğa oturdu, elinde birasıyla laptopunda gezmeye başladı. Gözü bizdeydi ama. Layla kalktı ve yine kucağıma oturdu. Yarrağımı götüne soktu ve zıplamaya başladı, kalçaları da dalganıyordu, iki elimle yoğuruyordum kalçalarını. 15 dakika kadar sikiştikten sonra götünün içine boşaldım. Layla tekrardan kalktı ve banyoya girdi. Ben de yatak odasına geçtim, kopyalanma bitmişti. Hemen Sinem’e yolladım videoyu. Sabah görecekti tahminimce, ne diyeceğini merak ediyordum. Laptopu kapattım ve yatağa uzandım. Az sonra Layla da banyodan çıkıp yanıma geldi ve sarmaş dolaş yattık.

Müdür Oldum Seks Hayatım Canlandı 32. Bölüm

Saat 17:30 gibi telefonumun çalmasıyla uyandım, Müjgan halen uyuyordu. Hemen telefonumu aldım, arayan Sinemdi. Açtığımda Sinem, "Videonuz çok güzelmiş!" dedi ve güldü. Ben daha rahat konuşabilmek için diğer odaya geçtim. Kapıyı kapattıktan sonra, "Eee, güzel olacak tabi, ben çektim sonuçta o videoyu!" dedim. Sinem güldü ve "Ben de gelince hep beraber çekeriz bir tane daha!" dedi. Ben de, "Sen iste yeter ki!" dedim. Biraz daha muhabbet ettikten sonra kapattık telefonları. Saat 18:00’e doğru Müjgan da kalktı. Saat 20:00’de akşam yemeği başlıyordu, biz de yemek için yemek salonuna indik. Yemeklerimizi alıp bir masaya oturduk. Müjgan, Sinem’in geleceğinden dolayı biraz mutsuz gibiydi. Ben de, "Üzülme ya, 1 ay kalacak sadece. Hem sen biraz ön yargısız olsan, onu çok seversin!" dedim. Müjgan gülümsedi ve "İyi bakalım, bu iş gezisi burnumuzdan gelmesin de!" dedi. Yemekten sonra otelin gazinosuna geçmeyi teklif ettim ve Müjgan da kabul etti. Yemeklerimizi bitirdiğimizde saat 21:00’e yaklaşmıştı. Odamıza çıktık. Biraz dinlendik ve giyinmeye
başladık. Benim giyinmem çok kısa sürse bile, Müjgan kararsız kaldığından saat 22:00’ye doğru anca hazır olabilmiştik. Müjgan diz üstünde bir beyaz etek tercih etmişti, üzerinde ise dekolteli bir elbise vardı. Odadan çıktık ve asansörle en alt kata inerek, arkadan bahçeye çıktık. Bahçe yolu boyunca yürüdük ve gazinonun önüne geldik. İçeriye girdik, hafiften karanlıktı ortam, ama göz gözü görmeyecek kadar da değildi.

Müjgan dansa kaptırmıştı kendini, ben ise bir bira alarak içmeye başladım. Müjgan’ı izliyordum bu arada, kenardaki gençler bazen Müjgan’a bakıyor ve aralarında bir şeyler konuşuyordu. Beğenmiş olmalılardı Müjgan’ı. Müjgan 20-30 dakika dans ettikten sonra yanıma geldi ve bir içki aldı. Müjgan içkisini içerken bir genç geldi yanımıza, 18-19 yaşlarındaydı. İngilizce olarak, "Naber?" dedi. Müjgan biraz suratına baktı ve "Teşekkür ederim!" dedi. Muhabbeti kesmeye çalışsa da, genç biraz daha bastırıyordu muhabbet için.

Müjgan en sonunda biraz yumuşamıştı, güzel bir muhabbetten sonra genç, Müjgan’ı dansa davet etti. Müjgan içkisini bitirdi ve dansa kalktılar. Pistin ortasında dans ediyorlardı, ben de içkimi içerken onları izlemeye başladım. Müjgan arkasını döndü ve genç resmen ona yaslanmaya başladı. Kalçalarını elliyordu ara sıra, resmen ayakta sevişir gibiydiler. Genç eğilerek Müjgan’a birşeyler söyledi, Müjgan da kafasıyla onayladıktan sonra dansı bıraktılar ve kapıya doğru yöneldiler. Müjgan bana el sallayarak 'Görüşürüz' işareti yaptı ve gittiler. Ben de bardağımdaki içkimi bitirdim ve kalktım. Müjgan ve yanındaki genç neredeydi bilmiyordum. Odama çıktım ve yatağa kendimi bıraktığım gibi uyumuştum.

Sabah saat 8:00 gibi uyandım. Müjgan yanımda uyumuştu, geceliğinin eteğini kaldırdığımda, kalçalarında kızarıklıklar hatta morluklar vardı biraz. Kesin dün gece o gençle sevişmişti. Üstünü tekrar örttüm. Saat 9:00’a doğru Layla aradı ve evin hazır olduğunu söyledi. Konuşması kısa sürmüştü, 15 dakikaya geleceklerini söyledi ve hazırlanmamızı istedi.

Müjgan’ı uyandırmadan, ikimizin de çantasını toparladım ve sonra Müjganı uyandırdım. Müjgan kalktığında, "Offf, başım ağrıyor!" dedi. Dün çok içmiş olmalıydı. Müjgan’a durumu söylediğimde, "Haa, iyi." dedi. Beraber çıktık odadan, indik aşağıya. Lobide ise Layla bizim çıkış işlemlerimizi hallediyordu. Layla beni görünce gülümsedi ve yanıma geldi. Tokalaşmak yerine direkt sarıldı ve yanağımdan öperek, "Nasılsınız?" dedi. Biz, "İyiyiz." dedik, ama Müjgan’ın halen gözlerinin altı şişti ve uykudan gözlerini açamıyordu. Kim bilir dün kaçta yatmıştı.

İşlemler bitince Layla’nın arabasına bindik. Layla evin sakin bir yerde olduğunu söyledi. Gerçekten öyle bir yerdeydi. Bir sitenin içerisindeydi, çevremizde 7-8 ev ancak vardı. Tek katlı, ama büyük bir evdi geldiğimiz ev. İndik araçtan ve Layla evi açtı. Çantaları kenara bıraktık. Layla evi bize gösterdikten sonra buzdolabından bira almak istediğini söyledi. Ben de arkasından mutfağa gittim. Kalçalarını izlemekten başka bir şey yapmıyordum. Büyük ve dolgun kalçaları vardı.

Layla buzdolabını açtı ve eğildiği anda kendime geldim. Ama çok geçti, kalçalarına yaslanmıştım yanlışlıkla. Layla birkaç saniye duraksadıktan sonra kafasını çevirerek bana baktı. Ben hemen, "Özür dilerim, gerçekten böyle olsun istememiştim. Bir anlık dalgınlık..." diye saçmalarken, Layla gülümsedi ve "Devam edebilirsin!" dedi. Ben bir an yerimde çakılı kaldım ve "İzin veriyor musun?" dedim. Layla güldü ve "Devam edebilirsin dediğimi sanıyorum!" dedi.

Domaldığında iyice belli olan kalçalarına yaslandım, beyaz eteğinin üzerinden okşuyordum kalçalarını. Layla, "Arkadaşın, bizi bu durumda görmesin?" dedi. Ben de, "O dün gece uyumadı, yatmıştır. Hem görse de bir şey olmaz!" dediğimde, Layla, "İyi o zaman!" dedi ve kalkıp dolabın kapağını kapatarak elimden tutarak beni bir odaya götürdü. Çiftli bir yatak vardı. Odaya girdik ve kapıyı kapattık. Layla hemen beni yatağa attı.

Üzerindeki yeşil tişörtü çıkarttı. Büyük göğüsleri meydandaydı, kahverengi südyeni göğüslerinin sadece bir bölümünü kapatabilmişti. Südyenini de çözüp kenara fırlattı. Zenciye kaçan, hafif esmer vücudu harika gözüküyordu. Sonra üzerime doğru geldi ve kucağıma oturduktan sonra eğilerek göğsünü ağzıma verdi. Yalamaya başladım, göğüs uçları sertleşiyordu iyice. Bir elimle kalçasını eteğin üzerinden okşamaya başlamıştım. İlk defa bir kadının hakimiyeti altındaydım ve o ne isterse onu yapacak gibi gözüküyordum.

Layla’yı üzerimden kaldırdım ve yanıma doğru sırt üstü yatırdım ve öyle yumuldum göğüslerine. Ara sıra göğüslerinden kafamı kaldırarak dudaklarına yapışıyor ve birkaç saniye öptükten sonra boynuna, oradan da tekrardan göğüslerine geçiyordum. Uzunca bir süre yaladıktan sonra üzerinden kalktım. Layla da kalktı ve yatağın kenarına oturup pantolonumu çıkarttı, sonrasında ise boxerımı indirdi ve yarrağımı eline alarak okşamaya başladı.

Yarrağımı okşarken gözlerini kısarak bana seksi bakışlar atıyordu. Bir süre daha okşayıp yarrağımı ağzına aldı ve yalamaya başladı. Müthiş bir şekilde yalıyordu, hafif kalın dudakları yarrağımın üstünde gezinirken, ben de müthiş bir zevk alıyordum. Saçlarını topladım ve sikime doğru kafasından bastırmaya başladım. O da buna uyar gibi daha da hızlanıyordu. Çok geçmeden ağzına boşaldım. Layla tüm döllerimi yuttuktan sonra tekrardan kendini yatağa sırt üstü bıraktı.

Eteğini çıkarttım, kahverengi külotunu da çıkarttım. Bana Regl olduğunu söylediğinde kafamla onayladım. Elinden tutarak kaldırdım ve yatağa domaltıp göt deliğini yalamaya başladım. Kalçalarından tutuyordum, ara sıra da tokat atıyordum. Dolgun ve büyük kalçaları beni etkilemişti, sürekli okşuyor veya tokatlıyordum. Layla da bundan zevk alır gibiydi, her tokatladığımda inlemesini bir kat daha arttırıyordu. Göt deliği iyice ıslanmaya başlamıştı. Orta parmağımı sokmaya başladım ve hafif hafif git gel yapıyordum. Layla ise inlemelerine devam ediyor, ara sıra ufak çığlıklar atıyordu.

Bu beni etkiliyordu, parmağımı çıkarttım içinden, göt deliği biraz açılmıştı. Yarrağımı götüne dayayıp sokmamla beraber çığlık attı. Yarısına kadar girmişti. Hafif ağlar bir sesle, "Daha fazla!" diye bağırıyordu. Acı çekmekten zevk alıyordu her halde, ben de onun istediğini yaptım ve kalanını da bir hamlede içine kökledim. Layla ikinci çığlığı da attıktan sonra biraz sakinleşti, ama benim bekleme vaktim yoktu ve hızlıca içinde git gel yapmaya başladım. Göt deliği çok sıkıydı, zor hareket etsem de, yinede durmadan hızlı hızlı sikiyordum götünü.

Sımsıkı ve sıcak götünün içinde çok fazla dayanamadım ve boşaldım. Layla ise o arada derin bir, "Ohhh!" çekti. O da amıyla oynayarak orgazm olmuş olmalıydı. Yarım saati geçmişti sevişmemiz. Layla kalktı ve banyoya gitti. Hızlıca yıkanıp yanıma geldi. Giyinirken, "Ben evli bir kadınım, bunları olmamış say!" dedi. Giyindikten sonra evden çıktı, arabasına binerek uzaklaştı.