Müdür Oldum Seks Hayatım Canlandı 31. Bölüm

Eve girer girmez hemen laptopumu açtım, bu arada kendime bir kahve yaptım ve laptopun başına oturdum. Sözleşmeleri, istenilen parayı ve notları mail olarak Gökhan beye attıktan sonra telefon açtım. Gökhan beye, "Sinem hanımın sunumu çok başarılı oldu, anlaşmayı aldık. Size mail yoluyla attım sözleşmeyi." dedim. Gökhan bey, "Harikasınız, var mı bir isteğiniz?" dedi. Ben de, "Aslında, Sinem hanım burada olsa Amerika’daki işi daha rahat alırız." dedim. Gökhan bey bir süre sustuktan sonra, "Sinem’i gönderebilirim, ama senin gibi 3 ay kalamaz, sadece 1 aylık gönderebilirim. Yoksa buradaki işler çok aksar!" dedi. Ben de, "Tamam, yeter 1 ay bize." dediğimde, Gökhan bey, "Görüşürüz o zaman!" dedi. Geceye kadar boş boş takıldıktan sonra yatıp uyudum. Saat 20:00 gibi kalktım. Müjgan’ın odasına indim ama halen gelmemişti eve. Telefonunu aradığımda ise ulaşılamıyordu. Meraklanmıştım. Müjgan saat 22:00’ye doğru geldi. Yüzü biraz asıktı, bir şey sormadım ben de. Odasına girdikten sonra akşama kadar çıkmadı. Günlerimiz böyle geçiyordu

ve Amerika’ya gideceğimiz güne gelmiştik. Akşam saat 16:30’da uçağımız kalkıyordu. Amerika’da daha uzun bir süre kalacaktık. Saat 14:00 gibi son kez Frank ve Linda ile vakit geçirdik ve bizi 16:00 gibi havalimanına bıraktılar. Güzel bir uçak yolcuğundan sonra New York’a iniş yaptık.

Muhteşem bir görüntüsü vardı, teknoloji müthiş ilerlemişti Amerika’da. Hayran hayran etrafı izlerken havalimanından çıktık ve bizi almaya gelen yetkiliyle buluştuk. Martin’di adı, 1.90 boylarında, siyah tenli bir adamdı. Bizimle selamlaştıktan sonra arabaya bindik ve hareket ettik. Bir otelin önüne geldik ve indik. Lobi’ye doğru giderken Martin bize, "Ev ayarlanacak, sadece 1 hafta kalacaksınız." dedi. Lobide işlemlerimizi hallettikten sonra yukarıya çıktık. Odamıza yerleştik, suit oda olduğundan 2 tane ayrı yatak vardı. Ben içerideki yatağa yattım.

Sabah saat 9:00’da Müjgan’ın uyandırmasıyla kalktım. Müjgan’ın yüzü uzun bir süreden sonra tekrardan gülüyordu. Hemen hazırlandım ve kahvaltıya indik. Güzel bir kahvaltıdan sonra bizi almaya Martin geldi. Şirkete geçecektik, yukarıda hazırlanmamız için müsaade istedik. Ben takım elbisemi giydim, Müjgan ise yeşil bir tek parça elbise giydi, güzel bir makyaj yaptı. Adamları etkilemek istiyordu. Aşağıya indiğimizde Martin uzunca bir süre süzdü Müjganı. Martin de şirkette benim çalıştığım pozisyonda çalışıyordu, ama Satış ve Pazarlama bölümünde başka bir müdürün daha olduğunu söylemişti.

Şirket yaklaşık 20 dakika uzaklıktaydı, arabadan inince gerçekten müthiş bir şirket olduğunu gördüm. Büyükçe bir binaydı, içeriye girdik ve asansörle yukarıya çıktık. Martin önde, biz arkada, toplantı odasına geldik ve içeriye girdik. Şirketin patronu ve Martin’in bahsettiği diğer müdür içerideydi. İkisi de ayağa kalktılar. Satış müdürünün adı Layla idi. 26 yaşında olduğunu öğrendim, 1.65 boylarında, esmer, siyah saçlı, düzgün bir fiziği olan, güzel göğüs ve kalçaları olan bir kadındı. Manken gibiydi. Patron ise 50 yaşın üstündeydi.

Kısa bir toplantı yaptık, 1 saatten kısa sürmüştü. Tanışma faslı gibiydi, iş detaylarını çok az konuştuk. Patron toplantıdan ayrıldıktan sonra Martin de ayrıldı. Martin başka bir şirketle görüşüyordu, bizimle esas ilgilenecek kişi Layla idi. Buna sevinmiştim aslında. Layla, "Hadi yemeğe gidelim!" dedi. Saat 12:00’yi biraz geçmişti. Layla'nın arabasına atladık ve bir restoranın önüne geldik. Lüks bir restorandı, zaten New York’ta hiç kötü bir yer görmemiştim. Yılbaşını da burada geçireceğimden memnundum açıkcası.

Restorana girdikten sonra üst katta bir masaya oturduk. Yemeklerimizi söyledik ve sohbet etmeye başladık. Sanki iş için değil de, arkadaşlarımızla toplanıp gelmişiz gibiydi. İşle alakalı bir şey konuşmuyorduk. Yemeklerimiz geldi, yedik ve kalktık. Layla bizi otele bıraktı. İçeriye girerken Müjgan bana, "Kadının içine düşecektin, toparlan biraz!" dedi ve güldü. Ben de, "Ne yapayım, çok güzel!" dedim. Aslında yüz olarak çok güzel bir kız değildi, ama fiziksel olarak muhteşemdi. Müjgan, "Neresi güzel onun ya? Güzel kız görmesek yedireceksin!" dedi.

Kıskandığını biliyordum, "Ne oldu kıskandın mı kızı?" dedim. Müjgan, "Yok be ne kıskanacağım, o beni kıskansın!" dedi ve ardından, "Martin de yakışıklı adam ama!" diyerek çevirdi konuyu. Ben de, "Sen onun tipine değil, yarrağına hayransındır!" dedim. Müjgan gülümsedi ve "Seninkinden büyük diye kıskanmıyorsun umarım!" dedi. "Nereden biliyorsun büyük olduğunu?" dedim. Müjgan, "Görmedin mi? Ben aşağıya inince önünde sanki yılan varmış gibiydi!" dedi. Haklıydı aslında, Müjgan'ı o şekilde görünce adamın siki kalkmıştı. Asansörle odamızın bulunduğu kata çıktık, Müjgan kapıyı açtı ve içeriye girdik.

Müjganı kolundan tuttuğum gibi yatağa götürdüm ve yatırıp üzerine çıktım. Öpmeye başladım, Müjgan da bana karşılık veriyordu. Bacaklarının arasına girmiştim ve ellerimle de bacaklarını okşuyordum. Elbisesinin eteği biraz yukarıya doğru sıyrılmıştı, kalçalarının da bir bölümü açıktaydı. Bacaklarını ve kalçalarını okşayıp, mıncıklıyordum. Üzerindeki kıyafeti hızlıca çıkarttım. Südyen ve külotuyla kalmıştı karşımda.

Kıyafetiyle aynı renkte yeşil iç çamaşırı takımı vardı. Çok seksi gözüküyordu, hemen südyeni çıkarttım ve göğüslerine yumuldum. Göğüslerini emerken Müjgan da inliyor ve ara sıra kafamdan bastırıyordu beni göğüslerine doğru. Göğüslerinin ucu yavaştan şişmeye başlamıştı. Müjgan’a baktığımda gözlerini kapatmıştı, bakmadan inliyordu sadece. Göğüslerini bıraktım ve külotunu çıkarttıktan sonra amını yalamaya başladım. Müjgan burada biraz daha hareketlenmeye başladı.

İniltileri de artıyordu yavaştan. Amını yalamaya devam ederken, bir parmağımı amına sokmaya başladım ve ileri geri hareket ettiriyordum. Müjgan yatakta kıvrıldıkça kıvrılıyor, çarşafları sıkmaya başlıyordu. İkinci parmağımı da sokmaya başladım ve amından klitorisine doğru kayıp orayı yalamaya başladım. Müjgan zevke çok fazla dayanamayarak orgazm oldu. Vücuduna elektrik verilmiş gibi titriyor ve öyle orgazm oluyordu, uzun bir süreden sonra bitmişti, parmağım sırılsıklam olmuştu. Müjganı bıraktım ve ayağa kalkıp kısa sürede çırılçıplak soyundum.

Müjgan’ın baş ucuna geçtim ve yarrağımı ağzına verdim. Müjgan gözleri kapalı bir şekilde yarrağımı hızlı hızlı yalamaya başladı, bir yandan da eli amında okşamaya devam ediyordu kendisini. Bu orgazm ona yetmemiş, ikincisini istiyordu her halde. Müjgan’ın ağzından yarrağımı çektim ve yatağa sırt üstü yatıp onu üzerime aldım. 69 olduk, ben şimdi tekrardan Müjgan’ın amını yalarken o da benim sikimi büyük bir iştahla yalıyordu, bir eli sikimde, bir eli de taşağımda okşamaya devam ediyordu. Müjgan’ın kalçasına bir tokat attım ve üzerimden kaldırdım.

Yatakta domalttım ve kalçalarını iyice açık bir süre izledikten sonra yarrağımı amına dayadım ve soktum. Müjgan bir çığlık attı öncesinde, içine komple köklediğimden dolayı canı acımış olmalıydı. Müjgan’ı sikerken aklıma videoya çekmek geldi. İçinden çıktım, Müjgan biraz afallamıştı, bana bakmaya başladı. Ben hemen çantamı açtım ve hızlıca kameramı aramaya başladım. Bulmuştum kamerayı, hemen açısını ayarladım tam ikimizi alacak şekildeydi. Kayıtı başlattım ve Müjgan’ın arkasındaki yerimi aldım tekrardan.

Müjgan’ın amına birkaç kez fırça çektikten sonra girdim içine ve hızlıca sikmeye başladım. O kadar şiddetli sikiyordum ki, Müjgan’ın göğüsleri çok hızlı ileri geri sallanıyordu. Müjgan ise bağırmaya başlamıştı artık. Duyulacak diye korkmuyor değildim, ama bu anda durduramazdım kendimi. Kameraya çekiliyor olmamız da ayrı bir tahrik unsuruydu benim için ve kendimi bozmadan hızlı hızlı 15 dakika Müjgan’ı aynı pozisyonda siktim. Müjgan bu arada 2. sefer orgazm olmuştu. Ben ise boşalacağımı anladığımda Müjgan’ın içinden çıktım. Yatağa sırt üstü yatırdım ve göğüs hizasına gelerek yarrağımı okşamaya başladım, bu arada kameranın açısını kapatmamaya çalışıyordum ve hırlayarak göğüslerine boşaldım Müjgan’ın. Müjgan kalktı ve banyoya gitti ben yatağa yatıp dinlenmeye başladım. Müjgan banyoda göğüslerini yıkadı ve geldi.

Müjgan’ı tekrardan üzerime aldım, o bitti sanıyordu, ama devam edecektim. Bir kez daha boşalmam gerekiyordu. Müjgan’ı kucağıma oturttum, yüzü bana dönüktü ve amına girip Müjgan’ı hoplatmaya başladım. Göğüslerini öpüyordum bu arada, ıslaklık halen vardı göğüslerinde. İki göğsünü de yalarken, Müjgan da üzerimde hızla hoplamaya başladı. Ara sıra kalçalarını okşuyor ve tokat atıyordum. Müjgan hiç bozuntuya vermiyordu kameranın çekmesini, ama neden çektiğimi de merak ediyor gibiydi.

Müjgan’ı üzerimden kaldırmadan hemen geriye doğru yatırdım. Sırt üstü yatarken tekrardan amına gir çık yapmaya başladım. Kasıklarım ağrımaya başlamıştı, ama müthiş bir zevk alıyordum aynı anda. Ara sıra eğilerek Müjgan’ın boynunu öpüyordum. Müjgan gözleri kapalı inliyordu. Son birkaç kez daha girip çıktıktan sonra içinden çıktım Müjgan’ın ve çıkmamla beraber Müjgan’ın göbeğine boşaldım. Müjgan hızlı hızlı nefes alıp veriyordu, kalktım yerimden ve kamerayı kapattım. Müjgan kalktı ve tekrardan banyoya girdi. Ben de kamerayı laptopuma bağlayıp kasetteki videoyu bilgisayara attım.

Sonrasında ben de girdim banyoya ve yıkandıktan sonra bilgisayardaki videoyu Müjgan’la beraber izledik. Yaklaşık yarım saat olmuştu, ki ön sevişme bölümünü almamıştım bile. Videoyu hemen Sinem’e yolladım, amacım böyle böyle onu gelene kadar azdırmaktı. 1 hafta sonra gelecekti Sinem ve 1 ay boyunca kalacaktı bizimle. Laptopumu kapattım, saat daha 15:00 idi ama hafiften yorulmuştuk. Birkaç saat uyuduk.