31 Temmuz 2013 Çarşamba

Dul Komşumuzun Ateşini Söndürdüm

Merhaba, size anlatacağım hikaye Liseden beri devam etmekte. Adım Demir, yaşıtlarıma göre hep uzun boylu ve kalıplı oldum. 1.92 boyunda, basketbol oynayan bir gencim. Yakışıklı sayılabilcek bir tipim var, kızlarla da aram gayet iyi. Özelliklede Lisenin ilk yıllarında oldukça çapkın bir ergen oldum, sinemada sevgililerimle hayvanlar gibi yiyişip öpüşmemize rağmen, kızlar daha ileri gitmediler. Ben de hiçbirini zorlamadım. Üst katımızda, orta yaşlı, taş gibi kalçaları olan, gerçekten her erkeğin başını döndürebilecek bir dul yaşıyordu, ismi Nurhan. Nurhan abla 40 yaşlarında olmasına rağmen, vücudu gerçekten etkileyiciydi. Ben de etkileniyordum tabiki, ama asla saygısızlık etmiyordum, zar zor olsada o göğüslerinden ve kalçalarından bakışlarımı alıyordum. Tam bir Sexy Mature yani. Bir yaz günü, Nurhan ablayla markette karşılaştık, alışveriş yapmıştı. Eve kadar poşetleri taşımasına yardım ettim, kapısının önünde bıraktım. Elime biraz para sıkıştırıp, yanaklarımı öptü ve teşekkür etti. Sonra alt kata, evimize indim. Zili çaldım, annemler evde yoktu. Nasıl da
sıkışmıştım, ama anahtarım yoktu ve annemleri bekleyecek halde de değildim. Nurhan ablaya çıktım, durumu anlattım, WC’yi kullanmak için müsade istedim. Beni içeri buyur etti. Kendisi de duşa girmek için hazırlanıyormuş, banyodaki WC’yi kullanabileceğimi söyledi...

Banyoya girer girmez gözüme ilk çarpan, duşakabinin hemen yanında duran çamaşır makinesinin üzerindeki dantelli kırmızı Tanga-Sütyen takımıydı. İşerken tangasını elime alıp bakmaya başlamıştım. Nurhan ablayı o iç çamaşırlarıyla düşününce, benim ufaklıkta hareketlenme olmuştu. Neyse ben işimi halledip çıktım banyodan. Nurhan ablaya seslenerek teşekkür ettim ve gitmek için dış kapıya yöneldim. Nurhan Abla içerden geldi, “İstersen annenler gelene kadar salonda bekle, kapıda kalma.” dedi. Ben rahatsız etmek istemediğimi söyleyerek çıkmak için ısrar etsemde, “Hadi ama utanma, geç içeriye!” diyerek beni salona bildiğiniz sürükledi. Bende fazla karşı koymadım, oturdum kanepeye. Nurhan Abla mutfağa gidip çay koydu. “Nurhan abla ben seni meşgul etmeyeyim, işin varsa yap, ben gideyim.” dedim. “Aaa nereye? Bak çay da koydum, kendi evinmiş gibi otur. Ben duşa girecem zaten, 10-15 dakikaya çıkarım.” dedi. “Tamam Nurhan abla.” dedim, ama nedense çok utanıyordum. Bana Televizyonu da açtı ve o güzel kalçalarını kıvırta kıvırta banyoya girdi.

O duştayken ben Televizyon seyrettim. Arada bir bizim evi arıyordum, annem geldi mi diye. Neyse 15-20 dakika sonra Nurhan Abla duştan çıktı, pembe bornozu içinde tam bir seks tanrıçası gibiydi. “Yaa Demir, hava çok sıcak, yanında bornozla otursam olur mu, senin için sakıncası var mı?” diye sordu. “Tabi otur abla, burası senin evin, ben artık gideyim...” dedim. Aslında aklımdan bin türlü şeytanlıklar geçiyordu, ama sonuçta benden kaç yaş büyüktü. “Yok tatlım saçmalama, otur, bornozumdan rahatsız olduysan üzerimi giyinebilirim.” dedi. “Yok Nurhan abla, ne rahatsızlığı...” dedim. “Peki!” deyip geçti karşıma oturdu. Ben kaçamak bakışlarla, bornozundan kısmen görünen bacaklarına ve göğüslerine bakıyordum, dayanamıyordum çünkü. Yarağım kazık gibi olmuştu ve patlamak üzereydi. Şeytan diyordu ki, çıkar üstünden bornozunu, şuracıkta bağırta bağırta becer. Saldırmamak için zor tutuyordum kendimi...

Muhabbet etmeye başladık, okul falan filan derken konu kızlara ve kızlarla ilişkilerime geldi. Biraz muhabbet ettikten sonra ben artık rahat bırakmıştım kendimi, ne var ne yok anlatıyordum. Nurhan abla, “Demir biliyor musun, yanlızlık çok zor...” diye konuşmaya başlayınca, ben anlamıştım artık olayın nereye gideceğini. Bende hafiften yavşamaya başladım, “Anlıyorum Nurhan abla, üstelik dulsun, yalnızlık senin için çok daha zor olmalı...” dediğimde artık ok yaydan çıkmıştı resmen. Nurhan abla, “Ahhh ah, onu gel bana sor!” diyerek derin bir nefes aldı, bacak bacak üstüne attı. Bornozu kasıklarına kadar sıyrılmıştı, benim baldırlarına baktığımı farkettiği halde bornozunu örtmemişti. Ben artık iyice kendimden geçtim ve acaba biraz daha fazlasını görebilirmiyim diye umutlanıyordum...

Çayları doldurmak için hafifçe öne eğildiğinde göğüsleri nerdeyse tamamen görünecekti. Bakışlarımın göğüslerine odaklandığını farkedip, “Bak Demir, bir dul kadın için en zor şey erkeksizliktir. Anlıyormusun? Seninle açık konuşmamı ister misin?” dedi. Ben sadece kafamı sallayabildim. “Bak hayatım, ergenlikte olduğunu biliyorum. Bu döneminde ne kadar azgın olduğunu da biliyorum. Bu kadar yürekli bir şekilde söylememin nedeni, ne kadar zor durumda olduğumu anlaman için. İstersen burdan çıkıp gidebilirsin, ama lütfen burda konuştuklarımız burda kalsın. Ben cinsel arzularımı tatmin edecek bir erkek arıyorum. Eminim sen de kızlar hakkında böyle düşünüyorsun. Eğer istersen birbirimizi tatmin edebiliriz. Burada olan burada kalır, sen yine kızlarla çıkmana devam edersin! Yeterince açık konuştum mu?” dedi.

Bu kadar açık sözlü olması o kadar şaşırttı ki beni, resmen şoktaydım, ellerim ayaklarım titriyordu heyecandan, “Nurhan abla deliriyorum senin için!” diyebildim sadece. “Bunu bildiğim için özellikle bu şekilde açık sözlü konuşuyorum. Hiçbir şey için zorlamıyorum seni, sadece aradığım benim cinsel arzularımı tatmin edebilecek bir erkek. Bunu bir Jigolo ile de yapabilirim, ama anla işte, güven meselesi çok önemli. Hem Jigoloya vereceğim parayı sana veririm! Anlaştık mı yakışıklım?” :) dedi. Ben apışıp kalmıştım, hiçbir şey diyemiyordum, sadece kafamı salladım. Ayağa kalktı, önüme dikilip bornozunun kuşağını açtı. “Nasıl, beğendin mi?” diye sormasıyla, benim o kılsız amına elimi atmam bir oldu. “Bundan sonra bu ellediğin am hep senin, nezaman istersen gelip sikebilirsin!” :) dedi. Ayağa kalkıp, bir elimi de göğüslerine atarak dudaklarına yapıştım, öpüşmeye başladık. Öpüşerek yatakodasına doğru gidiyorduk.

Yatağa uzandık, elim amında, dudaklarını öpmeye devam ediyordum. Yavaş yavaş boynunu emmeye başladığımda, amı vıcık vıcık sulanmıştı. Kulağının arkasını öpüp yalamaya başlayınca amının suları iyice artmıştı. Diğer elim tüm vücudunu geziyordu. Ben de çırılçıplak soyundum. Artık tamamen üstündeydim. Dilimle yavaş yavaş göğüslerine doğru inmeye başladım, göğüslerinin sertleşmiş uçlarını emiyor, ısırıyordum. Her ısırışımda kasılıyor, zevkten gözleri kayıyordu. Hiç konuşmuyorduk, sadece Nurhan ablanın inlemeleri duyuluyordu. Bir parmağımı amına soktum, amını parmaklarken göğüslerini emiyordum. Göbeğini de yalayarak artık amına indim. Amına gelince artık kaybettim kendimi, dilimi dudaklarının arasında dolaştırıyordum, dil darbeleri atıyordum. Nurhan abla zevkten çıdırmış gibi başını bir sağa bir sola atıyordu. Gözlerinin içine bakarak yapıyordum bunu, gözleri kaymıştı. Arada bir amından parmağımı çıkarıp, amını keşfetmeye çalışıyordum. Amının üst kısmını okşuyor, klitorisini ağzıma alıp emiyordum. Bu onu kısa sürede orgazm edip boşaltmıştı. Amından akan suları yalayıp yutuyordum, garip bir tadı vardı.

Nurhan abla delirmiş gibi hırlayarak doğruldu ve beni yatağa sırtüstü yatırıp yarağıma sarıldı. Sikimin ucundaki sıvıyı yayarak, yarağımı ağzına aldı. Öyle bir yalıyordu ki, “Çok özlemişimmmm...” diyerek yarağıma bildiğiniz saldırıyordu. Arada bir çıkarıp sıvazlıyordu. Gözlerimin içine baka baka yaladıkça ben de kendimden geçiyordum. Taşaklarımı okşarken ağzıyla sikimde ileri geri yapıyordu. Ben artık biran önce amını sikmek için sabırsızlanıyordum. Nurhan abla bu isteğimi anlamış olcak ki, hemen yatağa sırtüstü uzandı, bacaklarını kendine doğru çekti ve “Hadi!” dedi. Amı kabak gibi ortadaydı. Yarağımı tuttum, amının girişine doğru hizaladım ve sürtmeye başladım. Nurhan ablanın, “Sokk erkeğim, koy amıma sikicim, doyur beni!” laflarını duydukça müthiş tahrik oluyordum. Birazcık daha yalvarmasını istiyordum, yarağımı sokmadan amının dudakları arasında sürtüyordum. O da, “Sokkk! Sok hadi!” diye bağırıyordu...

Birden yüklendim ve dibine kadar kökledim. Köklememle birlikte çığlık atması bir oldu. Yıllardır tanıdığım Nurhan abla gitmiş, yerine resmen azgın bir fahişe gelmiş gibiydi. Hızlı hızlı sokup çıkarmaya başladım, bir elimle göğsünü yoğururken, diğer elimle de boğazını tutuyordum. “Hızlı sik! Hızlı! Hızlı!” diye bağırışlarıyla birlikte ikinci orgazmını yaşıyordu. Ama bu sefer boşalırken felaket titriyor ve altımda kurbanlık koyun gibi kıvranıyordu. Bir an telaşlandım, üzerinden çekildim ve sarsıntıları geçene kadar bekledim. Nurhan ablanın sarsıntıları bittiğinde yığıldı kaldı artık. Ben daha boşalmamıştım ve boşalmak istiyordum. Nurhan abla sakinleşince yan döndü ve beni arkasına çekti, kaşık pozisyonuna geçtik. Arkadan tekrar o kılsız şeftalisine gömdüm yarağımı. Kulağının arkasına dil darbeleri atarken, ellerimle de göğüslerini yoğuruyordum. Hızlı hızlı pompalamaya başladım tekrar, durmuyordum, delirmiş gibi sikiyordum Nurhan ablayı. En sonunda artık dayanamadım, amının derinliklerine bıraktım döllerimi.

İkimiz de yorulmuştuk, arkasından sarılmıştım ve hareketsiz yatıyorduk. Döllerim Nurhan ablanın amından çıkıyordu yavaş yavaş ve taşaklarıma akıyordu. Sikim amında küçülüp çıkınca Nurhan abla döndü ve dudaklarımdan öptü, “Harikaydın aşkım! Sana bir süprizim daha var, ama ne biraz dinlenelim.” dedi. “Tamam!” dedim. Üzerine sabahlık gibi birşey giydi, ben de külodumu giyip salona gittik. Sigarasını aldı bir tane yaktı ve “Sen içiyor musun?” dedi. “Evet içiyorum!” dedim, bir sigara da ben yaktım. Sigaralarımızı içerken, elleri vücudumdaydı, her yerimi okşuyordu. Süprizini merak ediyordum, fakat ne olduğunu sormadım. Sigaralarımız bittikten sonra yarı kalkık sikime yumularak emmeye başladı. Yarağımın tekrar kazık gibi dikelmesi uzun sürmedi...

Bir süre öpüştükten sonra, “Sürprizimi merak ediyorsun değil mi!” diyerek önüme domaldı ve “Götümü sikmek istermisin erkeğim?” dedi. Domalık vaziyetteyken o götünün güzelliğini görünce dayanmadım, “İstemezmiyim!” diyerek yumuldum götüne. Göt deliğini yalıyordum, hemde hiç iğrenmeden. Farklı bir duyguydu, am yalamaktan daha farklıydı. Nurhan abla busefer daha farklı inliyordu. Nurhan ablaya, “İlk mi?” diye sordum. “Hayır, rahat ol, götten yemeye alışığım ben!” diye cevap alınca, sikimi bolca tükürükleyip yavaşça götünün deliğine dayadım ve ittirmeye başladım. Gerçektende hemen almıştı içine. Sikimi götüne iyice kanırtıp içinde biraz bekledikten sonra, ileri geri yapmaya başladım. İlk tecrübem olmasına rağmen, oldukça iyi gidiyordum. Anladığım kadarıyla Nurhan abla da benden çok memnundu. Kalçalarına şaplak atarak, hızlıca sikiyordum götünü. Arada bir tempomu değiştiriyor yavaşlıyordum, sonra tekrar hızlanıyordum...

Nurhan abla da elini amına atmış, amını parmaklıyordu. Götü bana daha çok zevk vermişti nedense. Amından daha dar olduğundan olsa gerek daha götünü sikmek çok zevk veriyordu. Kalçalarına şaplak ata ata, 10-15 dakika daha götünü siktikten sonra boşalmak üzereydim. Sikimi çıkarıp beline ve sırtına fışkırarak boşalmaya başladım. Ama nasıl boşalıyordum, böğürüyordum resmen. Nurhan abla hemen döndü, “Sürprizim hoşuna gitti mi erkeğim?” diyerek ucundan halen döl gelen sikimi ağzına aldı, iştahla yalıyordu. “Bitirdin beni Nurhan abla!” diye inliyordum. Sikim ağzında iyice indikten sonra, yatağa yığıldım. Nurhan kalkıp duşa girdi, ben uzanmış sigara içiyordum. Duşunu alıp bornozuyla geldi yanıma yattı. Dudaklarımı öpüp beni duşa gönderdi. Ben de duşumu yaptım, belimde havluyla geldim. Dudaklarına bir öpücük kondurup yanına yattım. Beni övüyordu...

“Demir, şunu bilmeni istiyorum ki, seninle kesinlikle duygusal bir şeyler yaşamamalıyız, birlikte olduk bitti. Burdan çıkıp gittikten sonra herşey aramızda kalacak. Ancak aramızda kaldığı sürece tekrar birlikte olabiliriz!” dedi. “Tamam Nurhan abla!” dedim. Ben duştayken hazırlamış olduğu parayı uzatarak, “Lütfen bunu kabul et!” dedi. Almak istemedim, “Nurhan abla, gerçekten bugün hayatımın en güzel gününü geçirttin bana, ama bu parayı kabul etmek istemiyorum, ben Jigolo değilim!”" dediysemde ısrar etmeye devam ediyordu. En sonunda ısrarlarına dayanmadım, aldım parayı. Üstümü giyinip, eve indim. Annem çoktan gelmiş, bana hesap soruyordu. Arkadaşlarla dışarda olduğumuzu söyledim, odama girdim hemen. Yatağa uzanmış, az önce Nurhan ablayla sikişmemizi ve aldığım parayı düşünüyordum...

Nurhan ablayla haftada bir sikişmeye başladık, her birlikte oluşumuzda bana para veriyordu. Resmen Jigolosu olmuştum kadının, ama halimden oldukça memnundum. Gidiyorum istediğim gibi sikiyorum Nurhan ablayı, sonra aldığım parayı kızlarla yiyordum. Açıkçası herkese bu şans vurmaz, ama şans bana güldü ve iyi değerleniriyorum :))

Hem Nişanlımı Hem Annesini Sikiyorum

Merhaba adım Bekir. 23 yaşındayım, 1.79 boyunda, beyaz tenli, kumral şaçlı biriyim. Sevgilim Aslı ile Liseden başlayan aşkımız 2 yıl önce nişanlanmaya kadar gitti. ÖSS sınavlarına hazırlananan nişanlım, 20 yaşında, sarı saçlı, 1.70 boylarında, beyaz tenli, normal vücut ölçüleri olan ve ince belli bir kız. Nişanlımın annesi (müstakbel kayınvalidem) ise 43 yaşında ve yaşına göre mükemmel vücudu var, hafif balık etli, beyaz tenli, 1.66 boylarında, sarışın, dolgun göğüsleri olan çok seksi bir kadın. Müstakbel kayınpederim ise, 53 yaşında, iyice çökmüş, saçları beyazlamış, hafif kilolu biri ve makine mühendisi olarak çalışıyor. Kayınpeder kayınvalidemden para esirgemiyor, kayınvalide de paraları giyimine, kıyafetine, saçlarına ve vücut bakımına harcıyor. Aslı ile nişanlandıktan sonra ailecek birbirimize gidip gelmeye başladık. Nişanlımla cinsellik olarak öpüşmeden ileri gitmiyorduk. Daha sonra benim askerlik geldi, askere gittim. Isparta acemelikten sonra usta birliği Bingöle çıktı. Nişanlım çok üzülmüştü, birşey olacak dönemiyecem diye. Askerde çok azmıştım, hep
nişanlımı arzuluyordum. İlk izine geldiğimde nişanlımla bizde öğlen vakti konuşurken evde kimse yoktu, öpüşürken nişanlıma onu çok arzuladığımı ve birlikte olmak istediğimi söyledim. Nişanlım da kabul etti, ama önden değil arkadan verdi. Askerliğim süresince ilişkimiz böyle devam etti, her izine geldiğimde nişanlımı artık götünden sikiyordum. Sonunda teskereyi aldım, askerden döndüm ve düğün tarihini kararlaştırdık. Fakat düğün ileri bir tarihte yapılacaktı. Ben tabi yine arada sırada (bazen onlarda, bazen bizde) nişanlımı götünden sikiyordum.

Onlara gittiğimde, kayınvalidem hep eşofman tarzı sıkı taytlar ve göğüs dekoltesi bol olan elbiseler giyiyor, benle hep yakından ilgileniyordu. Bazen yemek falan koyarken dekolteli giysilerinden görünen göğüsleriyle önümde eğiliyor, ben her nekadar bakmak istemesem de gözüm kocaman göğüslerine kayıyordu.

Askerden geldikten bir ay falan sonra, özel bir firmada işe başladım. Birgün iş çıkışından sonra nişanlımı görmek için onlara gittim. Ben nişanlımla salonda otururken annesi de banyodaymış, “Aslı kızım ütü açık kaldı galiba, fişini çekiver!” dedi. Nişanlım da kalktı ütüyü kapamak için üst kata gitti (evleri Dubleks). Annesi de benim evde olduğumu bilmiyor ya, üstünü havlu ile sarmış, altında siyah külodu ve kocaman götüyle salona dalıverdi. Birden beni görünce, “Aaa oğlum sen de mi burdaydın, geleceğini bilmiyordum, bu halimle banyodan çıktığım için kusura bakma...” dedi. “Yok asıl siz kusura bakmayın efendim, haber vermeden geldiğim için.” dedim. Sonra o da yukarı kata çıkarken arkadan götü bıldır bıldır sallanıyordu. Doğrusu nişanlımdan daha güzel vücudu vardı, nişanlımın göğüsleri çok küçüktü. Daha sonra hep aklıma geliyordu, nişanlımla sevişirken bile annesini hayal ediyordum.

Bir izin günümde yine onlardaydım. Evde nişanlımla yalnızız, TV falan izlerken öpüşüyorduk falan. Derken iyice azdık ve çırılçıplak soyunduk sevişiyoruz, nişanlımı yine götünden sikiyordum. Birinci postayı götüne boşaldım, fakat götünü sikmeye devam ediyorum. Nişanlım da, “Aşkım nolur çıkar, biraz duralım, sonra yine yaparız!” deyince, nişanlımı kırmamak için götünü ikinci posta sikmeyi bırakıp, toparlandık ve öpüşüyorduk. O sırada telefonu çaldı, nişanlımın kız kardeşi Gizem arıyordu. “Abla yıl sonu balosu için elbise beğenemedim...” diyerek nişanlımı çağırıyordu. Nişanlım hem gitmek istiyor, hem de beni bırakmak istemiyordu. “Git aşkım, Gizemin elbise işini hallet gel!” dedim. Nişanlım da, “İstersen sen de bizimle gel!” dedi. “Ben yorgunum, siz gidin işinizi halledin gelin!” dedim. “Tamam aşkım! Biz 1-2 saate kadar geliriz! Sen rahatına bak, dinlen ve sakın biryere kaybolma!” :) dedi ve öperek gitti...

Evlerinde tek başıma TV seyretmekten sıkılmıştım. Şeytan dürttü annesinin yatak odasına geçtim, çekmeceleri karıştırıp, kayınvalidenin iç çamaşırlarına bakıyordum. Rengarenk tangaları vardı, hatta 2-3 tane G-Stringi bile vardı. Çok şaşırmıştım, elime alıp baktım, inceledim, yüzüme sürüp kokladım ve kayınvalidemi o incecik külotla hayal ettim. Sikim anında kazık gibi oldu tabii. Fermuarımı açıp sikimi çıkardım ve kayınvalidemi siktiğimi hayal ederek sıvazlamaya başladım. Böyle birşeyi düşünmek bile beni kendimden geçirmişti, gözlerim kapalı bir şekilde kayınvalidenin G-String külodunu koklayarak sikimi sıvazlıyordum. Birden kayınvalidenin gülerek, “Hoşuna gittiyse giyebilirsin!” :) diyen sesiyle gözlerimi açtım. Utancımdan kıpkırmızı olmuştum, sikimi yerine sokmaya çalışırken ne diyeceğimi bilmiyordum, “Kusura bakmayın efendim...” diye kem küm etmeye başladım. “Bak canım, bana efendim deme, tamam mı hayatım!” diyerek yanıma yanaştı ve dudaklarıma yapıştı, beni öpmeye başladı...

Ben de kendimi hiç geri çekmedim, öpüşürken o hasta olduğum götünü avuçladım. Bir süre öyle öpüşmeye devam ettik. Sonra üstündeki askılı elbiseyi çıkardı, sütyen takmamıştı, sadece altında külotu vardı. Külotunu da çıkarıp yatağa uzandı ve beni de yatağa doğru çekti. Ben de hemen çırılçıplak soyundum ve yatağa girdim. Önce biraz öpüştük, sonra ben göğüslerini yaladım emdim ve aşağılara inip amını yalamaya başladım. Dilimi amının içinde gezdirirken, kayınvalide, “Ohh hayatım erkeğim devam et bebeğim!” diyor kafamı amına bastırıyordu. Nasıl yalıyorum ama, deli gibi. Çok geçmeden kayınvalidenin amından sular akmaya başladı ve inleyerek orgazm oldu. Beni amından itip uzaklaştırdıktan sonra o bu sefer yarağıma saldırdı, ağzına alıp yalamaya, emmeye başladı. Sikimi yalarken şimdi o beni inletiyordu. İyice azdırmıştı beni...

Kayınvalidem, “Hadi hayatım, fazla vaktimiz yok!” diyerek yatağa sırtüstü uzandı ve bacaklarını ayırdı. Hemen pozisyonumu alıp amına yarağımı sokunca, Offf çekti birden. Ben köklediğim gibi, hemen gidip gelmelere başladım. Kayınvalidem, “Ohh, çok güzel sikiyorsun, devam et hayatım! Evet! Evet!” diyerek bana gaz veriyordu. Ben iyice hızlanmıştım, amına hızlı hızlı pompalarken, “Off bitirdin beni hayatım, ohh ohh!” diye inliyordu. Birden, “Ayy ayy!” diye kısa kısa çığlıklar atarak orgazm olup, titreyerek boşaldı. Boşalırken de bacaklarını belime dolayıp beni içine hapsetti. Amını kasıp kasıp bırakıyordu ve ben de artık yavaş yavaş boşalmak üzereydim. İnleyerek, “Geliyorummm!” dediğimde, “Sakın içime boşalma!” diyerek hemen belimden bacaklarını çekti. Yarağımı amından çıkardığım saniye fışkırmaya başladım...

Döllerim taa göğüslerine, ağzına ve yüzüne fışkırmıştı. Parmaklarıyla göğüslerinden döllerimi sıyırıp ağzına götürüp yuttu. Sonra beni üzerine çekip öpüşmeye başladık. “Bak hayatım! Kızımı aldatacağın tek kadın benim! Tamam mı?” dedi. Ben de, “Bu tadı aldıktan sonra zaten başka am beni kesmez!” dedim. “İşte erkeğim bu!” dedi ve öpüşmeye devam ettik. Nişanlım telefon açıp, “İşimiz bitti, yoldayız, yarım saate kadar evde oluruz!” diyene kadar annesiyle birbirimize karı koca gibi sarılarak yattık.

Nişanlımla 2 ay içinde düğünümüz var, ama halen nişanlımı götten, annesini de amından sikmeye devam ediyorum :)

Yazlıkta Güzel Kuzenlerimi Siktim

Merhaba ben Mert, İzmirde yaşıyorum. 19 yaşında, 1.85 boyunda, 78 kiloyum. Mavi gözlü, kumral saçlıyım. Vücudum kaslı olduğu için her zaman kızların ilgisini çekmişimdir. Ama benim ilgimi bir tek kuzenim İrem çekmiştir. İremden kısaca bahsetmek istiyorum: 19 yaşında, 1.65 boyunda, hafif balık etli, sarışın, yeşil gözlü, dipdiri göğüslü, yusyuvarlak kalçası olan, kısaca taş gibi bir hatundur. Geçen sene Haziran ayında bilgisayarın başında sıcaktan bunalırken kuzenim İrem bize geldi. Oturma odasına geçtik ve sohbet etmeye başladık. Bu arada annem de soğuk bir şeyler getirdi ve sohbete katıldı. Bir süre sonra İremle beraber odama geçtik. Aslında buraya benden bir şey rica etmek için geldiğini söyledi. “Tabi anlat?” dedim. İrem sıcaktan bunaldığı için yazlıklarına gitmek istiyormuş, fakat anne ve babasının işlerinden dolayı gidemiyorlarmış. Yalnız gidebileceğini söylediğinde de kabul etmiyorlarmış. Benden onunla beraber yazlıklarına gelmemi rica etti. Eee ben de sıcaktan bunaldığım için seve seve kabul ettim. Ertesi gün dayımlara gittim ve onlara İremle beraber
gidebileceğimi söyledim, dayım da bana çok güvendiği için kabul etti. Ama bir sorun vardı. İremin kardeşi Meltem de gelmek istiyordu ve “Ben gitmezsem onlar da gidemez!” diyordu. Mecburen onu da yanımıza aldık.

Bu arada Meltem de, 17 yaşında, kumral, ela gözlü, 1.60 boylarında, zayıf, yeni olgunlaşmaya başlamış göğüsleri ve en az ablasınınki kadar mükemmel kalçası olan güzel bir kızdır.

Mordoğan’a vardığımızda akşam olmak üzereydi. Dayımlarla beraber gelmiştik, bizi bırakıp döneceklerdi. Yengem yiyecek bir şeyler hazırladı. Hep beraber yedikten sonra bayanlar sofrayı topladılar, biz de dayımla içeri geçtik, klasik tembihler etti. Daha sonra uydu alıcısını bağladık Televizyona (yazlıkta bırakmadıkları için İzmirden getirdik). Evin eksikleri var mı diye gözden geçirdik, neyse ki yoktu. Yarım saat kadar daha oturup dayımlar çıktılar. Kızlarla başbaşa kalmıştım, beraber salona geçtik ve sohbet muhabbet derken vakit baya geç olmuştu. Kuzenlerim yattılar, ben de yapacak bir şey olmadığı için sıkıntıdan yattım.

Ertesi sabah İrem saçlarımı okşayarak uyandırdı beni. Şaşırmıştım, ona aşağı inmesini, geleceğimi söyledim. 2-3 dakika sonra aşağıya pijamalarımla indim. Sofrayı hazırlamışlardı. Meltem ince geceliğiyle duruyordu ve tüm hatları belli oluyordu. İrem ise dar bir eşofmanlaydı, ikisinin de muhteşem vücut hatları beni tahrik etmişti. Ama kuzenlerim olduğu için gözlerimi kaçırdım ve kahvaltıya odaklandım. Kahvaltıdan sonra ikisi de odalarına gittiler, denize gitmek için hazırlanacaklardı. Bense sofrayı toparladım. Odama çıkıp mayomu giydim, havlumu ve güneş kremini alıp aşağıya indim. Aşağıya indiğimde İrem siyah bir bikini giymiş, göğüsleri neredeyse bikinin üstünden dışarı fırlayacaktı. “Nasıl olmuşum?” dedi ve kendi etrafında bir tur attı. Ben de, “Mükemmel olmuşsun!” dedim. Teşekkür etti ve gülümsedi. Biraz sonra Meltem de gelmişti. O da beyaz bir bikini giymişti. Göğüsleri pek büyük değildi, ama yinede harika görünüyorlardı. Asıl arkasını döndüğünde şok olmuştum, götünün o kadar büyük olabileceğini tahmin etmiyordum, ama felaket güzeldi. “Tamamsanız çıkalım!” dedim ve çıktık.

Plajda tüm erkeklerin gözü benim kuzenlerdeydi, kıskanmıştım ama bir şey demedim. Birer şezlong bulup yerleştik. Kızlar birbirlerine güneş kremi sürdüler. Bana ise İrem sürdü. Elleri sırtımda gezindikçe sikim kalkmıştı. Sırtımı yağladıktan sonra bir süre güneşlendik ve denize girdik. Denizde kızlarla şakalaşırken her yerlerini elledim ve onlarda bundan memnun gibiydiler. Akşama kadar plajda kalıp yüzdük eğlendik, sonra toparlanıp eve döndük.

Meltem duş alırken biz İremle salonda 3’lü koltukta oturmuş sohbet ediyorduk. İrem bana, “Sevgilin var mı?” diye sordu. “Yok, ayrıldık...” dedim. “Zor oluyordur!” dedi. “Neden ki?” dedim. Gülümseyerek, “Neden olacak, kendi kendini tatmin etmek zorunda kalıyorsundur!” dedi. Şaşırmıştım, ama onun bu kadar rahat konuşmasından cesaret alarak, “Evet, sevgilimle rahatlamaya alışmıştım, ama şimdi kendi kendimi tatmin etmek pek zevk vermiyor!” dedim. Gözlerime derin derin bakarak gülümsedi ve “Biliyormusun, kendi kendimi tatmin etmek artık beni de kesmiyor!” diyerek bana yaklaştı, elini sikime attı ve dudaklarıma yapıştı ve öpüşmeye başladık. Dudaklarında şeftali tadı vardı ve bu beni daha da azdırıyordu. Bir elimi amına, diğer elimi göğüslerine götürdüm ve okşamaya başladım. Amı ateş gibi yanıyordu, göğüsleri ise yumuşacıktı...

Bir süre o şekilde yiyiştikten sonra dudağını ısırdım hafifçe ve geri çekildim, eğildim ve bikinisinin altını dizine kadar indirdim ve amıyla karşı karşıya geldim. Amı tamamen kılsızdı, kaymak gibi, tertemizdi. Elimle amının dudaklarını araladım ve yavaşça dilimi değdirdim, irkildi. Sonra yalamaya başladım, şimdiye kadar bir çok kızla beraber olmuştum fakat hiç bu kadar tatlı bir am yalamamıştım. Doğruldum, üçlü koltuktan kaldırıp yanda tekli koltuk vardı, o koltuğa oturttum. Bacaklarını koltuğun kollarına koyarak ayırdım, hemen önünde yerimi aldım ve amını yalamaya devam ettim. Yaladıkça hafif hafif inliyordu ve başımı amına bastırıyordu. Amını elimle iyice açtım ve dilimi içine doğru soktum. Kesik kesik inlemeleri dahada hızlanmıştı. Çok geçmeden kasılmaya başladı ve ağzıma zevk sularını fışkırttı. Tüm sıvısını yaladıktan sonra mayomu çıkardım, kazık gibi olmuş sikimi İremin amına sürterek göğüslerini yalıyordum ki, bir inleme sesi duyduk...

Sesin geldiği tarafa baktığımızda Meltemi bizi izlerken yakaladık. Üstelik bizi sadece izlemiyor, birde mastürbasyon yapıyordu. Tam ona baktığımız sırada gözleri kaymış bir şekilde orgazm olmak üzereydi. İnleyerek ve titreyerek boşaldıktan sonra ayakta duracak halde değildi, bacakları zangır zangır titriyordu, sanki olduğu yere yığılıp kalacak gibiydi. Hemen İremin üzerinden kalktım ve Meltemin yanına koştum, belinden sarılarak getirdim üçlü koltuğa oturttum. Meltem yaptığından dolayı çok utanmış olmalı ki, yüzü kıpkırmızıydı ve orgazm olmasından dolayı halen dudaklarını ısırıyor ve burnundan nefes alıyordu. Duştan çıktığı için üzerinde sadece bornozu vardı...

İremin suratına baktığımda, onun da suratın rengi ve ifadesi pek farklı değildi. Çünkü bir bakıma o da suçluydu, benimle sevişirken yakalandığı için. Telaşla bana, “Ne bok yiyeceğiz şimdi? Bu orospu şimdi gider bizimkilere söyler!” dedi. Meltem de, “Söyleyecem tabii!” diyerek kalkıp kaçmak istedi. Hemen bacaklarından yakalayıp geri oturttum ve İreme, “Kollarından tut kaçmasın, bunu susturmanın yolunu biliyorum!” dedim. İrem hemen koltuğun arkasına dolanıp Meltemin kollarını tuttu. Meltemin bornozunu aralayıp bacaklarını yalayarak yukarı doğru çıktım, kasıklarına ulaştığımda bacaklarında yalamadığım yer kalmamıştı. Bacakları pürüzsüzdü, tüy yok denecek kadar azdı. Bornozunun önünü tamamen açtığımda hafif tüylü bir amla karşılaştım ve hemen yumulup yalamaya başladım. Önce hafif hafif inleyen Meltem dilimi amına soktuğumda daha yüksek sesle inliyordu şimdi. Amını yalarken aynı zamanda bir elimle göğüslerini, diğer elimle de o kocaman götünü yoğuruyordum...

Meltem az önce bizi izlerken bir kez boşalmıştı, şimdi bir kez daha boşaldıktan sonra kendini iyice saldı, artık direnecek ve ayağa kalkacak hali kalmamıştı. İreme Fotoğraf makinemi getirmesini söyledim. İrem bir koşu makineyi kaptı geldi, ben Meltemin amını yalarken, göğüslerini okşarken, sikimi ağzına verirken resimlerimizi çekti. “Şimdi sıkıyorsa gitsin ispiyonlasın!” dedim ve makineyi sakladım geldim. Meltemin yanında İremle sevişmemize yarım kalan yerden devam ettik. Yani göğüslerinden başladım yalamaya, meme uçları iyice dikleşmişti onları dişledim ve emdim. İrem iyice kendinden geçmişti, kalkıp önüme diz çöktü ve sikimi yalamaya başladı. İrem o kadar güzel yalıyor ve iştahlı emiyordu ki, Meltem gözünü kırpmadan bizi izliyordu...

İrem sikimi bir süre yaladıktan sonra, aynı şekilde Meltemi de önümde diz çöktürdüm ve ağzına verdim. O daha acemice yalıyordu, bu yüzden kafasını tutup ben git gel yapmaya başladım. Daha sonra ağzından çıkarıp tekrar İremin ağzına verdim ve Melteme, “Ablanı izle, onun gibi yap!” dedim, kafa salladı. Eğildim çenesinden tutup kafasını hafifçe kaldırdım ve dudaklarına yumuldum. Ablasından aldığım tadı alamadım ama yinede iyiydi. Sonra doğrulup İremin ağzından çıkardım ve Meltemin eline verdim. Hemen ağzına götürdü, şimdi daha iyi yalıyordu. Meltem bir süre yaladıktan sonra tekrar İremin ağzına soktum ve kafasını arkadaki koltuğa yasladım ve ağzında gitgel yapmaya başladım, adeta ağzını sikiyordum. Boşalmak üzereydim ve iyice hızlandım. Taşaklarım yüzüne çarpıyordu ve şap şap ses çıkarıyordu. İrem ise resmen böğürür gibi bağırıyordu. Melteme taşaklarımı emmesini söyledim ve o emerken İremin ağzına fışkırarak boşaldım...

Hepsini yutmasını söyledim, ama bir kısmı çoktan ağzından taşmıştı ve çenesinden göğüslerine doğru süzülüyordu. O kadar şiddetli boşalmıştım ki, ayakta duramayıp koltuğa yıkıldım. Melteme sikimi yalayarak temizlemesini söyledim. Hemen yapıştı sikime, daha bir iştahla yalıyordu şimdi. Sikimi tamamen temizledikten sonra kafasından bastırıp ablasının göğüslerini de aynı şekilde yalattırıp temizlettim. Göğüsleri bittikten sonra döllerimin süzüldüğü boynunu, boğazını ve çenesini de yalatarak ablasının dudaklarına kadar getirdim ve ikisini bir süre öpüştürdüm. Bu arada ben de biraz kendime geldim ve İremi kaldırdım, ayakta dudaklarını resmen yedim. Halen şeftali tadı geliyordu dudaklarından. Bir yandan da amını elliyordum, amı vıcık vıcık olmuştu. Yine tekli koltuğa oturtup bacaklarını açtım ve amını yaladım. Zaten azmış olan İrem daha çok azdı ve “Artık dayanamıyorum, sik beni, yanıyor amım, sik artık!” diye bağırıyordu...

İremin ateşini söndürmek için doğruldum ve önce Meltemin ağzına verdim, sikim iyice kayganlaşınca çektim, sikimin başını yavaşça İremin amının dudakları arasına sürtmeye başladım, yavaş yavaşta içeri doğru sokuyordum. İremse kesik kesik inliyordu. Yarısına kadar sokunca kızlık zarına geldiğimi fark ettim, durdum, “Derin nefes al aşkım, rahat bırak kendini!” dedim ve biraz öncekinden biraz daha sert yüklendim. İrem gözlerinden yaşlar gelerek, “Aşşşşkkkııımmm!” diye derinden inledi ve sustu. Kızlığını bozmuştum, dudağından öptüm ve yavaşça sikimi geri çıkardım. Sikimin ve amının kanını peçete ile temizledikten sonra daha rahat bir şekilde amına yavaşça girdim. İremin amı sanki bir fırın gibi yanıyordu. Yavaşça git-gel yapıyordum, o ise kısık sesle kesik kesik inliyordu. Gitgide hızlanmaya ve amını deli gibi sikmeye başladım. İrem artık kısık sesle değil baya bağırcasına inliyordu. Sesimizin duyulmasını istemediğimden dudaklarına yapıştım. Harika bir duyguydu, altımda hayallerimi süsleyen kuzenimi sikerken, dudaklarımda şeftali tadında dudakları vardı...

İrem az sonra kasılmaya başlamıştı, dudaklarımdan kurtulup başının yanında duran yastığı ısırmaya başladı, tüm vücudu titriyordu, orgazm olmak üzereydi. Bu arada bende kasılıyordum, içine boşalmak istemediğimden çıkarmak zorundaydım, fakat İremi orgazm etmeden çıkaramazdım, kendimi biraz daha sıktım ve İremin boşalmasını bekledim. İrem boşalmaya başlar başlamaz sikimi çıkardım içinden, aynı anda fışkırırcasına üzerime doğru boşaldı. Ben de 31 çekerek onun karnına ve göğüslerine fışkırdım ve üzerine yığıldım. Baya bir hareketsiz kaldık. Daha sonra ben doğruldum ve İremi kucaklayarak tekli koltuktan alıp üçlü koltuğa yatırdım, dinlensin diye. Birbirimize, ‘Seni seviyorum aşkım!’ diyerek, bir 10-15 dakika boyunca öpüştük.

Bu arada Meltem de yanıbaşımızda kıskançlıkla, “Şunlara bak be! Oh ne ala! Peki ben ne olacam? Beni hiç düşünen yok zaten!” diyerek yine masturbasyona başlamıştı biz öpüşürken. İreme, “Kardeşin haklı!” diyerek İremi bıraktım, Meltemin amına yumuldum ve yalayarak boşalttım. Meltemi sonra kucağıma alarak bir süre o şekilde yiyiştik. İrem de yeni yeni kendine geliyordu. Susamıştı, kalktı yanımıza geldi, dudaklarımı öptü, “Seni seviyorum aşkım!” dedi ve gitti mutfaktan üçümüze birer bardak meyve suyu getirdi. Tüm bunlar olurken gece olduğunu fark etmemiştik bile. Hepimiz çok yorgunduk, duşumuzu alıp hemen yatmaya gittik. Ben İremle yattım, hemde sikim içinde iken uyudum. Ama sabah uyandığımda Meltem de yanımızda çıplak bir şekilde yatıyordu...

Kaşar Komşumuzu Ben De Siktim

Merhaba ben Onur. 20 yaşında, 1.88 boyda ve 72 kiloda, siyah saçlı bir gencim. Kargo işinde çalışıyorum. Bizim tam karşımızda oturan, 3 çocuklu Sibel abla var. Kızı 20 yaşında, Ankarada okuyor, 9 ve 6 yaşlarında 2 oğlu Sibel ablayla kalıyor. Sibel abla 43 yaşında, 1.67 boylarında, sarı saçlı, kocaman götü olan, yaşına rağmen hala taş gibi bir hatun. Son zamanlarda hep gözüme çarpmaya başladı, balkonda çamaşır asarken giydiği sıkı taytlar ve domalmaları beni azdırıyor, ne zaman balkona çamaşır sermeye, balkon yıkmaya çıksa, ben çaktırmadan bakıyor, camdan onu izliyordum. Sibel abla bir Reklam şirketinde çalışyor. Bazen geç saatlerde Sibel ablayı evine erkekler arabalarla getiriyor, onlarla öpüşüp öyle evine giriyordu. Bu olay çok ilgimi çekmişti, herhalde kocasıyla cinsel hayatı yoktu ve başka erkeklerle sikişiyordu. Bir gece mesaiye kalmıştım, saat gece 12’yi geçmişti, işten eve dönerken Erman abiye uğrayıp yarınki maça gidecekmiyiz diye soracaktım ki, Sibel ablayı saçı başı dağılmış bir şekilde, Erman abinin evinden çıkarken gördüm. Kenardan
onların görmeyeceği şekilde izliyordum. Sibel abla kapıdan çıktı, gitmeden birşeyler konuştular, Erman abi Sibel ablayı dudaklarından öptü ve Sibel abla evine doğru gitti sonra. Erman abi 29 yaşında, eşinden boşanmış, evinde tek yaşayan biriydi, aramız çok iyiydi, beraber maçlara giderdik. Sibel abla gittikten 1-2 dakika sonra da ben Erman abinin kapısını çaldım. Yarınki maçtan falan konuşurken Sibel ablayı sordum, “Hayırdır Erman abi, yeni aşklara mı yelken açıyorsun?” dedim. “Yok be oğlum, o karı kaşarın önde gideni, herkese siktiyor kendini, kocası sikmediğinden gelene geçene amını deldiriyor, napalım biz de eli boş göndermiyoruz!” dedi. “Demek kaşarın önde gideni ha?” dedim. “Noldu, yoksa sen de mi sikmek istiyorsun o karıyı?” dedi.

“Erman abi, doğru söylemem gerekirse, son zamanlarda hep onu izliyorum...” dedim. “Oğlum gelip bana söylesene madem böyle durumlar var!” dedi. Hemen, “Erman abi Sibel ablayı bana da ayarlasana!” dedim. “Tamam paşam, bir kaç gün içinde ben onu eve çağırırım, evi sana teslim ederim, becerirsin onu!” dedi. “Tamam abi!” dedim ve Erman abilerden çıktım. İçimde çok büyük sevinç vardı. Heyecanla Erman abinin beni aramasını bekledim, Sibel ablayı sikmek için can atıyordum. Fakat o günün gelmesini beklerken yine Sibel ablayı dikizliyordum. Derken 3 gün sonra Erman abi aradı, “Paşam bu gece ben dışarda takılacam, geç gelirim, akşama doğru anahtarı almaya bizim kahveye gel, senin Sibel akşam saat 11 gibi gelecek, tamam mı paşam, hadi bakalım beline kuvvet!” dedi kapattı telefonu. Ben akşamdan kahveden anahtarı aldım ve Erman abilere gittim, içim içime sığmıyordu. Duşumu aldım ve heyecanlı bir şekilde bekliyordum Sibel ablayı...

Saat 11 gibi Sibel abla geldi zile bastı. Kapıyı açtım, Sibel abla içeri geçti ve “Demek bu gece senleyiz ha ufaklık?” dedi. Heyecanla, “Evet!” dedim. Üstümde sadece belime doladığım havlu vardı. Sibel abla, “Çıkar bakalım aletini görelim!” diyerek havluyu indirdi. Büyük ve kalın sikimi görünce şaşırdı birden, “Vaay bee, sende böyle bir yarrak olabileceğini hiç beklemiyordum!” dedi. Sikim yarı kalkıktı, eline alıp biraz okşadıktan sonra önüme çömelip, yalamaya ve emmeye başladı. İlk başta hepsini alıyorken, sikim büyüdükçe hepsini alamıyordu ağzına, yarısına kadar sokup çıkarıyordu anca. Sokup çıkarırken de bluk bluk sesler geliyordu. Hepsini almaya çalışırken gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Sonra taşaklarıma yöneldi, onları yalayıp, tekrar sadece bu sefer sikimin kafasını yalıyordu ve beni bitiriyordu...

Ayağa kalktı ve öpüşmeye başladık. Üstündeki kırmızı badisini ve altındaki eteğini öpüşürken çıkardım. Küçük kalp resimleri olan pembe külodu ve sütyeni ile kalmıştı. Ayakta biraz daha öpüştükten sonra, “Hadi yatakta devam edelim!” diyerek elimden tuttu ve beni Erman abinin yatak odasına götürdü. Beni yatağa itip, sütyen ve külodunu da çıkardı, yatağa yanıma uzanıp tekrar sikimi ağzına aldı. Taşaklarımı avuçlayarak sikimi yalıyordu. Ben ise Sibel ablanın göt deliğini elliyordum. Sonra Sibel ablayı sırtüstü yaptırıp bacaklarını ayırdım ve amını yalamaya başladım. Amını yalarken hemde parmaklıyordum. Sibel abla inliyor, “Süpersin koçum devam et!” diyordu. Sibel ablanın papatya gibi açılmış amını iyice sulandırarak yaladıktan sonra, “Hadi gir içime artık!” diyerek beni üzerine çekti ve bacaklarını iyice ayırdı...

Eliyle sikimi amının deliğine yerleştirip, “Hadi geçir!” dedi. Yüklenmemle birlikte hepsini köklemiştim ve Sibel abla, “Ayy, ohh, evet!” diye bağırmaya başlamıştı. 1-2 sokup çıkardıktan sonra hızlandım ve amında sertçe gidip gelmeye başladım. Sibel abla durmadan, “Helal be koçum, kökle!” diye bağırıyordu. Amına sokarken biryandan da boynunu ve göğüsleri yalıyordum. Sibel abla, “Mhhhhh, evet, devam, harikasın, ohhhh!” diye inleyerek aniden kasıldı ve orgazm oldu. Sikimi amında kıstırdı ve “Uf be koçum bitirdin beni!” diyerek hareket etmemi engelledi. Sonra beni üstünden itip sikimi ağzına aldı, 3-4 dakika sakso çektikten sonra dörtayak domaldı, arkadan amına girdim. Sibel ablanın amını biraz öyle siktikten sonra, yeniden pozisyon değiştirdik ve bu sefer kucağıma oturdu. Sikime hızlı hızlı oturup kalkarken, “Köpeğinim senin, sik Sibel ablanı, sik patlat amımı!” diyordu inleyerek...

Sibel abla kucağımda oturup kalkarken, ben de alttan pompalıyordum. Sibel abla bir kez daha orgazm olduğunda artık ben de boşalacaktım. “Geliyorumm!” dediğimde, Sibel abla üstümden kalktı hemen ve sikimi ağzına aldı, emmeye başladı. Böğürerek ağzının içine boşaldım. Sibel abla hepsini yuttuktan sonra, “Süperdin koçum, senin bu sikini unutmayacağım, telafisini yine yaparız!” dedi, dudağıma bir öpücük kondurup duşa gitti. Evindeymiş gibi davranıyordu, eee tabi burda sikişe sikişe kendi evi gibi olmuştu...

Sibel ablayı geçenlerde de tekel bayii Süleyman abinin arabasında gördüm. İyice kaşar olmuş, gelen geçen sikiyor Sibel ablayı!

Ehliyet Kursundaki Ali Rıza'ya Arabada Verdim

Adım Nesli. 37 yaşında, 1.65 boy, 58 kilo, kumral, kocamın zoruyla kapalı giyinen, sexy bir kadınım. Kocamla monoton bir evlilik yaşıyordum ve mutsuzdum. Ehliyet kursuna gitmeye karar vermiştim, kocamı zorlada olsa ikna ettim ve kursa başladım. Kursum akşam olduğu için bazen beni kocam bırakıp alıyordu, bazende yalnız gidip geliyordum. Kursun ilerleyen günlerinde sınıfta yanımda oturan Alirıza ile aramızda duygusal bir bağ oluşmuştu. Önceleri aramızda kaçamak bakışmalarla başlayan bu macera daha sonra aşka dönüştü. Alirıza da bende evliydik, ama ikimizde mutsuzduk. Bir akşam arkadaşından emanet aldığı bir arabayla geldi. Kursu asıp, biraz araba ile dolaşmaya çıktık. Derken tenha bir yerde durduk. Alirıza beni çok sevdiğini ve arzuladığını söyleyip bacaklarımı göğüslerimi okşuyor, bir yandan da ateşli bir şekilde öpüşüyorduk. Ben hem Alirızayı istiyordum, hemde kendime engel olmaya çalışıyordum. Ama daha fazla dayanamadım ve Alirızaya karşılık vermeye başladım. Pantolonunun üstünden kalkmış yarrağını sıkıca
kavradım, dudaklarını, boynunu öpüyordum. Rahat etmek için arka koltuğa geçtiğimizde Alirıza de yavaş yavaş eteğimi kaldırıp külotumun kenarından elini sokup amcığımı parmaklıyordu. Offf! Bunu yapması beni çıldırtıyordu, onun o kocaman yarrağını bir an önce içimde istiyordum...

Alirıza gömleğimin düğmelerini açtı, sütyenimi sıyırıp göğüs uçlarımı dişleyerek emiyor, bir yandan da külotumu çıkarmaya çalışıyordu. Bende onun fermuarını açtım ve kocaman damarlı yarrağını çıkarıp yumuldum, dillemeye ve yalamaya başladım. Ağzıma zor aldığım yarrağını daracık amcığıma nasıl alırım diye düşünürken, Alirıza ilk postayı böğürerek ağzıma boşalmıştı. Döllerini son damlasına kadar yuttum. Okadar güzeldi ki tadı, yalamaya doymamıştım. Tekrar öpüşmeye başladığımızda, bir yandan da sönmüş yarağını okşuyordum. Bir süre sonra yarağı yeniden eski sertliğine kavuştuğunda Alirıza, “Seni sikmek istiyorum Nesli, benim olmanı istiyorum!” dedi. “Ben de seninle sikişmek istiyorum, sikkk beni aşkım!” dedim ve tekrar yarrağını ağzıma aldım ve yaladım. Gırtlağıma kadar köklüyordu ve “Off aşkımmm senin o amcığını sikip parçalıyacam, benim olacaksın, tüm döllerimi akıtacam dolduracam amcığını!” diyordu.

Bu şekilde sözleri beni daha da çıldırtıyor, ben de ona, “Sik aşkımmm, sikkk beni, parçala amımı, bu am senin, doldur, tüm deliklerim sana feda olsun!” diyordum. Beni arka koltuğa uzatıp kendi tarafındaki kapıyı açtı ve yere indi, sonra da ayaklarımdan başlayıp yalayarak amıma kadar çıktı. Dilini amıma sokup çıkartıyor, klitorisimi emiyordu. Off! Zevkten deliye dönmüştüm, amım su gibi olmuştu. Dayanamıyordum, “Sokkk artık! Sikkk beni!” diye bağırmamla, Alirıza kocaman yarrağını amıma kökledi. “Ohhh Neslim! Kadınımmm!” diyerek yarım saate yakın git gel yapıp, sonunda, “Geliyorummmmm!” diye böğürdü. Amcığıma tüm sıcaklığını akıtırken, ben de, “Ohhh aşkımmm, erkeğimm, sikicimmm!” diye çığlık çığlığa, onunla aynı anda boşaldım.

Birer sigara içtik ve beni eve bıraktı. Artık her fırsatta buluşup sikişiyoruz. Onu çok seviyorum, o da beni seviyor. Eşlerimizden boşanıp birbirimizle evlenmeyi düşünüyoruz.

Kocam Sikemiyordu Ben De Üvey Oğluma Verdim

İsmim Mualla. 42 yaşında, fazla zayıf sayılamayacak, 1.65 boyunda, kapalı bir bayanım. 7 yıl önce eşimden ayrıldım. Genç yaşta dul kalışım benim cinsel yaşamdan koparmıştı. Burası müteassıp bir beldedir. Maddi durumum çok şükür iyidir, kendime ait 3 daireden gelen kira geliriyle geçiniyorum. Geçen sene yaşıma uygun tek çocuklu bir beyle evlendim. 18 yaşındaki üvey oğlum Cemil de bizimle yaşamaya başladı. Okuyor. Okulu gayet iyi, ama oldukça içine kapanık bir kişiliği var. Neyse, evlendikten 3-4 ay sonra, yeni kocama ne oldu bilmiyorum, ama seks hayatımız birden bitti. Adamda durup dururken bir isteksizlik başladı, ben de üzerine fazla gitmedim, ama bazı geceler sex özlemi çekiyordum. Bu konuda kimseyle de konuşamıyordum, böyle şeyleri birileriyle paylaşmak bu beldede imkansız bir şeydi, dedikodu bir yayıldı mı artık burası yaşanmaz hale gelirdi. Mecburen içime atmıştım. Bundan 1 ay önceydi, kocam bir iş için birkaç günlüğüne İstanbula gitmişti. O gün üvey oğlum Cemil banyoya yıkanmak için girmişti, ancak su sesi gelmediğini farkettim. Şohben
zehirlenmesinden korktuğum için bir telaş banyonun kapısına geldiğimde, içerden, Ahhh! Ohhh! sesleri ile karışık ‘şak şak’ sesleri geliyordu. Bu ilk defa dikkatimi çekti, eğilip anahtar deliğinden baktığımda, Cemilin masturbasyon yaptığını gördüm. Erkekliği, morarmış başıyla hatırı sayılır derecede büyüktü. Ne yapacağımı bilemedim, ama seyretmekten de kendimi alamadım. Bir anda elimin küloduma gittiğini ve amımı okşamaya başladığımın farkına vardım. Bunu istem dışı yapmıştım ve amım sulanmıştı. Resmen üvey oğlumun kalkmış ve sertleşmiş sikinden tahrik olmuştum. Ve o sırada Cemil boşalmaya başlamıştı. Çeşme gibi boşalıyordu ki, elinde benim penye külotlarımdan birini yarağına sürdüğünü gördüm. O anda çok karışık hislere kapıldım ve ne yapacağımı bilemedim. Sessizce banyonun kapısından uzaklaştım ve mutfağa gidip akşam yemeği için sofrayı hazırladım.

Cemil 10 dakika sonra banyodan çıktı, eşofmanını giyip geldi. Yemeğimizi yedik, çay’dı, TV’ydi derken vakit geç oldu, odalarımıza gittik yattık. Ama beni uyku tutmuyordu, üvey oğlumun banyodaki o hali hep gözümün önündeydi ve ister istemez elim yine amıma gitti. Amımı okşamaya ve ilk defa kendimi tatmin etmeye başladım. Cemilin masturbasyon yaparken külodumu da kullanması kafamda bir soru işareti oluşturmuştu, o düşüncelerle acaip bir orgazm yaşadım. Bu olay kafam takılmış, yeniden cinselliğimi hatırlamıştım. Bu düşünce ile ertesi günden itibaren evin içinde uzun etek yerine, kalçama tam oturan, hafif dekoltesi olan bir eşofman alarak giymeye başladım. Cemili takip ediyordum, çaktırmadan bakışlarını kontrol etdiyordum ve tahminlerimde haklı çıktım. Cemilin vücudumdan tahrik olup önünün kabardığını görebiliyordum. Önce ne yapacağımı şaşırdım, ama Cemilin kabarık önünü gördükçe ben de tahrik oluyordum. Bu işin sonu nereye varacaktı?

Ben irademe yenilip, evin içinde frikik vererek dolaştıkça, her ikimiz de tahrik oluyorduk ve o hemen tuvalete gidip kendini boşaltıyor, bense gece yatağımda aynı işi yapıyordum. Artık irade gücümü tamamen kaybetmeye başladım, kaç aydır cinsel yaşamım yoktu ve aynaya baktığımda kendi vücudumdan bile tahrik oluyordum. Bir akşam bir deneme yapmaya karar verdim ve kendimi hazırladım. Yemekten sonra odama gidip iç çamaşırlarımı çıkarıp, dizlerimi örten geceliğimi giyip salona geldim. DVD’ye bir korku filmi koyup Cemille seyretmeye başladık. Çok gerilimli, korkutucu ve karanlık bir filmdi. Film bitip yatacakken, çok korkuyormuşum gibi yapıp, “Yaa Cemil bu filmden sonra bu gece hayatta yalnız uyuyamam! Hadi anam, gel beraber yatalım?” dedim. Sanki o da dünden razı, “Tamam anne, hadi yatalım!” dedi...

Ben Cemile sarılarak, benim odaya geçtik. Önce ben girdim yatağa yattım, Cemil de eşofmanının altını çıkardı ve sadece boxerle girdi yatağa. “Çok korkuyorum Cemil, bana sıkıca sarıl!” dedim ve arkamı döndüm. Cemil de arkadan bana sarılarak yatıyoruz. Çok geçmeden kalçalarımın arasında bir sertlik hissetmeye başladım. Zaten sadece gecelikleydim ve altımda külot yoktu. Cemil gittikçe kalkan yarağını kalça arama hafif yaslamış öylece duruken, ben bir hareketle Cemile yaslandım. İçimde birşeylerin koptuğunu ve amımın sulandığını, hatta sularının aktığını farkettim. Götümü Cemilin yarrağına bastırarak hafif hafif oynatmaya başlayınca, Cemil de boş durmadı ve kalçamın üzerinde duran sağ elini, zaten sertleşmeye başlamış göğüsümün üzerine getirerek, parmakları daireler çizer gibi okşamaya başlamıştı. Hiç konuşmuyorduk...

Ben yine götümü oynatıp, yarağına biraz daha yaslanınca, artık Cemil göğsümden elini çekti, boxerini bir anda indirdi ve geceliğimi sıyırdığında külotsuz olduğumu farkedince, ateş gibi yanan yarağını çıplak kalçalarımın arasına yerleştirmişti bile. O an ben tamamen kopmuştum, nefes alışlarım sıklaşmış ve yüksek sesle nefes almaya başlamıştım. Cemilin yarağı, sulanmış ve kayganlaşmış amımın dudakları arasına oturmuştu. Artık takatim kalmamıştı, dizlerimi karnıma çekerek kalçamı iyice geriye bastırdığımda, Cemilin yarağı bir anda içime girmişti. O anda öyle bir Oohhhhh! çektim ki yüksek sesle! Cemilin iki eli alttan ve üstten iki göğsümü yakalamış, okşama ile karışık sıkarken, bir yandanda hızlı hızlı amıma girip çıkmaya ve Uhhh! Uuuh! sesler çıkarmaya başlamıştı. Bense nasıl inlediğimin farkında bile değildim. Cemilin o sert ve damarlarını amımın çeperlerinde hissettiğim yarağı içime her girişinde, “Ooohhhhh, aaaahhhhh, daha hızlı, daha sert, ooohhhh çok güzelllll, sokkkk!” derken birden müthiş bir orgazm yaşadım ve titremelerle boşaldım...

Ama Cemil hala vıcık vıcık olmuş amıma gitgele devam ediyordu. Biraz sonra o da inleyerek ve böğürerek içime fışkırmaya başladı. Aman Tanrım, böylesine güzel birşey daha olamazdı. İkimizin dölleri ve suları birbirine karışmış ve yatak çarşaf batmıştı. Ama Cemilin yarağı içimde hala sertliğini koruyordu. O an ensemde bir öpücük hissettim ve sırt üstü dönerken Cemil de içimden çıkmıştı. Birbirimize sarılıp öpüşürken hala sertliğini sürdüren yarağı göbeğime basınç yaparken dudaklarımız ve dillerimiz birbirine dolanmıştı. Uzunca öpüştükten sonra başımı Cemilin göğsüne dayayarak bir müddet gözlerimi kapadım. İçim geçmiş ve öylece uyumuşum. Bir süre sonra amımın okşanması ile uyandığımda, benim elim de Cemilin yarağını kavramıştı bile. O gece sabaha kadar Cemil beni domaltarak, kucağında hoplatarak, beni üzerine at gibi oturtup zıplatarak, 4 kere daha sikti. O gecen sonra da sikişmelerimiz devam etti. Babasının evde olmadığı anlarda Cemille deliler gibi sikişiyoruz.

Kocamı Yakışıklı Arkadaşımla Aldattım

Sevgili Arkadaşlar, biz Kadınlar aldatmayı veya aldatılmayı çooook kötü bir şeymiş gibi algılarız. NEDEN? Benim yaşım 35. boyum 1.66 ve 59 kiloda, dolgun göğüslü, dolgun dudaklı, esmer güzeli bir kadınım. Çevremde çok beğenildiğimin farkındayım, espirili sevecen biriyim ve 17 senedir evliyim. Eşim çok iyi ve sportmen bir insan. Buraya kadar herşey doğal, fakat sex benim için çok ama çok değerli ve güzel bir şey. Eşimse sexi sever, ama pek aramaz. Ben evlenmeden önce hiç bir erkekle (maalesef!) sikişmedim ve burada kızlıkları bozulmasın diye götten sikişenlerin hikayelerini okuyunca hayret ediyorum, ne diyeyim bilmem ki? Bir gün işime giderken yolda çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir erkek arkadaşıma rastladım. Hava çok kötü idi, her tarafta kar vardı, arkadaşım da arabayla beni işime bırakmak istedi. Nezaketen yok falan desem de, soğukta karda buzda yürüyerek işe gitmekten kurtulmak için kabul ettim. Arabasına bindim, konuşarak gülerek eğlenerek beni işime bıraktı. Birkaç gün sonra yine bir tesadüf eseri karşılaştık ve beni tekrar işime
bıraktı. Bir bıraktı, iki bıraktı, artık salak değilim ya, bunun tesadüften ibaret olmadığını anladım. Sonra bu değerli arkadaş bana açıldı, beni çok güzel bulduğunu ve eşimin nekadar şanslı olduğunu söyledi. Baya bir sohbet ettik. Bu arkadaşım 43 yaşında, 1.75 boylarında, zayıf, bekar ve hoş birisi. Ve eşime nazaran parlak birisi, vücudunun görünen yerlerinde öyle pek tüy kıl yok.

Birgün bu Arkadaşım beni evine birşeyler içmeye davet etti, bende gittim. Oturduk sohbet ettik, şampanya içtik, ama çok güldük eğlendik. Birden ani bir hareketle dudaklarıma yapıştı ve beni öpmeye başladı. Doğrusu onunla öpüşmek çok hoşuma gitti, çünkü öpüşmeyi seviyordum fakat eşimin çok kötü ağız kokusu olduğundan eşimle öpüşmek istemiyordum. Deli gibi öpüştük. Ama ogün fazla ileriye gitmedik, çok nazik birisidir, zorlama yok, ısrar yok. Neyse ben ordan ayrılıp evime gittim, ama felaket azmıştım ve canım müthiş yarak yalamak istiyordu. Eşimin ‘çok yorgunum’ demesine rağmen sikine yapıştım, yalayarak onun boşalmasını sağladım...

Aradan bir kaç gün geçtikten sonra yine onun evinde buluştuk. Hiç vakit kaybetmeden hemen öpüşmeye başladık. O benim benim bütün elbiselerimi üzerimden çıkardı, sadece sütyenim ve külodum kalmıştı. Dolgun göğüslerimi sütyenimden çıkarıp öpmeye başladığında bende film kopmuştu zaten. O da küloduna kadar soyundu ve yatağa uzandık. Her tarafımı deli gibi öpüyor yalıyordu. Sonra külodumu da çıkarıp amıma doğru yol aldı. Ama kaymak gibi amımı nasıl yalıyor, nasıl öpüyordu. Bunu sizlere yazarken bile şu an onu arzuluyorum. O amımı yalarken, bende de hayatımda ilk defa kocamın sikinden başka bir siki görmenin heycanı vardı. Ben de onun külodunu çıkardığımda siki muhteşemdi. Bu belki klişe gibi gelebilir, ama gerçekten siki benim Eşiminkinden daha büyüktü...

Yalama sırası bana gelmişti. Sex dergilerini çok okuduğumdan kendimi hep geliştirmişimdir. Eşim de sikini yalamama bayılırdı, fakat böyle bir siki yalamak benim için anlatılmayacak kadar heycan vericiydi. Sikini yalamaya başladığımda onun mest olduğunun farkındaydım. Yaladığım bu tüysüz sik çok hoşuma gitmişti. Bir hamleyle beni sırt üstü yatırdı ve sikini şelale olmuş amıma soktu. Kökledikçe köklüyor. Ooohhhhh! Dünya varmış be! Bu nebiçim bir zevkti, bu nebiçim bir duyguydu! Tükürmüşüm aldatmasına da yanlışına da. Ağlarım heba olmuş 17 seneme. Bilseydim aldatmanın ve böylesine sikişmenin tadının anlatılmaz güzel olduğunu, kesinlike önceden sikişirdim. Tabii önüne gelen herkesle değil, tanıdığın güvendiğin biri olması gerek.

Ertesi günlerde yine onun evinde buluşmaya ve sikişmeye devam ettik. Sürekli bana ‘meleğim’ diyor. Her seferinde deli gibi sevişiyoruz ve sikişiyoruz. Bana, “Kocanı bırak benimle evlen!” diyor. Ama asla böyle birşey yapmam, çünkü eşimi seviyorum, herne olursa olsun eşim benim Hayat Arkadaşım. Neyse boşverin bunları, eşimle evliliğimiz gayet güzel devam ediyor. Ama sikişmenin ve gerçek seksin zevkini sevgilimden alıyorum, onun sikini seviyorum, beni hoyratça sikmesini, amıma köklemesine bayılıyorum. Demek ki insan eşini sevse de, sexle evliliği ayırabiliyormuş. Erkekler için olsun, Kadınlar için olsun sevişmek bir sanattır, kimi bunu becerir, kimi sınıfta kalır. Eşimi aldattığıma pişman değilim ve 17 yıllık evlilik hayatımda kaybolan heyecanı sevgilimle dolu dolu yaşıyorum. Hanımlara diyorum ki, sikişin sikişebildiğiniz yere kadar, hayata bir kere geldik!

Türbanlı Hatunun Götünü Siktim

Dükkanımın yan sokağında, apartmanın giriş katında genç ve oldukça bakımlı bir türbanlı kız yaşıyordu. Dükkan kendime aitti ve o kızı uzunca bir süredir takip ediyordum. Çünkü öylesine güzel ve diri bir vücudu vardı ki, dükkanın önünden her geçtiğinde onu domaltıp bağırta bağırta siktiğimi hayal ederdim ve sikim taş gibi olurdu. Bir gün dükkanıma geldiğinde, heyecandan elim ayağıma dolaşıyordu, ama çaktırmamaya çalışıyordum. Adının Hilal olduğunu mahalledeki ufaklıklardan öğrenmiştim. Bilgisayar almıştı ve benden izlemek için film satın almaya gelmişti. Dükkanımda bilgisayar oyun ve film CD’leri satıyor, aynı zamanda bilgisayar tamiri yapıyordum. Hilali ilk defa bu kadar yakından görüyordum. Hilal filmleri incelerken, ben de çaktırmadan onu süzüyordum. Hilal henüz 19-20 yaşlarındaydı. Boyu en az 1.70 vardı ve uzun topuklu ayakkabılarıyla daha da bir uzun gösteriyordu. Kilosuda boyuna göre oldukça idealdi, 50-55 kilo arasında mükemmel bir bombaydı. Saçları kumraldı ve sadece türbanının arasından birazı gözüküyordu. Masmavi
gözleri, uzun siyah kirpiklerinin arasından gerçekten çok büyük gözüküyorlardı. Kaşları özenle alınmış, ince dik ve köşeliydiler. Dudakları dolgun ve çok etliydiler, adeta gel beni öp, etli dudaklarımı ısır diyorlardı. Hafif bir makyajı vardı, teni çok güzel olduğundan fazla bir makyaja ihtiyacı yoktu zaten. Gözlerinin altında çok hafif çilleri vardı ve bu ona ayriyeten çekici bir hava kazandırıyordu. Dudaklarına biraz pembemtırak bir ruj ve kirpiklerinin altına da gözlerinin rengiyle uyumlu mavi bir far çekmişti. Parfümünün kokusu başımı döndürüyordu.

Omuzları genişti ve spor yapmış atletler gibi kaslı ve yağsız bir vucudu vardı. Göğüsleri normalden çok daha iri yuvarlak ve dik duruyorlardı. Bunda, çok ince, yağsız, düz ve içine çekik olan belinin etkisi de büyüktü. Bacakları uzun ve biçimliydiler, geniş ama çıkık kalçalarıyla birlikte çok sert ve biçimli gözüküyorlardı. Uzun bacaklarını ayak bileklerine kadar kapatan, üst tarafı kıçına yapışıp külotunun çizgisini gösteren, alta doğru bollaşan, pileli siyah bir etek giymişti. Üzerinde dar ve göğüslerini sımsıkı saran, çizgili beyaz bir gömlek vardı. Ve içinden gözüken siyah dantelli sutyeni, o iri ve sert göğüsleri yanlardan sıkıştırmış olduğu için önlerden sanki patlayacakmış gibi düğmeleri zorluyorlardı. Göğüslerinin üzerine doğru tırmanan ve hemen üstünde biten baş örtüsü, iri memelerini daha da iri gösteriyordu. Kalbim yerinden fırlayacak gibiydi, sikim çoktan fırlamıştı bile.

Neyse, Hilal alacağı filmi seçti ve parasını ödeyip gitti. Daha sonraları, çok sık olmasa da dükkanıma arada bir gelip, bazen film, bazende oyun CD’si almayı sürdürdü. Ben de her geldiğinde yeni film ve oyunları ona gösterip, espri yaparak hem onu güldürüp hemde samimi olmaya çalışıyordum. Bunda azda olsa başarılı olmuştum. Bir gün suratı asık ve morali çok bozuk bir şekilde geldi ve konusu ayrılık olan bir film aldı. Herhalde sevgilisinden ayrıldı, bu kız nasıl bırakılır diye düşünüp, yine onu binbir çeşit pozisyonda siktiğimin fantazisini kurarken, “Moralim çok bozuk, evimize hırsız girmiş!” demez mi. “Evde yalnızım, korkudan bana uyku yok, şimdi de film alıp sabaha oturup hırsızı bekleyeceğim!” dedi ve gitti. Gece saat 22:00’ye geliyordu, dükkanı kapatmaya hazırlanıyordum ki, Hilal elinde film CD’siyle gelip, filmin çalışmadığını söyledi. Hemen dükkandaki bilgisayara taktım ve denedim. Bir problem yoktu. CD’yi alıp geri gitti. Ben de hemencecik niye gitti, keşke biraz daha kalsaydı da, konuşup o iri memeleri, dolgun köfte dudakları biraz daha yakından görebileydim diye kendi kendime sitem ederken, tak bir daha çıkıp gelmez mi!

CD’nin yine çalışmadığını söyledi. Ben de bilgisayarında bir problem olabileceğini söyledim. “Gelip bakabilirmisin?” dedi. “Ben de zaten kapatıyordum, beklersen hemen gelip bakarım!” dedim. Ve hızlıca dükkanı kapatıp, birlikte evine doğru yürümeye başladık. Heyecandan içim kıpır kıpırdı. Böyle bir fırsat bir daha elime geçmezdi. Kendi kendime, Tamam oğlum... bu fırsatı kaçırma, sonuna kadar git, ne olursa olsun. dedim. Zaten evde de tek başına olduğunu söylemişti ve şimdi de beni evine davet etmişti, demek ki o da bir şeyler düşünüyordu, ya da benim kalbim çok fesattı ve ben kendi kendime öyle gaz veriyordum. Neyse evine girdik. Acelem varmış gibi hemen bilgisayarın başına geçtim. Bilgisayar yatak odasında kuruluydu. Derli toplu temiz bir evi vardı ve de tek kişilik güzel bir yatağı. Onu o yatağa atıp sabaha kadar sikmek ne güzel olurdu diye iç geçirdim kendi kendime. Ben bilgisayarı kurcalarken, “Birşey içermisin?” diye sordu. Ben de, “Soğuk suyun varsa içerim.” dedim.

Suyumu getirmek için gittiğinde, çaktırmadan bilgisayarında neler var, ya da MSN adresini bulabilirmiyim diye kurcalarken, bir de ne göreyim? Bizim türbanlı Hilal bilgisayarına bir sürü pornofilm kaydetmiş. Tam isabet! dedim, bu kız çok azgın oğlum, sen ne yap et bu gece bu kızı sik bir güzel, sakın elinden kaçırma! dedim. Neyse Hilal suyumu getirip yanımdaki boş sandalyeye oturdu. İlk defa onu bu kadar yakından hissedebiliyordum. Sikim kazık gibi olmuştu. Sandalyedeki dimdik oturuşu, göğüslerini dışarıya şişirişi, sert ve diri kalçalarını geriye atışı beni çıldırtmıştı. Benim iskemle kısa kaldığından başım göğüslerinin hizasına geliyordu nerdeyse. Kafamı çevirmemle gömleğinin iki düğmesi arasında aralanan kısımdan içinin göründüğünü fark ettim. Zaten oldukça iri ve sert olan göğüslerini dar siyah dantelli bir sütyenle yandan sıkıştırınca, sutyeninden dışarı taşmış göğüsünün ucu nerdeyse fırlayacak gibi olmuş, hatta kahverengi başları siyah sutyeninin dantellerinin arasından nerdeyse hafifçe çıkmıştı.

Kendimi zorda olsa işime verdim ve bilgisayarını düzeltmeyi başarmıştım. “Tamam, oldu, çalışıyor!” dedim. Bilgisayara eğilip bakıp kontrol etti. Ben de o eğildiğinde çaktırmadan o dolgun memelerine bakıyordum. “Evet çalışyor!” deyip çok teşekkür etti ve borcunun nekadar olduğunu sordu. “Rica ederim, ne borcu? Suyumu verdin ya! Biraz da oturup o deniz mavisi gözlerindeki yıldızlar kadar parlak ışıltılara bakayım, bana yeter!” dedim. Hilal kıpkırmızı olmuştu, “Teşekkür ederim...” dedi kısık bir sesle. Belli ki çok hoşuna gitmişti bu yaptığım kompliman. Ağzım böyle durumlarda iyi laf yapar, elektriği yakalamıştım, devam et dedim kendi kendime. “O kadar güzel ve tatlısın ki, bazı geceler gökyüzündeki yıldızları seyrederken aklıma onlar kadar parlak gözlerin geliyor!” dedim. Utandı, “Böyle şeyler söyleme bana, ben çok etkilenirim!” dedi. Ben de bütün cesaretimi toplayıp, “Seni ilk gördüğüm günden beri hayal ediyorum!” dedim. Ne hayal ettiğimi soracağını bildiğim için böyle tuzak bir cümle kullanmıştım. Hemen oltaya geldi saf Hilal ve sordu. “Sana yakın olmayı, tenine dokunmayı, kokunu içime çekmeyi, sana sımsıkı sarılıp, o tatlı dudaklarını doyasıya öpmeyi!” diye söyleyiverdim hızlıca. Artık tepkisini bekliyordum. Ya, ‘Sen beni başka kızlarla karıştırdın!’ deyip tersleyecekti, ya da, ‘Eee?’ diyecekti. ‘Eee?’ derse bu iş tamamdı, o da beni istiyor anlamına gelecekti ve artık gerisi bana kalıyordu...

Kızarak, “Daha başka neler hayal ediyorsun?” dedi. Gözlerime bakamıyordu. “Tamam, sana hayal ettiklerimin hepsini göstereceğim!” dedim. Artık beklediğim an gelmişti, istediğim gibi yiyebilecek, belki de sikebilecektim Hilali. Ama nerden başlayacağıma karar veremiyordum. Hemen göğüslerine atlasam korkabilirdi. Bütün cesaretimle, yüzüne hiç bakmadan, yavaşça eteğinin üzerinden baldırlarını okşamaya başladım. Öylece oturuyor ve bana boş boş bakıyor, hiç tepki vermiyordu. Dar eteğinin üstünden uzun bacaklarının üst kısımlarını biraz okşayıp yavaşça aşağı doğru kaymaya başladım. Eteğinin yukarı kaldırıp altına elimi soktum ve tam dizinin altını tuttum. Bir an irkildi. Sonra ilk kez dokunulduğuna emin olduğum, hayallerimde canlandırdığım bacaklarını okşamaya başladım. Nefesinin hızlandığını fark ettim. Eteğini yukarı doğru çektim ve o sütun gibi uzun hafif bronz pürüzsüz bacaklara doğru eğilip baldırlarını öpmeye başladım. Sonra da dizlerimin üstüne çöküp eteğini daha da yukarı kaldırdım ve küloduna kadar yukarı ittim ve resmen bacaklarının üstüne saldırdım. O kadar kuvvetlice emdim ki baldırlarının amına yakın iç kısımlarını, bir an Hilal yerinden zıpladı, nefes nefese kalmıştı.

Hemencecik kalkıp, o etli dolgun dudaklarına yapışıp emmeye başladım. Bir yandan alt dudağını hafifçe ısırıp, diğer taraftanda dilimi o minik ağzından içeri sokarak diline değdirip onu azdırmaya çalışıyordum. Elimi de külodunun yukarısından içine sokup, o minicik kılsız amcığını okşayıp parmaklamaya çalışıyordum. Tekrar aşağıya indim. Amı mis gibi kokmaya başlamıştı ve çılgınlar gibi yalamak istiyordum amını. Bacaklarını açmak istedim, ama izin vermedi. Ben de sıkı sıkıya kapattığı bacaklarının tam üstüne gittim ellerimle baldırlarından tutup iki yana ayırdım. Herhalde biraz korkmuştu ki, sandalyede öylece oturuyordu. Dantelli külodunun yanlarından amına doğru dilimi uzatıyordum ve amına değemedikçe daha da çıldırıyordum. Dantelli külodunun üstünden o kadar çok dilledim ki o minicik amcığını, en sonunda bacakları gevşedi ve açıldı. Ben de başımı iki bacağının arasına soktum. Kalçalarına ellerimi arkadan yapışıtırıp doladım ki kaçmaya çalışmasın diye. O mis gibi kokan minicik siyah dantelli külodunu dişlerimle tutup yana çektim ve minicik kılsız amının üstünde yavaşça dilimi gezdirmeye başladım. Hafifçe dilimi kılsız daracık amında gezdiriyor, bazen klitorisini öpüyor, bazende amının dudaklarını ağzıma alıp emiyordum.

Çok geçmeden derin bir, “Ohhh!” çekti. İyice havasını bulmuştu, “Yeter artık!” dedi. Ama ben oralı olmadım tabi, bacaklarını omuzumdan yukarı atıp külodunu iyice kenara çektim ve o bal gibi tatlı minik kılsız amını daha bir iştahla yalamaya başladım. Sandalyede duramaz olmuştu, nerdeyse boşalacaktı. Hemen ayağa kalktım, arzuyla gözlerimin içine bakıyordu ve nerdeyse bayılacak gibiydi. Kalınlaşmış yarrağımı çıkardım ve eline verdim. Sonra ağzına doğru götürdüm. Yüzüme baktı, ama ben çoktan ağzına sokmuştum yarrağımı. Yarrağımın başını biraz ısırınca, yrrağımı çekip, dişlerini sürtmemesini, emmesini söyledim. Sonra tekrar diliyle dudakları arasına sıkıştırdım ve ağzına gidip gelmeye başladım. Bir elini tutup taşaklarıma götürdüm, taşaklarımı avuçladı. Çok azmıştım, hemen iki elimle kafasının arkasından tutup iyice sikime doğru bastırdım. Nefes alamıyordu. Sonra yavaşça ellerimi gevşettim ve ağzını am siker gibi sikmeye başladım. Sonradan onun da hoşuna gitmişti, sikimi içine çekip emiyor, ağzının içindeyken sıkıca tutuyor, dudaklarını daraltıyor, diliyle ucunu yalayıp, kafasını ileri geri ittirip sikimi dibine kadar ağzının içine sokup beni çıldırtıyordu. Ağzından çıkarttığında tükürükler sikimin tepesinden gömleğinin göğüs kısmına damlıyor, gömleği ıslatıp o diri göğüslerin daha da çok belirginleşmesini sağlıyordu.

Türbanının iki ucunu göğüslerinin üstünden yukarı çektim ki göğüslerini daha rahat görebileyim. Sikim ağzındayken gömleğinin düğmelerini açtım ve iri göğüslerini seyretmeye başladım. Sonra da damarlı ve koca yarrağımı o siyah dantelli sexy sütyeninin altından iki göğsünün ortasına sokup iri göğüslerini de yandan ellerimle sıkıştırıp, dolgun ve sert silikonlu gibi duran göğüslerinin arasına sikimi yavaşça gömdüm ve sürttürmeye başladım. Şimdi de göğüslerini sikiyordum. Hilalin iri, sıkıştırılmış ve sert göğüslerinin arasında sikimi git gel yaptırtmak müthiş bir duyguydu, tarif edilemeyecek kadar çok zevk alıyordum. Şimdi iki elimle de türbanını kafasının arkasından sıkıca tutarak başını sikime doğru bastırarak git gel yaptırıyordum. Adeta göğüslerinin arasından hem memelerini hem ağzını sikiyordum. Minik ağzına, o etli ve kalın dudaklarının arasına sikimin kafasını sokup sokup çıkartıyordum. O da yarrağımın zevkten mosmor olmuş kalın tepesini minik ağzının içine sokup emiyor, içine çekiyor sonra çıkartıp dilinin ucunu üstünde gezdiriyor dilinle damarları takip ediyor ve tükürükleyip tekrar o etli mosmor dudaklarının arasından minik ağzının içine sokup emiyordu.

Hilal de müthiş azmıştı. Amının vıcık vıcık olduğunu hayal ediyordum. O sulu amcığa sokup sokup çıkarmak ne zevkli olurdu. Ama onun o güzel götünü sikmek, deliğini yalayıp emmek, daha çok arzu uyandırıyordu içimde. Daha sonra kucağıma aldım ve dantelli sütyeninin üzerinden göğüslerini ısırmaya başladım. Siyah dantelli sutyeninin dantelleri arasından şişkin göğüslerinin uçlarını ağzımın içine alıyor, emiyor, içime çekiyor ve dişlerimin arasına alıp eziyordum. Çok sert ve yuvarlaktılar. İki iri, hafif bronz ve uçları kahverengi, üzüm büyüklüğünde uçları olan göğüslerini yavaşça avuçladım. Ellerimin içinde gittikçe sertleştiğini hissediyordum. Sonra sutyenini aşağıya indirdim ve tekrar o taş gibi dimdik, birbirine yakın duran yuvarlak ve diri göğüslerini uçlarını ağzıma alıp emmeye başladım. Hilalin yüzüne baktım, “Yeter! Gerçekten bayılacam, hayatta böyle bir şey ilk kez başıma geliyor!” dedi.

Ben de artık daha fazla dayanamayıp, hayallerini kurduğum o muhteşem kıçı dağıtmak için, ayağa kaldırdım ve yatağa götürdüm Hilali. Ellerinin ve dizlerinin üstünde domalttım. Elimle o ipincecik belinden aşağı doğru bastırarak, o yusyuvarlak iri sert ve diri kalçalarını dışarı çıkarmasını sağladım. Birden panik yaptı ve eliyle amını tutarak, “Bakireyim, olmaz!” dedi. Ben ise sadece o güzel götünü ona büyük bir zevk vererek sikeceğimi söyledim. Nedense buna itiraz etmedi, “Tamam, ama acıtmadan yap, ilk olacak...!” dedi. Artık o da had safhada azmıştı ve yarrağımın tadını öğrenmek istiyordu. Hilalin kafasını elimle bastırıp yatağa gömdüm, dolgun ve diri kalçalarını yukarı doğru kaldırdım. Dar ve uzun eteğini sırtına doğru topladım. O güzel götünün bütün güzelliği yuvarlak hatlarıyla karşımdaydı şimdi. İri ama sert ve kaslı götü belli ki hiç ellenmemiş ve sikilmemişti. Dantelli siyah minik daracık külodunu kalçalarından aşağı bacaklarına doğru çektim. Offf!! Bu güzel götü hemen sikmemek için kendimle mücadele ediyordum.

“Lütfen dikkat et, kızlığıma zarar gelmesin...” dedi. Bir elimi amına götürüp yavaşça okşarken, domalmış götün durdurduğum pozisyonundan dolayı iyice açılmış olan dar göt deliğine doğru ağzımı yaklaştırdım. Gerçekten çok temizdi, ne amında ne götünde hiç kıl yoktu ve çok pürüzsüzdü. Çokta güzel, kendisine has çekici bir kokusu vardı amının ve götünün. Belki de amının salgıladığı zevk suyundan geliyordu o sikimi şahlandıran güzel aromatik koku. Ağzımı o minik daracık hiç açılmamış amcığına doğru götürüp yalamaya başladım. Hoşuna gitmişti, kıpırdanmaya, kalçalarını oynatmaya başladı ve derin bir, “Ohhhh!” sesi yükseldi o etli dudaklarının arasından. “Daha çok yala, daha derine sok dilini! İçimi em, dilini sok içime, hızlı hızlı dilinle sik beni erkeğim!” diye komut verdi bana. Ben de amının içini emiyor, akan zevk suyunu içiyor, dilimi daha da derine sokup sokup çıkartıp onu zevkten delirtmeye çalışıyordum. Çok feci inlemeye başlamıştı, “Ahh... Ohhh... Sik beni!” diyordu durmadan, müthiş azmıştı Hilal.

Şimdi sol elimimin işaret parmağını amının suyuna bandırıp yavaşça o sert kaslı götünün deliğinin üstünde gezdiriyor, adeta içine girmeye çalışan bir matkap gibi sokmaya çalışıyordum. Ama götünün deliği çok dardı, belli ki hiç yarrak ve parmak girmemişti. Parmağımı biraz daha amının suyuyla ıslattıktan sonra sert bir şekilde taş gibi kalçalarının arasındaki minik göt deliğine sokmaya başladım. Parmağımı kurt gibi ilerletiyor, bazende içinde döndürerek yavaşça sokmaya çalışıyordum daracık deliğinin içine. “Acıyor! Çıkart! Ahhh!” diye bağırıp elimi dışarı doğru itmeye, kıçını sallamaya başladı. Parmağımı götünün içinde hareketsiz bırakıp, Hemen amına ağzımla öyle bir yapışıp emmeye başladım ki, acı çığlıkları zevk inlemelerine dönüşmüştü. Şimdi parmağımı içinde oynatıyor, yavaşça sokup sokup çıkartıyordum. Hilalin götü parmağıma alışmıştı ve onun da hoşuna gitmeye başlamıştı ki, kalçalarını sağa sola döndürüp, parmağımı iyice içine almaya çalışıyordu. “Götümü sik artık! Hazırım, dağıt götümü! Yarrağını sok dibine kadar!” diye inlemeye başladı.

Yarrağım taş gibi olmuştu, hiç bu kadar kalın ve sert olduğunu görmemiştim. Tepesi kan basıncında mosmor olmuştu ve her tarafından damarlar fışkırıyordu. Hilalin götüne girince çıkacak çığlığı hayal etmeye başladım. Şimdi parmağımı götünün minik deliğinden çıkartıp, kalçalarını öpüp, götünün deliğini yalayıp emmeye başladım. Ve göt yalamayı hiç bu kadar istememiştim. Şimdi orta ve işaret parmaklarımı o minik amının suyuna bandırıp yavaşça götünün deliğinden içeriye doğru kaydırdım. Yüz ifadesinden abladığım kadarıyla biraz acıtmıştım. Hemen amını ve götünü daha bir iştahla yalayıp emmeye başladım. Sonra parmaklarımı yavaşça götüne sokup çıkartıyordum. Önce yavaşça, daha sonra alışınca hızlı hızlı sokup çıkartmaya başladım. O güzel dar göt deliği iki parmağıma da alışmıştı artık. Hızlı hızlı ve ritmli bir şekilde Hilalin götüne parmaklarımı sokuyor, çıkartıyor, içinde döndürüyor, kuruyunca da tekrar amının suyunu parmaklarımı bandırıp götüne sokup, ıslak tutarak tahriş olmasını engelliyor, acı çekmesini azaltıyor ve daha çok zevk almasını sağlıyordum. Parmaklarımla Hilalin o güzel götünü adeta sikiyordum.

Kafayı yiyebilirdim, yatakta iç çamaşırıyla dizlerinin üstünde domalmış eteği ve türbanı çıkartılmadan kafası yatağa gömülmüş, manken gibi bir afet ve ben onun arkasına geçmişim, amını yalarken domaltmış götünü de parmaklarımla sokup sikiyorum. Daha fazla dayanamadım ve dizlerimin üstünde doğrulup arkasına geçtim, önce kalın ve damarlı yarrağımı bir müddet alttan amına sürterek daha çok zevk almasını sağladım ve sikimin amının o güzel kokulu suyuyla ıslanmasını sağladım, sonra da taş gibi olmuş semsert yarrağımı götünün minicik mor deliğine dayadım, beline doğru hafifçe bastırıp kalçalarını iyice dışa vermesini sağladım, kalçalarından tutup yavaşça kaslı götünün içine doğru yarrağımın tepesini ittirdim. Biraz zorladım, ama götünün bakire dar deliği izin vermedi. Sonra iki elimle kalçalarını iyice kavradım, götünün yanaklarını iki yana doğru çekip iyice açtım götünü ve o muhteşem minicik deliğini ortaya çıkarttım. Hiç bu kadar güzel manzara görmemiştim. Kuvvetlice içine bastım sikimi...

Yarrağımın içine girmesiyle bağırması bir oldu, “Canım çok yandı! Ahhh! Çıkart, istemiyorumm!” diye. Alışması, acısının hafiflemesi için, önce kalın yarrağımı dar deliğinin içinde bir müddet hareketsiz tuttum, daha sonra yavaşça sikimi götüne sokup çıkarmaya, pompalamaya başladım. Damarlı kalın yarrağım içinde yavaşça gidip geliyor, götünü yarıyor, adeta parçalıyordu. Acısından elleriyle yorganı sıkıyor, dişleriyle de çarşafı almış ağzına ısırıyordu, o güzel mavi gözlerinden hafifçe yaşlar gelmeye başlamıştı güzel Hilalimin. Acısını azaltmak için hemen amını okşayıp, parmaklarımı amcığının içine doğru soktum. Ama fazla sokmadım, yoksa kızlığını bozabilirdim. O pembe küçük amını parmaklarımla hafifça okşarken, yavaşça da yarrağımı o dar göt deliğine sokup sokup çıkartmaya başladım. Amacım amından çıkan zevk dalgasının götündeki baskıyı ve acıyı azaltmasıydı. Bir müddet sonra kendini gevşetti ve geriye doğru ittirmeye başladı. İşte şimdi tam kıvama gelmişti. Artık bu sert kalçaları rahatça sikecek, götünün deliğine istediğim kadar hızlı sokup, dibine kadar abanabilecektim.

“Ohh! Sik götümü erkeğim! Artık ordan hiç çıkma!” diye inledi. Zevk almaya başlamıştı, sanki götü sikimi emiyor, kocaman yarrağımı içinde kaybediyordu. Hilalin götünü hayvanlar gibi sikiyordum, kudurmuş köpekler gibi ellerimle kalçalarını iki yana çekip iyicene gerdiğim o güzel diri götünün minik ve dar deliğine sikimi hızlı hızlı sokup çıkartıyordum. Hızlı hızlı sokup çıkarmaktan, götünü yarmaktan ter içinde kalmıştım. O kadar tatlı, sıcak ve daracıktı ki götünün içi, sanki alev alev yanıyordu. Sıcaklığı yarrağımı öyle bir şehvetlendirmişti ki, götünün en derinine doğru girip çıkmaktan kendine hafif kaygan bir yol yapmıştı artık. Götünün sikilmesinden aldığı zevkle o tatlı amından damlayan zevk sularını parmaklarıma sürdükten sonra bir elimle türbanını saçlarıyla tutup geriye çektim ve diğer elimi de amının suyuna bandırmış olduğum işaret parmağımı o güzel dolgun ve etli dudaklarının arasından ağzının içine sokup emdirttim. Belli ki çok hoşuna gitmişti, kafasını türbanının yanlarından fırlamış uzun saçlarını savurup, dilini dışarı çıkartıp parmaklarımı yalayıp emmeye çalışıyordu. “Sik götümü! Dağıt, parçala, dibine kadar sok erkeğim!” diye zevk çığlıkları attıkça beni daha da kudurtuyordu...

Artık götüne öyle hızlı bir şekilde girip çıkıyordum ki sikimin götüne giriş çıkışını takip edemiyordum. Offff! Türbanlı götü sikmek muhteşemdi. Götünün içi daracıktı ve inanılmaz sıcaktı. Götünün deliği sikimin her tarafını sıkmıştı. Çok dar olduğu için girip çıkarken de o kadar çok zevk veriyordu ki, neredeyse kendimden geçecektim. Ensesinden ellerimle tutup iyice kendime doğru çektim ve sikimi götünün içine tamamen yerleştirdim. Ellerimi o diri ve iri göğüsleri çevreleyen siyah dantelli sutyene yapıştırdım ve o sert göğüsleri avuçlarımın arasında hoyratça sutyeninini üstünden okşayıp sıkmaya başladım. Dantelli sutyenini aşağı çekip göğüslerini avuçlayıp, zevkten şişmiş uçlarını parmaklarımın arasında ezip sıkmaya başladım. “Ahhh! Parçala göğüslerimi erkeğimmm!” diye inledi. Hilal öyle çok zevk alıyordu ki, ter içinde kalmıştı ve artık zevkten sadece anlamsız böğürtüler çıkartıyordu.

Artık o güzel götünün dar deliğini iyice açmıştım ve bütün vucüdumun ağırlığınıda kullanarak sikimi dibine kadar köklüyordum. Hilalin adeta takatı kalmamış, kalçalarını havada tutacak gücü kesilmişti. Ben ise matkap gibi götünü deliyor, sikimi kah hızlı hızlı, kah yavaş, ama bütün gücümle götünü dövüyor, bir daha sikecek fırsatım olmaz diye mümkün olduğunca kendimi tutup, götünü şikişimi uzatmaya çalışıyordum. Domalmış götünü iyice yatağa yapıştırmıştı, açımız bozulmuştu, ama yarrağım götüne yol yaptığı için deliğe matkap gibi girip çıkıyordu. Hilalin titreyerek, acayip sesler çıkartarak boşaldığını hissettim. Hilali götten orgazm etmiştim. Artık gücü kalmamıştı, götünü tamamen dağıtmıştım. O ne muhteşem bir göttü. Kalçalarını tamamen aşağı indirmiş, yatakta yarı baygın bir şekilde yatıyordu...

Sikimi götünden yavaşça çıkarttım ve Hilali yatakta doksan derece yan çevirdim, bacaklarını karnına doğru ittirip, götünün deliğinin tamamen dışarıya çıkmasını sağladım. Ben de götünün deliğinin yanında dizlerimin üstüne çömelip yatağa oturdum ve bacaklarımı aralayıp onun götünün deliğini sikime doğru çektim. Açılmış götüne sokmadan önce biraz amının suyunun üstünde kaydırdım ve amının o güzel suyuyla tamamen kaplanmış olan yarrağımı götüne hızlıca geçirdim. “Offf! Acıdı!” diye kısık bir çığlık attı. Bu pozisyonda da yarrağımın tamamı taşşaklarıma kadar girmişti. Götünün en derinlerinde sikimin baskısını, içindeki yarrağımın kıvranışını hissediyordu artık Hilal. O semsert kalçalarının arasındaki mor deliğine her soktuğumda kısık çığlıklar atıyordu. Şimdi göğüslerine ve yüzüne daha yakındım. Semsert memeleri, ben götünü vurdukça, sokup çıkardıkça, dövdükçe, hopluyor zıplıyor, kendi çevrelerinde tur atıyorlardı. Şak şuk giriş sesleri beni ve onu çıldırtıyordu.

Koca göğüslerini ellerimle tutup kendime doğru çektim, kafamı yaklaştırıp uçlarını yalamaya başladım. Uçlarını dişlerimle öyle bir sıkıp ısırmışım ki, uçları mosmor şişmeye başladılar hemen. Artık benim de takatim kalmamıştı, ama bu güzel götü bırakmakta istemiyordum. Bundan dolayı öyle çok giriş çıkış yapıyordum ki götüne, deliğinin etrafı kızarmaya başlamıştı. Ama ikimizin de umurunda değildi. Zevkten kendimizden geçmiş vaziyette Hilali altımda götünden sikerek inletiyordum. Arada sırada da sikimi götünün en dibine kadar abanıp sokuyor, bir müddet hareketsiz bıraktıktan sonra, içindeyken kalçalarım yardımıyla sikime daireler çizdirip yarrağımı götünün en ulaşılmaz yerlerine doğru döndürüyordum. Bu onu çıldırtıyordu. Saçlarını sağa sola savurup, dişlerini çarşafa geçirip, kendini geriye doğru ittirip, sikimin en dibini taşşaklarıma kadar içine almaya çalışıyordu...

Daha fazla dayanamadım ve sıcacık götünün en derininde patladım. Spermlerim şelale gibi fışkırıyordu içinde. Öyle hızlı pompalıyordum ki döllerimi içine, sıcak spermlerimi içine fışkırtırken kasılarak daha da hayvanca abanıyor, adeta yırtıyordum dar deliğini. O minicik göt deliğinin içine sanki sikimin hepsini sığdırıp götünü parçalamak istiyordum. Zevkten kendimden geçmiştim. Hilal de titreyerek boşalıverdi ikinci defa. Zevkten ve boşalmaktan ter içinde kalmış, ıslak bedeni çok sexy bir şekilde parlıyordu. Terden yapış yapış olmuştuk. Hilal kendinden geçmiş, yatakta kasılıp hafifçe inliyordu güzel götlüm. Oluk oluk akıyordu döllerim götünün içine. Beyaz spermlerim yavaşça götünün artık kıpkırmızı olmuş minik deliğinden hafifçe sızmaya başlamışlardı...

Hemen hala dimdik olan yarrağımı götünden çıkarttım ve birazda ağzına verip, bütün döllerimi yalattım ona. Hilal şehvetle hepsini yalamış, yarrağımı ağzına alıp içinde kalan ne varsa emip yutmuştu. Daha yokmu, daha daha istiyorum dercesine sikimi emip kasfasını somuruyordu. Hala sert olan yarrağımı iyice yalayıp temizledikten sonra kendimizi yatağın üzerine bıraktık ve öylece hiç konuşmadan bir müddet yattık. Bu ne muhteşem, ne azgın bir kızdı yaa! Sessizliği telefonun zili bozdu, annesi merak edip aramış. O gece dinlene dinlene, Hilalin güzel götünü sabaha kadar, taşşaklarımda döl kalmayana kadar siktim. Kaç kere boşaldığımızı bilmiyorum, ama sabah sikimin her tarafı zonkluyordu. Gün aydınlandığında artık giyinip telefon numarasını aldım ve oradan ayrıldım. Ne müthiş bir geceydi ama! Artık Hilalin o güzel götünü her fırsatta sikiyorum, parçalıyorum, dağıtıyorum. O da bundan çok memnun, bende...

Karımı Komşumla Birlikte Çatır Çatır Siktik

Merhaba, ben İbrahim. 30 yaşındayım, karım 28 yaşında, 1.60 boyunda, 53 kiloda, esmer ve tatlı bir kadın. 5 yıllık evliyim, mutlu bir beraberliğimiz var, sex hayatımız da çok güzel. Yazları karım babası gile köye giderdi, o zaman internette porno sitelerine girerdim. Zamanla seks hikayelerini keşfettim, okuyunca heyecan duyuyordum. Özellikle ensest hikayeleri zevkle okuyordum, çünkü bir yeğenim vardı (ablamın kızı) ve çok hoşuma gidiyordu, içimde herzaman onunla sevişme isteği olurdu. Ablamlarda kaldığım gecelerde, yeğenim uyurken fırsatını bulduğumda sadece amcığını okşardım. İşte bu hikayeleri okumaya başlayınca bircok kimsenin bu ensest ilişkileri yasadığını ve yaşamak istediğini anladım. O yüzden ablamın kızını bu hikayeleri okurken daha çok hayal etmeye başladım, ama elime birşey geçmiyordu... Diğer hikayeleri de okumaya başladım, derken evli çift hikayeleri ilgimi çekmeye başladı. Yeni fantazilerim, ilk başta arkadaşlarımın karılarını siktiğimi hayal etmekle başladı. Önceleri karımı başka biriyle sikişirken düşünmek hoşuma
gitmiyordu. Bundan 2 sene önce, sanırım okuduğum bu evli çift hikayelerinin etkisinden olsa gerek, birkaç defa karımı rüyamda birileriyle sikişirken görmeye başladım. Karımla sikişirken rüyalarım aklıma gelmeye başladı ve gerçekten diğer sevişmelerimden daha çok zevk alıyordum. Bunları karıma anlatsam eminim beni boşardı. Bazen sevişirken şakaya getirip, “Beni köyde aldatmadın değil mi?” :) falan gibilerinden laflar söylüyordum. Kadınları bilirsiniz, hepsi de az orospu değildirler, sırf sana zıtlık olsun diye, seni kıskandırmak için, hemen, “Evet aldattım!” :) derler. Karım da aynen öyle, “Evet aldattım!” :) dedi. “Kimle? Nasıl?” :) diye şakayı devam ettirdim. Tabi karım da şakayla anlatırdı, “Yok şöyle yaptım, yok böyle yaptım, yok şöyle sikti, yok böyle sikti...” :) diye.

Artık karımla sevişmelerimiz böyle devam ediyordu. Artık karıma başka bir erkeğin dokunmasını, okşamasını ve sikmesini istiyordum. Ama bunu nasıl yapacaktım? Artık aklımda hep bu vardı, kimle ve nasıl olabilir? diye düşünürken, aklıma alt katımızda oturan arkadaşım Hüseyin geldi. Evet, evet karımı Hüseyine sunmalıydım. Zaten Hüseyinin bakışları hep karımın üzerinde olurdu, ben de birşey yapmayacağını bildiğimden pek aldırış etmezdim. Ama karım da bir okadar nefret ederdi Hüseyinden. Planım Hüseyine içirip, bu tür hikayeleri okutup azdırmak ve üstü kapalı karımı ona sunmaktı. Geçen senenin yazına giriyorduk, karım yine köye gidecekti. Karıma, “Köye gidince seni çok özlüyorum, gel birkaç resmini çekeyim, bakıp hasret gideririm!” dedim. Amaç karımın çıplak fotolarını çekip Hüseyine göstermekti. Tabiki öyle de oldu, karımın yüzlerce resmini çektim, çoğu sexy iç çamaşırları ve çırılçıplak, her pozisyonda çektim. Harika görünüyordu esmer pürüzsüz teni. Karım, ateşli bir sikişmenin ardından köye gitti ve heyecanla beklediğim zaman gelmişti.

Bir gece Hüseyini bize davet ettim, epeyce Bira ve Viski aldım. Oturup içmeye başladık. Ben ağırdan içiyorken, Hüseyine içirtip kafayı buldurdum. Sonra da internetten bu hikayeleri açtım okuduk. Sarhoş numarası yapıp abuk subuk konuşmaya başladım, “Lan oğlum acaip azdım, hazır benim avrat yokken, orospulara götür beni, canım am sikmek istiyor!” falan dedim. Hüseyin de, “Oğlum manyakmısın, bu kafayla olmaz, başka zaman gideriz!” dedi. Ben bunun üzerine, “Götürmüyorsan götürme lan yavşak, ben de karımın resimlerine bakıp boşalırım!” deyince afalladı. Baktım numarayı yiyor, yanında karımın resimlerini açtım. Hüseyin de karımın resimlerine baktıkça kalkmış sikini okşuyordu. Karıma övgüler yağdırıyordu, “Karın harikaymış!” diye. Fırsat bu deyip direk Hüseyine, “Karımı sikmek istermisin?” deyince şok oldu, “Dalga mı geçiyon oğlum, kafan iyi ne dediğini bilmiyorsun!” dedi. Ben de, “Yoo gayet ciddiyim, karımın resimlerine bakıp sikini okşadığını farketmedim mi sanıyorsun? Karımı sikmeni istiyorum!” dedim. Hüseyin baktı ki çok ciddiyim, “Ama nasıl olur, karın izin verecek mi ki?” deyince, “Sen işin o kısmını bana bırak, senin sikini kendi ellerimle sokacam karımın amına! Bu işi uyku hapıyla halledeceğim!” dedim.

Artık istediğim olacaktı. Ertesi gün karımı arayıp, hasta olduğumu, gelmesini söyledim. Köyden apar topar geldi. Ben tabii hasta numarası yaptım bir iki gün. Karıma çaktırmadan Hüseyini arayıp, “Oğlum bu gece bizdesin, ona göre!” dedim. Akşam yemeğinden sonra karıma, “Aşkım ter kokuyor gibisin, sen bir duş al, ben de kahve yapayım, içeriz!” dedim. Karım ter kokusundan nefret ederdi, “Tamam!” deyip banyoya gitti. Karım köyden gelmeden aldığım çok etkili uyku hapından 2 tane kahvesine attım. Karım banyodan çıktı, kahvelerimizi içtik, yarım saat geçmeden esnemeye başladı ve çok geçmeden de uyudu. Karımı kucaklayıp yatağa götürdüm ve Hüseyini aradım. Yavşak hemen geldi ve “Tamam mı?” dedi. Ama ikimiz de heyecandan ölecektik. “Tamam, uyuyor!” deyip yatak odasına gittik, karım tüm masumluğuyla uyuyordu. Karımı beraber soymaya başladık, kalbimiz ve siklerimiz yerlerinden fırlayacak gibiydi. Karımı tamamen soyduktan sonra biz de soyunduk...

Hüseyin yavaşça karımın yanına uzandı ve bana bir itirafta bulundu, “Karını düşünerek hep 31 çekerdim amına koyum, şimdi gerçekten benim olacak!” diyerek karımın dudaklarına yapıştı. Yavaşça memelerini okşayıp emmeye başladı. Karımın heryerini öpüp yalıyordu. Ben de heyecanla kendi sikimi okşuyordum. Hüseyin karımın göbeğini yalayıp aşağıya indiğinde, kendi ellerimle karımın bacaklarını açıp amcığını emmesi için yardım ediyordum. Hüseyin de öyle bir emiyordu ki, karım uykusunda olduğu halde resmen inliyordu. Hüseyin karımın amcığını emerken, ben de Hüseyinin sikini okşayıp hazırlıyordum. Elimle Hüseyinin sikini karımın am deliğine denk getirip itmesini söyledim. Hüseyin yavaşça karımın amına kökledi ve gidip gelmeye başladı. Karımı öyle güzel ve kibar sikiyordu ki, karımın zarar görmesini istemiyordu, yavşak çünkü karıma aşık olmuştu...

Hüseyin sırtüstü yatan karımı 10-15 dakika siktikten sonra, sikini çıkarınca, “Noldu, bitti mi?” diye sordum. “Yok yok, yüzüstü çevirelim!” dedi. Karımı elbirliği ile yüzüstü çevirdik. Hüseyin karımın göt deliğini yalamaya başladı, ben de karımın götünün yanaklarını ayırıyordum. Sonra karımın karnına yastığı koyup, tekrar amına girdi. Karımı öyle bir sikiyordu ki, ağır çekimde ve tadını çıkara çıkara. O an karımı ben değilde Hüseyin daha çok haketmiş gibi bir his oluşmaya başladı içimde, ayrı bir dünyada gibiydim, sanki herşey bir rüyaydı, mükemmel, herzaman görülesi bir rüya. Hüseyin bu pozisyonda yarım saat kadar sikti karımı ve karımın içine boşalmadan çıktı. Karının altından yastığı çekip yine sırtüstü çevirdik karımı. Bu sefer ben geçtim ve karımın sırılsıklam olmuş amını yalamaya başladım. Hüseyin de karımın dudaklarını ve göğüslerini emiyordu...

Karımın amını epeyce yaladıktan sonra sikimi yavaşça karımın amına sokup sikmeye başladım. Ooohhh müthiş zevk alıyordum karımın sikilmiş amını sikmekten. Hüseyin kenara geçip bizi izlemeye başladı. Karımın amında gidip gelirken memelerini okşayıp emiyordum. Ben fazla dayanamayıp karımın amına boşaldım. Karımın amına boşaldım diye Hüseyin biraz bozulmuştu, çünkü Hüseyinin işi daha bitmemişti. Bana söylene söylene karımın dölle doldurduğum amına tekrar girdi ve gidip gelmeye başladı. Karımın vıcık vıcık amını 5 dakika siktikten sonra, karımın dudaklarını emerek içine deliler gibi boşaldı. Beraber karımın amını temizleyip, karımın bir yanına ben, öteki yanına da Hüseyin uzandık. Karımı aynı anda okşuyorduk ve o şekilde uyumuşum. Ne kadar uyumuşum bilmiyorum, birden karımın sesiyle uyandım, içimden ‘Eyvah!’ diyerek sıçradım. Karımın diğer yanına baktığımda Hüseyinin olmadığını görünce rahatlamıştım. Hüseyin yavşağı ben uyurken giyinip gitmişti.

Ondan sonra bu olayı, yani karımı uyutarak sikmeyi her hafta tekrar etmeye başladık. Aradan yaklaşık 5 yada 6 hafta geçmişti. Ben herşey mükemmel gidiyor derken, meğerse karım kendisine hep sadece haftasonları kahve yapmam ve her kahveden sonra uyuyup, sabah ta amında tuhaflıklarla uyanması dikkatini çekmiş. Yine kahve yaptığım bir haftasonu, karım çaktırmadan kahveyi dökmüş ve uyuma numarası yapmış. Ben de tabi çakmamıştım bu durumu. Karım uyuyor diye yatağına götürüp soydum ve Hüseyini aradım. Karım da aynen beni dinliyormuş ve ne olacak ne yapacağız diye beklemiş. Tabi Hüseyin yine hemen geldi. Hüseyinle birlikte karımı okşayıp yalayıp siktikten sonra, tam karımın amını temizleyip giydirecekken, karımın, “Mutlumusun aşkım?” demesiyle neye uğradığımı şaşırdım. Ve artık karımı uyutmadan 3’lü seks yapıyoruz, üçümüz de çok mutluyuz!

Kayınçomun Azgın Karısını Becerdim

Merhabalar. Baldızım Nilayı pasaport işlemleri için Ankaraya götürdüğümde, otelde o süper götünü sikmiştim. İstanbula döndüğümüzde baldızım bizde bir süre daha kaldı ve her fırsatta baldızın götünü sikmeye devam ettim. Baldız memlekete ailesinin yanına gideceğinde otobüsle göndermek olmazdı, arabamla ben götürdüm. Kayınvalidemlerin evine vardığımızda orda kayınçom ve karısı Emel de vardı. Kayınçom karısını beceremeyen tam bir salak, 3 yıldır doktora gidiyor, erken boşalma problemi var ve siki çoğu zamanda sertleşmiyordu. Doktora gitmesi için biz destek oluyorduk. Karısı Emel ise tam bir yarak hastası, azgın mı azgın bir hatun. Ağzı da çok pistir, küfürlü konuşmayı sever ve patavatsızdır. Yatakta kocasıyla olan biten herşeyi detayına kadar karıma anlatır. Karım da tüm bunları bana aktarıyor ve kardeşinin bu haline üzüldüğünü söylüyordu. Emel o gün Leopar desenli stretch kumaştan ince bir pantolon giymiş, bırakın tangasının belli olmasını, götünün deliğinden tutun da amının yarığına kadar belli oluyordu, bu halde gelmiş
kaynanamlara...

Bu arada şunu da anlatmak istiyorum, bir ara Emel kocasını terk edip eski çalıştığı yerin patronuna karılık yapmaya gitti. Eski patronu bunu 5-6 ay siktikten sonra başından attı, Emel de karnında eski patronunun piçiyle kocasına geri döndü. Kocası da buna rağmen Emeli yine kabul etti. Çocuğu aldırmaya, kayınço, karım ve ben birlikte gitmiştik.

Her neyse, o gün kaynanamlarda Emelin o kıyafetin içinde bıldır bıldır sallanan kalçalarını görünce, ben iyice azdım. Akşam yemek yiyecektik, Emel ellerini yıkamaya Lavaboya gidince, ben de onun ardından gittim. Emel ellerini yıkarken dayanamadım ve götünü avuçladım. Tabi Emel birden irkildi ve döndü. Götünü elleyenin benim olduğumu görünce güldü ve “Selahattin noldu, karın vermiyor mu artık? 4. çocuğu yaparsan vermez tabi!” :) dedi. Ben de, “Boşver karımı! Karım verse de vermese de ben senin götüne hastayım! Seni bir kere sikmek isterdim, ne dersin?” diye sordum. Orda öyle konuşurken, “Olur valla, ben de epeydir yarak diye yanıyorum zaten, nerdeyse sokaktan geçene verecek durumdayım, ama burda olmaz! Yarın için bir yer ayarla gidelim!” dedi, sözleştik. O ellerini yıkadıktan sonra ben de yıkadım masaya geçtim...

Hep birlikte yemek yedikten sonra onlar evlerine gitti. Ben de kaynanamlara, “Bu akşam İstanbula döneceğim!” dedim. Kaynanam da, “Çok sağol oğlum, senin de bu kadar işin varken Nilayın işi için uğraştın! Kızıma selam söyle!” diyerek beni uğurladılar. Kaynanamın evinden çıktım doğruca bir otele gittim yatmaya. Ertesi gün Emel beni saat 14:00 gibi aradı ve çarşıda bir yer tarif edip beni orda beklediğini, gidip almamı söyledi. Ben zaten hazır bekliyordum, hemen arabama atladım o söylediği yere gittim. Emel yine o Leopar desenli pantolunu giymiş çok sexy görünüyordu. Kapıyı açtı arabaya bindi, çarşıdan uzaklaştık. Biraz ilerde sakin bir yere çektim arabayı ve arabanın içinde öpüşmeye başladık. Yiyordum resmen Emelin dudaklarını, o da sanki ilk kez öpüşür gibi öpüyordu. Biraz öpüştükten sonra Emele, “Noldu, hala tık yok mu kocandan?” dedim. “Yok be, 1-2 dakika içinde boşalıyor yine, ondan sonra da siki kalkmıyor birdaha. Amımı parmaklamaktan bıktım, hadi nereye gideceksek gidelim de, bir an önce becer beni!” dedi.

Kaldığım otele sürdüm arabayı hemen. Odama girer girmez yine dudaklarına yapıştım. Öpüşürken amını elliyordum, Emel daha pantolonunun üstünden ellerken inleyerek boşalmıştı. Emele, “Kız elim ıslandı, daha dokunmamla boşaldın sen, sikerken ne yapcan?” dedim. Emel de, “Eee bizim heriften iş çıkmıyor, olacak o kadar! Hadi vakit kaybetmeyelim, soyun!” dedi. İkimiz de yıldırım hızıyla soyunduk. Emel sikime yapıştı, koparcak gibiydi, tükürükleyerek yalıyordu, mmmhhh mmmhhh sesler geliyordu yalarken. Ben de “Oh süpersin Emelim, orospum!” diyordum. Emel hiç dikkatini dağıtmadan sikimi ağızına sonuna kadar sokarak yalıyor, emiyordu. Okadar ateşli yapıyordu ki bunu, dayanamadım ve inleyerek kasılarak Emelin ağzına boşaldım. Emel de hepsini yuttu ve “Ohh bee! Yarrak dediğin işte budur bee!” dedi. Banyoya gidip o ağzını yüzünü, ben de sikimi yıkayıp geldik, yatağa uzandık, baya bir elleştik öpüştük...

Emelin göğüslerini yalayarak aşağılara indim ve amına yapıştım. Amının üstüne üçgen biçiminde kıllar bırakmış. O kıllarla oynayarak amını yalıyordum. Çok geçmeden Emel yine su gibi boşaldı. Ben amının sularını yalarken, “Ohhh, yala, yut, bitir beni, kocam olacak o orospu çocuğuna inat!” diye çığlıklar atıyor, dilim amına değdikçe inliyordu. Bu arada benim yarrak ta yeniden kalkmıştı, Emel bunu farkedince tekrar sikimi ağzına aldı ve saksoya başladı. Bir iki dakika yaladıktan sonra, “Hadi aşkım sok, parçala, bitir, patlat amımı!” diyordu. Ben de kocasına küfürler ediyordum, “Ulan bu am sikilmez mi hiç, amına koduğumun pezevengi! Bak nasıl parçalıyacam senin o orospu avradının amını! Boynuzların büyüsün yavşak!” diyordum. Sikime bu sefer geciktirici jeli sürdüm. Emelin bacaklarını havaya kaldırdım ve iyice yanaştım, sikimi amına dayadım ve yüklenmeye başladım. Hepsini köklediğimde Emel altımda, “Yavaş! Nolursun yavaş sik!” diye inliyordu. “Noldu kız orospu, çok mu acıdı?” deyip amına seri bir şekilde gidip gelmeye başladım...

Emel çığlık çığlığa inledikçe daha sert ve hızlı basıyordum, pat, pat, pat sesler geliyordu. Amını sikerken göğüslerini yalamaya ve ısırmaya başladım. Emelden derin bir, “Uhhhhh!” çıkınca, “Noldu kız?” dedim. “Ne olacak, boşaldım amına koyum, bunca yılın acısı çıkıyor!” :) dedi. Hemen pozisyon değiştirip yüz üstü yatırdım Emeli, arkadan amına sokarken sırtına öpücükler konduruyordum. Emel de, “Süpersin bee! Karının 4. çocuğu yapmasını şimdi anlıyorum, bu sike 4 değil 14 çocuk yapılır!” diyordu. Yatakta yuvarlandık ve Emeli üste aldım, sikimin üstüne oturttum. Emel deli gibi zıplarken, “Ooof, parçala amımı, yırt!” diye inliyordu. O zıpladıkça ben de hoplayan göğüslerini avuçluyordum. Sikimin üstünde inip kalkarken Emel amını okşuyordu ve bir kez daha boşaldı. Ben de boşalacaktım artık, “Kalk kız orospu, in üstümden, ağzına boşalacam!” dedim. Emel indi ve sikimi ağzına aldı, yalamaya, vakumlamaya başladı. Öyle bir patladım ki ağzına, sanki yarım litre döl akacaktı. O da hepsini bir güzel yuttu, sikime bir öpücük kondurup, “Aylardır özlem duyduğum yarak bu işte!” dedi.

Emeli duştada bir güzel yaladım yuttum. Emel, “Geç kalmayım, pezevenk kocam şüphelenmesin!” deyince giyinip çıktık otelden. Arabamla onu aldığım yere bırakmadan önce, arabayı sakin bir yere parkedip, arabanın içinde son bir kez öpüşüp sakso çektirdim ve öyle gönderdim kocasına.

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Karımın Bakire Arkadaşını Ben Bozdum

Ben Sedat. 46 yaşındayım. Kumral uzun boylu yakışıklı biriyim. Eşimse 42 yaşında bembeyaz tenli harika vücutlu biri. İyi bir işim var, gelir düzeyim de oldukça yüksek. Oğlumuz ilköğretimi bitirince onu yurtdışında okutmaya karar verdik. Uzun arayışlardan sonra İngilterede bir okula yerleştirdik. Eşimle hiçbir sorunumuz yok. Birbirimizi de deliler gibi seviyoruz. Yatakta da sınır tanımayız. Her şeyi deneyebiliyoruz. Oğlum yurtdışına gittikten sonra evde yalnız olduğumuz için cinsel hayatımız daha da renklendi. Fakat eşimin çocukluk arkadaşı Sibelin tayini İstanbula çıkıp gelince hayatımız biraz değişti. Sibel kısa boylu, minyon tipli, çok hoş bir kız. Mimar olarak çalışıyor. Ona bize yakın bir ev tuttuk. Evini taşıdı, oldukça sempatik bir ev olmuştu. Eşimle de çok iyi anlaşıyorlardı. Sık sık bize geliyor, biz de ona gidiyorduk. Oldukça güzel bir kız olmasına rağmen daha evlenmemişti. Konuşmalarımızda hep ona evlenmesini falan tavsiye ediyorduk. O da, “Buldukta mı evlenmedik?” diye geçiştiriyordu. Aramızda teklif yoktu. Ama ben ona cinsel açıdan hiç
bakmıyordum. Aslında buna da ihtiyacım yoktu. Çünkü harika bir karım vardı ve her türlü ilişkiyi deniyorduk.

Bir gece eşimle birlikte dışarıda yemekteydik. Ama eşim o gece çok farklıydı. Sanki vücudu elbisesinin dokunuşundan bile tahrik oluyordu. “Geç kalmayalım, eve gitmek istiyorum!” dedi. Saat 23 gibi kalktık. Daha yolda sarkmaya başlamıştı. Eve zor girdik, antrede öpüşmeye başladık, yatakta devam ettik. Harika olmuştu her zamanki gibi. Göğsümde yatarken konuşmaya başladık. İlk geceyi, gerdek gecemizi unutamadığını söyledi. Karım benimle evlenmeden önce hiç erkek arkadaşı olmamış, eline erkek eli değmemişti. Cinsel bilgisi sadece arkadaşlarının anlattığı kadarmış, düğün günü yaklaştıkça içindeki korku büyüyormuş. Düğün gecesinin heyecanı ve korku hepsi birbirine karışmış, ben hiç hissetmemiştim. Ama benim anlayışımla eşimin ilk gece korkularını yenmiş ve düşündüğünün aksine sexten zevk almış, nasıl girecek, nasıl patlayacak korkusunu atmıştı üzerinden.

Eşim gerçektende o gece çok heyecanlıydı. Düğün gecesi balayı otelimizdeki süitte ben sanki o gece gerdek gecesi değil de özel bir buluşmaymış gibi davranmıştım. Eşimi sikmek isteğimi belli etmemiştim. Konuştuk gülüştük, sonra yatağa girdik sarıldık, sabaha kadar öyle devam etti. Ertesi gün öğleden sonra bozmuştum eşimin kızlığını. O da kendi isteğiyle olmuştu ve bir nevi ben onu değilde, kendi bozmuştu kendini. Ben sırt üstü yatmıştım, o da üzerime oturup amını sikime sürtüyordu. Daha sonra sikimin başını amına yerleştirdi ve çok zevklendiği bir anda kendini bıraktı. Sikim önce kızlığına dayandı. Bir hamle daha yaparak tamamını içine aldı. Sikimin kenarından ince bir kan sızıntısı oldu. Ve sonrasında ilk orgazmını yaşadı.

Yıllar sonra bunun için tekrar teşekkür etti bana, ama benden o geceyi bir kez daha yaşatmamı istiyordu. Ben de, “Nasıl olacak?” dedim. “Ben planlarım, sen kendini bana bırak!” dedi. Yeniden sevişmeye başladık, ikimiz de daha coşkulu orgazm olduk. Ertesi gün eşim bir otelin balayı suitini tutmuş hafta sonu için. Anlatmaya başladı: “Çarşambadan itibaren bana dokunmayacaksın. Cumartesi günü ikimiz ayrı ayrı otele gideceğiz. Birbirimizi hiç tanımıyormuş gibi davranacağız. Ben odaya yerleşeceğim. Seninle havuzda karşılaşacağız, orada tanışacağız. Daha sonra neler olacağını sen halledeceksin. Beni ilk kez tanıştığın biriymiş gibi tavlayıp sevişmeye ikna edeceksin!” dedi. “Tamam!” dedim, ama Çarşambadan Cumartesiye dokunmamak hoşuma gitmemişti. Ne yapalım katlanacaktık. Salı gecesi harika bir seks yaşadık ve perhize başladık. Gerçekten Cuma gününe kadar gerekli olmadıkça konuşmadı benimle ve ayrı yattık.

Cuma günü işime gittim. Saat 13 gibi telefonum çaldı, arayan eşimdi. Annesi hastalanmış, gitmesi gerekiyormuş. Üzüldüm, ama bütün plan da bozulmuştu. Ve ben 3-4 gün daha perhize devam edecektim. Uçak biletini almış, Otelin rezervasyonunu gelecek haftaya ertelemiş. Uçağı saat 18 de kalkacakmış. Ne yapalım, tüm düşüncelerimiz haftaya kalmıştı. Saat 16 gibi işten çıktım, evden eşimi alıp hava alanına götürdüm. Yolcu ettim ve hava alanından çıktım. Evde yemek yoktu, dışarıda yemek yiyip eve gidip dinlenmek istedim. Yoldayken telefonum çaldı. Arayan Sibeldi. Eşimin ona telefonda annesinin hastalandığını söylediğini, geçmiş olsun dileklerini iletti. “Evde yemek yoktur şimdi, istersen bana gel, yemeğim var birlikte yeriz!” dedi. Ben de olur dedim. Evinin önüne gelinceye kadar saat 20 olmuştu. Güzel bir sofra hazırlamış, balık yapmış. Yemeğe başladık. “Balık Rakısız olmaz!” dedi, hadi Rakı ile devam ettik. Çok güzel geçiyordu...

Eşim aradı. Ulaşmış, annesinin ciddi bir şeyi yokmuş, ama yine de gittiği iyi olmuş. Ne yediğimi sordu. Ben de, “Sibelde Balık Rakı yapıyoruz!” dedim. “Sibeli verir misin?” dedi. Sibel telefonumun hoparlörünü açtı. Eşim, “Kız kocama iyi bak, aç bırakma, sana emanet, sakın çapkınlık falan yapmaya kalkmasın!” dedi, gülüştük. Telefonu kapattık. Yemek faslı bitince Sibel, “Ben sofrayı toplayayım!” dedi. Birlikte topladık. Masayı temizledik. Meyve getirdi, koltuklara geçtik. Birer duble daha Rakı koydu. Onu da bitirdik. Yeniden tazeledik. Çakır keyf olmuştuk ikimiz de. Bir ara mutfağa gitti, dönerken bileği burkuldu ve elindeki çerez tabağı yere düşüp kırıldı. Dizlerinin üzerine kapaklandı. Hemen fırladım kaldırdım, kanepeye yatırdım. Ayak bileğini ovuyordu. Sanırım zedelenmişti. Tabağı, dökülenleri topladım. “Hadi seni yatağına götüreyim!” dedim. Kolunu boynuma doladı belinden tutup götürdüm. Yatağa uzattım. Bileğine baktım, bir şeyi yok gibiydi, ama yine de ağrıdığını söyledi...

Ben biraz ovaladım iyi gelmişti. Banyoda ağrı kesici merhem olduğunu, onunla ovmamı istedi. “Tamam, ama geceliğini giy, taytla olmaz.” dedim. “Tamam.” dedi. Banyoya gittim Pomatı aldım biraz oyalandım, döndüğümde kapıyı tıklattım, “Giyindin mi?” dedim. “Evet, gelebilirisin!” dedi. Kapıyı açtım, aman Tanrım, kısacık bir gecelik ve içinde birşey yok, heryeri görünüyor, ama memeleri harika. Yinede aklıma kötü birşey getirmedim, çünkü onu yazlıkta da bikiniyle ve bir seferinde duşta çıplak görmüştüm. Yatağın kenarına oturdum ayağını avuçlarıma aldım, biraz okşadım. Tam elime Pomat sürecekken doğruldu, iki elimi tuttu, “Ayağımda birşey yok...” dedi ve ağlamaya başladı. Sonra da, “Sedat abi senle konuşmak istiyorum!” dedi. Şaşırmıştım, “Dinliyorum?” dedim. “Ben bu güne kadar evlenmedim ve elime erkek eli değmedi. Çıkan taliplerimi de bir erkeğin bana dokunmasından, kızlığımın bozulmasından korktuğum için reddettim. Şimdi bir erkek arkadaşım var ve benimle evlenmek istiyor. Ama ben korkudan yine red edeceğim. Kızlığımı değer verdiğim, güvendiğim birinin bozması ve bu korkumu yenmemi sağlamasını istiyorum. Bunu da ancak sen yaparsın, çünkü sana güveniyorum!” dediğinde daha da şaşırmıştım...

“Bak Sibel... Kızlığını sevdiğin adama vermelisin, bunda korkulacak birşey yok. Ayrıca sen eşimin arkadaşısın, bunu benimle yapman doğru değil. Ben eşime ihanet etmek istemiyorum.” dedim. “Hayır... hayır yapamıyorum. Bir erkeğin bana dokunması çıldırtıyor beni. Bunu ancak sen yapabilirsin. Bunu ihanet olarak görme lütfen, ben de arkadaşımın kocasını ayartan biri değilim. Bu işi sadece tıbbi bir işlem olarak yerine getir. Çünkü senden başka bir erkeğin bana dokunmasına dayanamıyorum!” dedi. Şok olmuştum. Kafam karmakarışıktı. Salona geçtim bir duble Rakı koydum kendime. Karanlıkta oturuyordum. Düşünüyordum. Nasıl yapardım böyle birşeyi, nasıl ihanet ederdim eşime, hem de en samimi arkadaşıyla. Yapmamalıydım, ama Sibel de zor durumdaydı. En iyisi burdan gitmek diye düşünürken Sibel geldi salona, kanepeye yanıma oturdu. Ağlıyordu. “Yapmak istemiyorsan yapma!” dedi ve bundan kesinlikle eşime bahsetmememi istedi. Bana yakındı, kolumu boynuna doladım, başını göğsüme koydu, titriyordu...

Parmağımın ucuyla kolunu okşamaya başladım, kasıldı. “Dur, sakin ol, bu sorununu çözelim birlikte.” dedim. Işığı yakmadan güzel bir müzik hazırladım ve onu dansa kaldırdım. Sarıldı boynuma dans ediyorduk. Sırtını okşamaya başladım, irkildi. Ben de 3 gündür sikişmemiştim ve kollarımın arasında dipdiri bir vücut vardı. İncecik geceliğin üzerine giydiği incecik sabahlık bir yerini örtmüyordu aslında, memelerinin ucunun sertleştiğini hissediyordum. Uzun süre dans ettik. Bir an sırtındaki sabahlığı çıkardım, önce direndi ama sonra vazgeçti. Sikim kalkmıştı. Göbeğine değiyordu. Geceliğini de sıyırdım. Şimdi kollarımda çırıl çıplaktı. Titriyordu kollarımda. Kulağına eğildim minicik bir öpücük kondurdum, “Hiç sik elledin mi?” dedim. Kalbi hızlı hızlı çarpıyordu, “Hayır, korkuyorum! Sadece bir kere seni yazlıkta duşta gördüm. Kocamandı.” dedi.

“Gel o zaman!” dedim. Yatak odasına götürdüm onu. Gardrobundan iki ipek fular çıkardım, biriyle gözlerini bağladım. Yatağa sırt üstü yatırdım. Ben de soyundum, sikim taş gibi oluş, şaha kalkmıştı. Ama ne yazık ki bizim ürkek ceylanı sikmek kolay olmayacaktı. Beyaz ipek fuları alnında gözlerinde gezdiriyordum irkiliyordu. Yavaşça boynuna indim, kıpırdamaya başladı. Memelerinin etrafında dolaşmaya başladım, inliyordu. Sol ayağını sağ ayağının üzerine koydu ve amını bacak arasında sıkmaya başladı. Bir hayli gezdirdim fuları vücudunda. Derken göbeğine doğru indim, daha çok kasılmaya başladı, inliyordu. Kasıklarına indim. Külot çizgisinde dolaşıyordum. Bacaklarını sıkıyor, kalçalarını kaldırıp indiriyordu. Birden ağlamaya başladı. Kasılıyordu. Kalçalarını vurmaya başladı yatağa, hıçkıra hıçkıra orgazm oluyordu. Memeleri daha dikilmiş, harika görünüyor, bacaklarını sıkıp bıraktıkça amından sular akıyordu. Titreyerek sarsılarak boşaldı.

Ben bir sigara yaktım. Sırt üstü yattım. Hep bu şekilde bacaklarını sıkarak masturbasyon yaptığını, bacağını açtığında kesinlikle boşalamadığını söyledi. Gözleri kapalıydı. “Şimdi sıra sende. Sen de benim vücudumu tanıyacaksın!” dedim. “İmkansız, dokunamam!” dedi. “Dene bir kere!” dedim. El yordamıyla fuları aramaya başladı. “Hayır, sen parmak uçlarınla gezeceksin!” dedim. Parmak uçlarını dudaklarıma götürdü, burnuma, kaşlarıma. Sadece yüzümde geziyordu. Nefes alışları sıklaşmıştı. Hiç müdahale etmiyordum. Yüzümde oldukça oyalandı, nihayet boynuma indi, göğsümde geziyordu şimdi. Bir an bacağı sikime değdi, titredi, kasıldı. Devam etti, göbeğime geldi. Şimdi kolu sikime değiyordu, taş gibi dikilmişti sikim. Aşağı indi. Sikimin etrafında dolaştı uzun müddet. Bir türlü cesaret edip dokunamıyordu. Hiç acele etmiyordum, mutlaka merakı galip gelecekti. Yaklaşmaya başladı, artık sikime kaçamak dokunuyordu. Harika oluyordu, içim geçiyor, sikim hiç olmadığı kadar sertleşiyordu...

Bir an tamamını tuttu. Bir anda bırakıp gözlerini açmak istedi. Engelledim. “Hayır gözlerini açma, istemiyorsan dokunma!” dedim. “Çok büyük, korkuyorum!” dedi. Serbest bıraktım, ürkek ceylan yine çekingen, sikimin etrafında dolaşmaya başladı. Ama biraz daha cesaretliydi, parmağının birini sikimin ucunda dolaştırıyordu şimdi. Memelerinin ucu sertleşmiş, kasıklarıma değiyordu. Bir anda tüm eliyle kavradı, geri çekti elini, tekrar kavradı. Alışmıştı. Okşamaya başladı. Harikaydı, boşalmamak için zor tutuyordum kendimi. Sikimin ucuna bir minik öpücük kondurdu, açılmıştı artık. Biraz sonra ürkek öpücük yerini müthiş bir oral sexe bırakmıştı. Harika emiyor, sıvazlıyordu. Uffff nefisti... Artık zor tutuyordum kendimi, ama ağzına da boşalmak istemiyordum doğrusu. Kıpırdadım yerimden. Durdu. Onu sırt üstü yatırdım. Boynundan kulak memelerinden öpmeye başladım yeniden kıvranmaya başladı. Yavaşçacık dudaklara geldim, önce kaçırdı dudaklarını, sonra teslim etti. Hiç öpüşmemişti bu güne kadar, acemice öpüyordu. Sonra kendini bana bıraktı. Dudaklarını araladım. Dilim diliyle dans etmeye başladı. Artık ustalaşıyordu.

Yavaş yavaş boynundan aşağıya doğru indim. Kıvranıyordu. Memelere gelince yine kasıldı. Ama dilim memelerinin etrafında dolaştıkça aldığı zevk arttı. Meme uçlarına dil attım, üzüm gibi şişmişti. Yavaş yavaş göbeğine doğru indim, ayaklarını yine üst üste koydu amını sıkmaya başladı. Aşağı indim, bacaklarını hafifçe aralamak istedim. Kastı kendini. Anlaşılan açmayacaktı. Başka formül bulmalıydım. Yüzü koyun çevirdim. Ensesinden öpmeye başladım. Aşağıya doğru indikçe ürperiyor, kıvranıyordu. Bel çukurunda dilimle daireler çizdim. Kalçalarını kaldırmaya başladı, bacakları hala sımsıkı kapalıydı, sıkıp gevşetiyordu. Belinin iki yanından tutarak kalçalarını kaldırdım, başını yastığa gömdü, ama bacakları yine bitişikti. Arkadan harika görünüyordu. Amına dilimi gömdüm, emmeye başladım. Kalçaları daha çok dikildi. Emdikçe suları akıyordu. Dilimi sokup çıkarıyordum derinliklerine. Uzun süre devam ettim böyle. Sonra sikimi elime alıp amında gezdirmeye başladım. Fark etmemişti. Dilliyorum sanıyordu, ama bacaklarını da açmıyordu.

Bacaklarını bacaklarımın arasına aldım. Sikimi dayadım, kıvranıyor, memelerini yastığa sürtüyor, inliyordu şimdi. Hala dayadığım sikimi farketmemişti, dilliyorum sanıyordu. Biraz bastırdı kendini, başı girmişti. Kızlığına dayanmıştı. İnliyordu. Hafif hafif girip çıkıyordum, sel gibi suları akıyordu. Bir anda kalçalarını geriye verdi, sikim önce kızlığına takıldı sonra yağ gibi girdi yarıya kadar, iniltisi odayı dolduruyordu. Kıpırdamadım ben, kendisini ileri geri oynatarak gidip geliyordu. Biraz sonra birden bastırdım, şimdi köküne kadar içindeydi. “Ahhhh!” diye bir ses çıktı. Sikimin kenarından kan sızıyordu. Biraz durdu, ileri geri oynatmaya başladı. Artık kendimi tutamıyordum. Fışkırmalıydım amına... Bir anda patladım. Şaşırmıştı. Kasıldı. “Çok güzel emiyorsun, içime sıcak birşeyler akıyorrrr, harikaaaa!” diye hızlandı. O hala sikimin farkında değildi. Hızlandı, hızlandı ve kasılmaya başladı. Titreyerek boşaldı, yığıldı yatağa, ben de üzerine yığıldım...

İpek beyaz fularla sızan kanı sildim. Görmeyeceği yere koydum. Yana devrildim. İkimiz de soluk soluğaydık. Birer sigara yaktık. Çarşafı göğüslerine çekti. Çok farklı şeyler hissettiğni söyledi, “Çok güzel emdin beni, ama içime fışkıran o sıcak şey neydi?” dedi. Anlaşılan sikildiğinin, o çok korktuğu kızlığının bozulduğunun farkında değildi. Güldüm, dudaklarına bir öpücük kondurdum. Fuları aldım elime, “Artık sen kadınsın!” dedim. Şaşırdı. Gözlerinden iki damla yaş süzüldü, “Ne yani, oldu mu şimdi?” dedi. “Evet... Bak bu kan senin kadınlığa geçişini simgeliyor!” dedim. Öptüm, kokladım, “Hadi şimdi banyoya gir!” dedim. Kalktı yataktan, müthiş vücuduyla banyonun yolunu tuttu. Ben de yatağa uzandım bir sigara yaktım. Hiç düşünmediğim şeyler yaşamıştım. Eşim bilse ayrılmaya bile kalkardı...

Biraz sonra banyodan bornozla geldi, yanakları pembe pembe idi. Yaramıştı ona. Kafam karmakarışıktı. Yataktan kalktım banyoya gittim. Sıcak su iyi gelmişti. Biraz kafamı toplamıştım. Niyetim duşumu alıp giyinip evimin yolunu tutmaktı. Banyodan çıktım, yatak odasına geldim, külodum pantolonum toplanmış asılmıştı. Ama Sibel yoktu. Gecenin saat 3’ü olmuştu. Seslendim. “Salondayım...” dedi. Belimde havluyla oraya yürüdüm. Siyah bir gecelik giymiş ve ortadaki sehpanın üzerini boşaltmış, üzerine çikolata meyve çerez tabaklarını yerleştirmiş, kristal bir kasenin içine kızlık kanını sildiğim bembeyaz ipek fuları yerleştirmiş ve buz kovasının için de bir şampanya şişesi. “Hayrola?” dedim. “Bunu kutlamalıyız!” dedi. “Tamam, giyinip geleyim.” dedim. “Yok... Giyinmene gerek yok, öyle gelebilirsin!” dedi. “Olmaz!” dedim. “O zaman sadece külodunu giy!” dedi. Giyip geldim. Beni oturttu. Şampanya şişesini aldı. Patlattı. İyiki fazla ses çıkmamıştı, yoksa apartmandakiler ayaklanabilirdi. Kadehlerimizi doldurdu. Yanağıma minicik bir öpücük kondurdu, “Teşekkür ederim! Beni büyük bir sorundan kurtardın!” dedi.

Ben de, “Bu işi arkadaşınla yapmalıydın!” dedim. “Yapamadım. Olmadı. Olamıyor. Hem arkadaşıma bakire olmadığımı söylemiştim!” dedi. Şampanyalarımızı yudumlamaya başladık. Yanıma oturdu. Sırtını kanepenin yanına dayadı. Ayaklarını kucağıma uzattı. Şeffaf geceliğin altında külot yoktu. Pırıl pırıl amı kadınlığının gururuyla gülümsüyordu sanki. Neden böyle bir korkusu olduğunu sordum. Ailesinin tek kızıymış. Çok iyi bir yaşantıları ve çok güzel bir annesi varmış. Küçükken annesinin odasından sesler geldiğini, annesinin inlemelerini, Ahhhh ve Offff’larını duydukça, başını yastığın altına sokup ağladığını, babasının annesine işkence yaptığını sandığını anlattı. Sibel biraz daha büyüdüğünde, bir gece sesler o kadar artmış ki, kalkıp mutfaktan bir bıçak almış, annesinin yatak odasının kapısına gelmiş, içeri dalmayı ve annesini kurtarmayı düşünmüş. Fakat bir anda aklına kapının anahtar deliğinden içeriye bakmak gelmiş. Eğilmiş bakmış...

Babası sırt üstü yatmış, annesini üzerine oturtmuş. Annesi de, “Ohhh, sik hadi, kökle!” diye zevkten ve mutluluktan kıvranıp duruyormuş. Sibel tabii şaşırmış. Bakmış ki annesi hiçte işkence görüyor gibi değil, geri odasının yolunu tutmuş. Biraz sonra annesi banyoya gitmiş. Banyodan çıktığında Sibel annesini kapıda karşılamış. Annesi, yüzünde güller açmış bir halde, Sibelin yanağını sıkmış, “Noldu kızım uyuyamadın mı? Hadi yat uyu!” demiş ve gülümsemiş, yatak odasına gitmiş. O geceden sonra Sibel babasının annesine yaptığı şeyin kötü birşey olmadığını düşünmüş ve onların her sevişmelerinde seslerini dinleyerek masturbasyon yapmış. Üniversiteyi kazandıktan sonra da birçok erkek arkadaşı olmuş, ama iş ilerleyince içindeki korku büyümüş. Dokundurtmamış kimseyi kendine. Birçok talibini de reddetmiş. Şimdi biriyle arkadaşmış. Onu da bu korkusundan dolayı reddetmek üzereyken aklına ben gelmişim. Bana karşı, diğer erkeklere duyduğu gibi korku duymadığını, beni yazlıkta duşta çıplak gördüğünde anlamış. Orada ilk kez bir erkeğin sikini okşamak istediğini düşünmüş. Ve benden yardım istemeye karar vermiş...

Şampanyalarımız bitmişti. Kalkıp yeniden doldurdu kadehlerimizi. Ayağını yeniden kucağıma uzattı. Etkilenmiştim. Ayak bileklerini okşamaya başladım. Ürperdi. Dizlerine kadar çıktım. Bu arada sikim de yeniden taş gibi olmuştu. Ayağının birini kaldırıp kanepenin sırtına koydum. Amı yine sulanmıştı. Yavaş yavaş yukarıya doğru hareketlendim. Açıldı iyice, parmağımı amının etrafında gezdirmeye başladım. İnliyordu, gözleri kapalıydı. Parmağımla klitorisine baskı yapmaya başladım. İyice ıslandı. Memelerini geceliğinin üzerinden sıkmaya başladım. Bir çırpıda geceliğini çıkardı, pırıl pırıl pürüzsüz tüysüz vücudu karşımdaydı. Gömdüm ağzımı amına, içime çeke çeke emmeye başladım. Çıldırmıştı. İnlemeye başlamıştı. Kaldırdım, sırtımı kanepeye yasladım, ata biner gibi üzerime aldım. Sikim tam amının ağzındaydı. Başını sürtüyordum şimdi. Suları akıyordu. Azıcık eğildi, memelerini dudaklarıma verdi. Sonra da bir anda kendini sikimin üzerine bıraktı. Köküne kadar içindeydi şimdi. Ağzından bir, Ahhhhh!” döküldü. Komşular duymadıysa iyi... Zıplamaya başladı üzerimde. Çığlık çığlığa boşalıyordu. Bende zor tutuyordum kendimi. Bir anda fışkırtmaya başladım. Kasıldı, o da geliyordu. Çılgın gibi inip kalkıyordu. Daha sonra üzerime yığılıp kaldı.

Kalktık yeniden duşa girdik birlikte, birbirimizi yıkadık, sonra yatak odasına geçip sarıldık birbirimize. Zaten gün ağarmış, sabah olmuştu. Sarıldık öylece uyuduk. Derin uyurken bir elin sikimle oynadığını hissettim uyandım, saat 11’i geçiyordu. Bizim ürkek ceylan sikimle oynuyordu, “Hayrola?” dedim. “Uyanmalı artık!” dedi, emmeye başladı. Amı sıcak ve ıslaktı yine. Sikim yine taş gibiydi, bu sefer ben de azmıştım. Birden döndürüp sırt üstü yatırdım, bacaklarını omzuma aldım, kökledim, gerçek sikilmeyi görmeliydi. Çıldırmıştı yine, kökledikçe inliyor, bağırıyordu. Kalçalarına vura vura siktim, yine biraz sonra çılgın gibi içine fışkırtım. O da boşalıyordu. Harikaydı. Bittik ikimiz de. Yığıldım kaldım üzerine. Kalktık banyoya girdik. Ben banyodan çıkıncaya kadar kahvaltıyı hazırlamıştı. Birlikte kahvaltı yaptık. Giyindim evden çıktım. En yakın eczaneye uğrayıp ‘Ertesi Günü’ haplarından aldım. Geri döndüm, ürkek ceylanıma içirdim. Ne olduğunu sordu. Söyledim, “Seni kocana açık göndereceğim, ama hamile göndermek istemem!” dedim, gülüştük. Dudaklarımdan öperek uğurladı.

Evime gittim. Yatağı yatılmış gibi bozdum. Akşam eşim gelecekti. Hava alanından alacaktım onu. Sanki kahvaltı yapmışım gibi çay demledim. Kahvaltı sofrası hazırladım. Her şey eşimin şüphelenmeyeceği şekildeydi artık. Biraz uzanıp dinlendim. Ve akşam 19 da hava alanının yolunu tuttum. Gelmişti fıstığım. Eve geldik, yemek hazırladık, birlikte yedik. Biraz sonra Sibel telefon açtı, “Hoş geldin!” dedi. Eşim de, “Kız kocama iyi baktın mı? Aç falan bırakmadın değil mi?” dedi. Sibel de, “Yok yok, çok iyi baktım. Balık Rakının üzerine kaymaklı kadayıfta yedirdim!” :) dedi. Gülüştüler. Ben birşey anlamamıştım, ama meğerse iş başkaymış...